Yoğun bakım hasta sayısı neden artıyor?

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, yoğun bakım hasta sayısının artışı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, sonbahar ayları ile birlikte corona virüsüyle grip virüsünün birbirine karışacağını, 65 yaş üzeri ve riskli kişilerin Eylül ayında mutlaka hem grip hem de zatürre aşısı yaptırmaları gerektiğini açıkladı.

Son günlerde A grubu kana sahip kişilerin corona virüsüne daha çok yakalandıkları yöndeki tartışmalara da değinen Usluer, “Kan grubu tartışması son derece gereksiz ve saçma bir tartışma olduğunu söylemek istiyorum. Doğru olduğunu kabul edelim. Ne olur? Kan grubumuzu mu değiştireceğiz?” dedi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, normalleşme süreci ile ilgili açıklamalarda bulunarak, virüs döneminde okulların durumunu, yaklaşan Kurban Bayramı’nda uygulanacak tedbirler hakkında bilgiler verdi.

RAKAMLAR ÇOK ŞEFFAF, ÇOK DETAYLI VERİLMİYOR

Prof. Dr. Usluer, 1 Haziran tarihinde Türkiye'nin plansız, programsız bir normalleşme süreci başlattığını belirterek, “Normalleşmeye başlamak doğruydu. Ama atılacak her adım bir sonraki adım hesaplanarak, her adım sonrası neler olduğu görülerek olması gerekirken en olmazlardan başlanılarak Türkiye normalleşme sürecine girdi.


1 Hazirandan bugüne geldiğimizde sabitlenmiş bir günlük ölüm hızı var. 18-20 arasındaki vatandaşımızı kaybediyoruz. Neredeyse sabitlenmiş 1000-1200 arasındaki gülük yeni vaka ama buna karşılık Mayısın ilk haftasındaki tarihlerde görebileceğimiz yoğun bakım hasta sayısı ile karşı karşıyayız. Bize rakamlar çok şeffaf, çok detaylı verilmemektedir” dedi.

YOĞUN BAKIMDA YATAN HASTA SAYISI NEDEN ARTIYOR?

Bütün şehirlerin vaka sayılarında bir artış olduğunu ifade eden Usluer, “1 Hazirana kadarki süreçte hastaneye başvuran olguların yüzde 10'unda test pozitifliği saptanırken şu anda hastaneye başvuran hastaların neredeyse yüzde 50'sinde test pozitif. Acaba kullanmakta olan test kitlerinde mi bir değişiklik var? Daha duyarlı test kitleri mi kullanıyoruz, bu kadar yüksek pozitiflik saptıyoruz.


1 Haziranda başlayan hızlı ve dağınık normalleşme süreci, öğrencilerin 1 hafta ara ile sınava girmeleri, sınavda yaşanan görüntüler birbirine eklendiğinde birbirini izleyen hastalarda vaka sayılarında artışlar şeklinde yansıma yapıyor.

Beni tedirgin eden, vaka sayısı binli rakamlar civarındayken yoğun bakıma yatan hasta sayısı niçin artıyor? Sağlık Bakanlığı ve bilim kurulunun bunu açıklaması gerekiyor. Yoğun bakım hasta sayımızın artıyor olması Türkiye'nin verileri ile Türkiye'deki hasta dağılımıyla ilgili bir takım soru işaretlerini aklımıza getiriyor” şeklinde konuştu.

KAN GRUBUMUZU MU DEĞİŞTİRECEĞİZ?

Corona virüsünün A grubu kana sahip insanlarda daha fazla enfekte olup ölüm oranının daha yüksek olduğu, 0 grubu kana sahip olanların ise daha az etkilendiği yöndeki tartışmalar hakkında da açıklamalarda bulunan Usluer şöyle konuştu:

“Kan grubu tartışması son derece gereksiz ve saçma bir tartışma olduğunu söylemek istiyorum. Doğru olduğunu kabul edelim. Ne olur? Kan grubumuzu mu değiştireceğiz? Veya salgını yönetim biçimimizi mi değiştireceğiz? Korunma önlemlerimizi, insanların kan gruplarına göre mi yapacağız? Bu çok gereksiz, zamansız ve faydasız bir tartışma.

Pandeminin öyküsü, bittiğinde yazılacak. Belki öykünün bir kenarında bu kan grupları da yer alacak ama salgının kontrolünde bugüne hiçbir yararı olmayan bir durumdan bahsediyoruz. Hastalığın birinci bulaşma yolu damlacık yolu. İkinci bulaşma yolu damlacıkları etrafa saçıyoruz, etraf dediğimiz cansız yüzeyler, işte o cansız yüzeylerde özellikle ellerimiz kontamine oluyor.

O eller aracılığıyla tuttuğumuz çatal, bıçak, kaşık, bardak kafe ve restoran gibi toplu yaşam alanlarında bizzat kişilerin aracılığıyla enfekte olabilirler. Kafe, restoran gibi toplu yaşam alanlarında bulaş riski ile karşı karşıya kalabiliriz.”-Sözcü

Bakmadan Geçme