İtfaiyecilerin ölümden döndüğü o anlar

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında görev yapan itfaiyecilerin nefes kesen ve film sahnelerini aratmayan müdahaleleri, aksiyon kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, itfaiye ekibinin alevlerin arasına gözünü kırpmadan girdiği ve ölümden döndüğü anlar yer alıyor.

PAYLAŞ
Kocaeli Zirve - Kocaeli Zirve

Türkiye’nin önde gelen itfaiye teşkilatları arasında yer alan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, her gün çok sayıda olaya müdahale ediyor. Kent genelinde yangın, kaza, insan ve hayvan kurtarma olaylarına giden itfaiyeciler operasyonlardan başarı ile dönüyor. Verilen anonsları duyar duymaz hızla teşkilattan çıkan itfaiyeciler, ekipmanlarını da araçlarda giyinerek olay yerine hızla ulaşıyor. Ekipler zorlu kurtarma operasyonlarını, kasklarında bulunan aksiyon kameraları ile de saniye saniye kaydediyor.

Nefes kesen anlar aksiyon kamerasında

Gebze ilçesinde bir arşiv deposunda yangın ihbarını alan itfaiye ekipleri hızla bölgeye gitti. Kısa sürede olay yerine ulaşan ekipler, müdahale için harekete geçti. Aksiyon kamerasının kaydettiği görüntülerde, patlamaların meydana geldiği, bir itfaiyecinin ise meslektaşını ’kaç kaç’ diyerek uyardığı görülüyor. Bir diğer görüntüde de itfaiyecilerin alev alev yanan bir otelin çatısını söndürmeye çalıştığı anlar yer alıyor. Olay yerine gelir gelmez çevredeki vatandaşa çatıda yanıcı bir madde olup, olmadığını soran itfaiyeci, doğalgaz olduğunu öğrenince hemen devre dışı bırakıyor. Tüm güvenlik önlemlerini aldıktan sonra binaya giren ekipler, zorlu bir yangınla karşılaşıyor. Çatıdan alt katlara sürekli yanan parçaların düştüğü anlar aksiyon kamera görüntülerine yansırken, itfaiyecilerin de ölümle burun buruna kaldıkları görülüyor. Nefes kesen görüntülerde bir itfaiyecinin, hızla merdivenleri çıktığı, arkadaşının yanına ulaştığı sırada ise arkasından büyük alev parçalarının düştüğü görülüyor. Diğer bir görüntüde ise ekiplerin yanan bir eve balkonda girdikten sonra, hiç düşünmeden dumanların arasına girmeleri yer alıyor. Dizlerinin üzerinde ilerleyen ekipler, meslektaşları için evin kapısını açıyor.

"En büyük sıkıntı, insanların mesleğimizi iyi tanıyamaması"

11 yıldır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görev yapan Recep Yayla, meslek yüksekokulunda bu bölümü okuduğunu ve zaman içerisinde mesleği tanıdıkça sevmeye başladığını kaydetti. Yayla, mesleğinin kişisel gelişim açısından da kendisini çok geliştirdiğine dikkat çekerek, "Üniversite yıllarında itfaiyeciyiz diyemiyorduk. İnsanlar, ’itfaiyeci mi olacaksınız’ diyerek karşılıyordu. Ama biz mesleğin gerçekten çok kutsal ve teknik bir meslek olduğunu anlayınca sorun kalmadı. En büyük sıkıntı, insanların mesleğimizi iyi tanıyamaması" dedi.

"Psikolojik olarak çökmememiz lazım"

İtfaiyecilik için sağlam bir eğitim alt yapısına sahip olmak gerektiğini anlatan Yayla, bazı lise ve üniversitelerde itfaiyecilik bölümünün olduğunu, her iki okulda da eğitim gören öğrencilerin toplamda 6 yıl eğitim aldığını kaydetti. Teşkilatta, lise öğrencilerine de eğitim verdiklerine değinen Yayla, "Önce sağlam bir eğitim gerekiyor. Sağlam bir morale sahip olmanız lazım. Örneğin trafik kazaları, depremler gibi olaylar var. Karşılaştığımız sorunlarla ilgili psikolojik olarak çökmememiz lazım" diye konuştu.

"Çocuklarım aklıma geliyor"

Yaptıkları müdahalelere bazen duygusallığın girdiğini belirten Recep Yayla, sözlerine şöyle devam etti: "Ben evli ve 2 çocuk sahibiyim. Bazen olaylarda çocukların yaralandığını görüyorum, insani olarak moralim bozuluyor. Bütün insanlarımıza çok iyi müdahale etmeye çalışıyoruz ama çocukları görünce empati yapıyorum ve çocuklarım aklıma geliyor. Duygusallık karışıyor ama bu benim işimi, müdahalemi etkilemiyor. Örneğin bir deprem oluyor müdahaleye gitmeye çalışıyorsunuz ve aileniz aklınıza geliyor. Düşünüyorsunuz. Bazen ailemiz de ikinci planda kalıyor. Ailemiz de yaptığımız işin riskini biliyor. Onlar da üzülüyor. Çocuklarım ve eşim, ’aman bugün dikkat et’ diyerek beni uyarıyor. Sabahları çıkarken sarılıyoruz. Gittiğimiz olaylarda riskler var. Her şey durağan değil, çok değişken. Çocuklarımızla vedalaşıp gidiyoruz. Akşam nöbetimizde de eve gittiğimizde mutlu oluyoruz."

"Olay bittikten sonra duygusunu yaşıyoruz"

Mesleğin tamamen maneviyat üzerine kurulu olduğunu anlatan 11 yıllık itfaiyeci Nihat Uludağ ise, "Mesleğimizin duygusal noktası büyük. Olaylara gittiğimizde bu duygusallığı vatandaşa yansıtmıyoruz. Olay bittikten sonra bu duyguyu yaşıyoruz. Kurtardığımız bazen vatandaş oluyor, bazen de maddi bir mal oluyor. İnsanların teşekkürü, ’Allah razı olsun’ demesi bize yetiyor" ifadelerini kullandı.

"O anı yaşadım, hissettim"

Uludağ, gittiği bazı olaylarda çocuklarının gözünün önüne geldiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk gittiğim olay trafik kazasıydı. 2 çocuk vefat etmişti. O anı gerçekten itfaiyeci olarak yaşadım, hissettim. Biz her zaman bir bilinmeyene gidiyoruz. Yangın deniyor ama yangının içinde nelerle karışılacağımızı bilemiyoruz. O yüzden önce kendi can güvenliğimiz için önlem alıyoruz. ’Bize bir şey olmasın ki vatandaşa yardımcı olalım’ diyoruz. Üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Vefat eden, yaralanan arkadaşlarımız var ama işimizin gerçeği bu. Hepimiz işimize gönül veriyoruz. Bizim için çok kutsal bir meslek."

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN