Ömrüm boyunca hiç yalaka olmadım.
Birilerine yaranmak için kılım kıpırdamaz, ama inandığım yolda dim dik sonuna kadar yürürüm.
Ömrümde hiç adam satmadım.
Adam satanlarla da yol yürümedim, ama beni satan olursa asla intikam almam.
Çünkü intikam köpek işidir, ben ise bedel ödetirim.
Haksızlığa da tahammülüm yoktur.
Kimden, nereden gelirse gelsin, kime, hangi görüşe karşı yapılırsa yapılsın yine tavrım çok açık ve nettir.
Çünkü başkasına yapılmış bir haksızlık, bana yönelmiş bir tehdit demektir.
O yüzden hangi koşulda nasıl olursa olsun, her zaman doğru, dürüst, namuslu olacağız.
Geçen hafta başında ‘’Fatma Başkan'a Kontrollü İtibarsızlaştırma yapılacakmış’’ başlıklı yazım deyim yerindeyse Kocaeli siyasetini salladı.
En çok da bizim muhafazakar kesimden ilgi gördü.
Yazımdan ötürü çok yorumlar geldi bana.
Beni görenler de arayanlar da muhafazakara yönelik tabirlerim için hem tebrik hem de teşekkür ettiler.
‘’Duygularımıza tercüman oldun’’ dediler.
Ancak o yazıdan kendi zekaları ölçüsünde bazı çıkarım yapan embesiller de olmadı değil.
Yok efendim, Ak Parti’den uzaklaşıp, CHP’ye yakınlaşıyor muşum.
Yok efendim, Tahir Başkan’la aram bozukmuş.
Bunların hepsi safsatadan ibaret.
Birincisi bir gazetecinin partisi olmaz.
Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum;
Ben Ak Partili değilim.
Ben Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başında yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir neferiyim.
O yüzden benim gibilerin partisi olmaz.
Ancak bunu bunun gibi embesillerin anlamasını beklemek elbette hayalcilik olur.
İkincisi de Tahir Başkan’la aram bozuk olmadığı gibi bozuk olmasını gerektirecek yemin ederim zerre kadar bir konu da yok ortada zaten.
Hatta Tahir Başkan’ı övmek istediğim bir kaç konu olmasına rağmen yazmaktan imtina ettiğimi de belirtmek isterim.
Kocaeli halkının tekrar seçim olsa yeniden başkan görmek istediği ve oy oranı şu anda yüzde altmışlarda olan bir başkanı neden ben de sevmeyeyim?
Benim derdim, halkını sevenle, halkın sevdikleriyle değil ki?
O yüzden Tahir Başkan’la aram neden bozuk olsun Eyy Embesiller?
Benim derdim, namuslu insanlara iftira atan namussuzlarla.
Benim derdim, gözümüze baka baka yalan söyleyen palavracılarla.
Benim derdim, üç kuruşluk çıkarı için çevreyi kirletip pişkin pişkin sırıtan şirazeden çıkmışlarla.
Benim derdim, zerre kadar HAYA etmeyen edepsizlerle.
Benim derdim, hiç utanmadan, arlanmadan iftira atan, Allah’tan korkmaz Kul’dan utanmazlarla.
Benim derdim, vatanseverlerin yanında HDP’ye küfür edip sonrasında seçim zamanı gelince Gölcük’te bu partiye kumanya dağıtanlarla.
Benim derdim, terör örgütlerine para aktaran kripto FETÖCÜ’lerle.
Benim derdim, bütün bu yaptıklarını devletimin bilmediğini düşünerek milleti aptal yerine koyan Embesillerle.
Umarım anlatabildim!
-------------------------------------------
KOCAELİ'NİN KANAYAN YARASI!
Kocaeli'de 4 lira olan ekmek, 1 Kasım'dan itibaren 210 gramı 5 liradan satılacak.
5 liraya satılan100 gram simidin yeni fiyatı da 6 lira oldu.
Çevremde herkes söz birliği etmişcesine ekmek üreten fırıncılara yükleniyor.
Sanki bu zammın tek suçlusu ekmek fırınları!
Sanki herşey çok ucuz da sadece fırıncılar ekmeğe zam yapıyor.
Bir kendimize soralım, acaba bütün suçu fırıncılara yüklemek ne kadar doğru?
Fırıncıların dertlerini sıkıntılarını bilen, dile getiren, çözüm bulmaya çalışan var mı?
Cenazesinde, düğününde, tatil gününde çalışmak zorunda olan fırıncılara o ekmeği hangi koşullarda çıkartıyorsun, diye soran var mı?
Şu anda çalıştıracak adam bulamayan fırıncılar ne yapacağını şaşırmış durumda.
Ekmeğin 5 lira olması fırıncıların sıkıntılarını ortadan kaldırmıyor.
Üstelik UNO gibi büyük markalar ekmeği istediği fiyata satarken neden yerel fırıncılara fiyat kısıtlaması getiriliyor.
Serbest piyasa ekonomisinde fırıncılar da ekmeği istediği fiyata satabilmesi gerekiyor.
UNO’ya serbest bizim fırıncılara yasak. Böyle iş olmaz, böyle serbest piyasa ekonomisi olmaz. Herkese adil olacağız.
Bütün bunlar halkın çok da fazla bilmediği ve hatta pek de fazla ilgilenmediği fırıncıların karşılaştığı acı gerçekler.
Bir de işin diğer bir yönü var.
Özellikle son dönemlerde orta sınıfın azalmasıyla birlikte düşük gelir grubu ciddi oranda arttı.
Bir ekmeğin hesabını yapan aileler var.
4-5 kişilik bir ailede günlük 25 lira ekmek parası büyük sorun oluşturuyor.
Bunun çözümünü de sosyal devlet anlayışı ile ya Valilik ya da yerel yönetimler bulacak.
Aslında çözüm çok basit.
İşi neden yokuşa sürüyoruz, neden erteliyoruz anlayabilmiş değilim.
Kocaeli’de halk ekmek fırınlarını kurmadığınız sürece buna bir çözüm bulamazsınız.
Şu anda küçültülmüş bir lokmacık ekmeğe 5 lira veremeyen halka, ekmeği 3 liradan verecek bir sistem kurmak gerekiyor.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye de gerek yok.
Kuracaksınız, halk ekmek fabrikasını, her bölgeye her mahalleye halk ekmeği ulaştıracaksınız.
Çok cüzzi bir karla mahalle bakallarına halk ekmeğin satışını vereceksiniz halkın pahalı ekmek sorununu da halk ekmeğe ulaşamıyorum şikayetini de ortadan kaldıracaksınız.
Kocaeli’de şu anda uygulanan halk ekmek göstermelikten başka bir şey değil.
Halk ekmek MOB'ları kentin neresinde, ne zaman açık belli değil.
Halk istediği zaman halk ekmeğine ulaşabilmeli.
Bunun için tek çözüm, halk ekmek fabrikaları ve satış noktası için de mahalle bakkalları olmalıdır.
Halk ekmeği etkin ve verimli bir şekilde halka ulaştırdıktan sonra isteyen fırın ekmeğin fiyatını 10 lira yapsın, fark eder mi?
Halk ekmek fabrikalarını fırıncıların lobi baskısı yüzünden belediyeler hayata geçiremiyorsa eğer o zamanda İl Özel İdare vasıtasıyla Kocaeli Valiliği konuya el atmalıdır.
Öyle ya da böyle, Halk Ekmek bir an önce Kocaeli’nin kanayan yarası olmaktan çıkartılmalıdır.
