Son bir hafta içerisindeki Kocaeli Ticaret Odası, Kocaeli Sanayi Odası, Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi ile ilgili yazılarımdan sonra beni arayan, mesaj atan, mail gönderen okuyucularımız çokça oldu.
Özellikle Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile ilgili yazım mesajların ve aramaların temelini oluşturdu.
Neymiş bu bizim Kocaeli Sanayi Odası Başkanı meğer!
Yazmadıklarım yazdıklarımın çeyreği değildi. Gelen bilgi ve ihbarlarla birlikte bir yazı dizisi oluşturabilirim artık.
İlerleyen günlerde Ayhan Zeytinoğlu’nu çokça yazılarıma konuk edeceğimi düşünüyorum.
Ancak bugünkü konumuz Ayhan Zeytinoğlu değil.
Bugün Kocaeli Pastacılar Odası’nda yapıldığı iddia edilen usulsüzlükleri yazacağım.
Resmi ismi Kocaeli Pastacılar, Börekçiler, Yufkacılar, Çikolata, Şeker, Dondurma İmalatı ve Ticareti Esnaf ve Sanatkarlar Odası olan, Kocaeli iş yaşamında kısaca Kocaeli Pastacılar Odası olarak anılan bu STK ile ilgili çok ilginç iddialar dilden dile dolaşmaya başladı.
Kocaeli Pastacılar Odası’nın başkanlığını çok değerli iş insanı Fatih Aysel yapıyor.
Yıllardır tanıdığım Fatih Aysel’in böyle pis işlere gireceğini hiç sanmıyorum. Aysel’in blgisi dışında gelişen bir şeyler mi var onu bilmiyorum.
Ancak Kocaeli Pastacılar Odası’nın organizasyonunda gerçekleştirilen bir icraatın yolsuzlukla anılması hiç hoş olmamış.
İddiaları açık açık dile getirelim şimdi.
Şubat ayında gerçekleştirilen Kocaeli Pastacılar Odası'nın 9. Olağan Kongresi'nde Nutat Çikolataları'nın sahibi Fatih Aysel, 28 yıllık başkan Yaşar Yılmaz'ı devirerek odanın yeni başkanı olmuştu.
Çiçeği burnunda yeni başkan olan Fatih Aysel, kısa zaman içerisinde yönetimini oluşturarak gerçekleştirilen anlaşmalarla devlet destekli olarak Türk Şeker’den ucuz şeker alımına öncülük etti.
Kocaeli Pastacılar Odası'na bağlı firmalar, ürün kapasiteleri kadar olmak şartıyla Türk Şeker’den devlet destekli ucuz şeker almaya başladı.
Bunu duyduğumda Fatih Başkanı ilk önce ben tebrik etmiştim.
Çok güzel bir iş başarmışlardı çünkü. Hatta Kocaeli Ticaret Odası’na bağlı üretici firmalar Mayıs ayında şekeri ortalama 800-900 liralardan alırken Kocaeli Pastacılar Odası'na bağlı üretici firmalar, şekeri 550 liradan almaya başlamıştı.
Sonra aynı kolaylık diğer odalardaki üretici firmalara da sağlandı.
Ancak bu dönemde devletin desteği ile ucuz şeker alan Kocaeli Pastacılar Odası'na bağlı bazı firmalar, üretim kapasitelerini olduğundan daha yüksek göstererek, Türk Şeker A.Ş.’den ihtiyacından çok daha fazla şeker aldılar.
Aldıkları ihtiyaç fazlası şekeri de piyasadaki başka firmalara yüksek fiyata satmışlar.
Hatta sadece çikolata üreten bazı firmalar bile şeker ihtiyacı olduğunu bildirerek Türk Şeker A.Ş.’den ucuz şeker almış, aldıkları bu ucuz şekerleri de yine piyasaya satmışlar.
NAKLİYEDE YOLSUZLUK İDDİASI
Kocaeli Pastacılar Odası'nda yapılanlar bunlarla sınırlı değil elbette.
Önce şunu söyleyeyim, Türk Şeker A.Ş. şekeri fabrikadan satar ve nakliyesine karışmaz.
Kocaeli Pastacılar Odası'nın talebi doğrultusunda Türk Şeker A.Ş.’den alınan ucuz şekerler çuvallarla tırlara yüklenerek İzmit’e getiriliyor.
Kocaeli Pastacılar Odası'na bağlı firmalar aldıkları şeker miktarındaki parayı Türk Şeker A.Ş.’nin hesabına yatırıyorlar. Buraya kadar herşey normal ve olması gerektiği gibi.
Ancak şekerlerin İzmit’e getirildiği nakliye ücretleri, yönetimdeki birinin eşinin üzerine olan özel hesaba yatırılıyor.
Susurluktan İzmit’e gelen her tırın nakliyesi için sefer başına 25 bin lira civarındaki bir para S.K. isimli kişinin hesabına yatıyor.
Oysa Mayıs ayı içerisinde Susurluktan İzmit’e gelen bir tırın nakliye ücreti ortalama 5-6 bin lirayken üyelerden bir tırın nakliye ücreti olarak neden 25 bin lira alındığını herkes merak ediyor.
Neden Kocaeli Pastacılar Odası adına gelen tırların nakliye ücretleri özel bir hesaba yatırıldı acaba?
Gelen onlarca tırın nakliye ücretlerinin özel bir hesaba yatırılması ve nakliye ücretlerinin de olması gerektiğinden 4-5 kat daha fazla olması yolsuzluk konusundaki endişeleri artırıyor elbette.
Bu yazdıklarımızın hepsi belgeli olarak S.K.’ın banka hesabında duruyor. İncelemek isteyen yazdıklarımızın doğruluğunu araştırabilir zaten.
Çünkü havale ücretleri ve havalelerin ne için yapıldığı banka dekontlarının üzerinde yazıyor.
Yazının özeti şu;
Kocaeli Pastacılar Odası’nda kimler kapasitesinden çok daha fazla şeker ihtiyacını gösterip, Türk Şeker’den aldıkları ucuz şekerleri çuval çuval piyasaya sattı?
İkincisi de nakliye ücretleri neden özel bir hesaba ve olması gerektiğinden çok daha fazla miktarlarda yatırılmış?
Bu arada Türk Şeker’den gelen tır dolusu şekerlerin her zamanki gibi Otogar’ın yanındaki boşaltım alanında değil de neden Derince’de boşaltıldığını da araştırıyorum.
Bilginiz olsun…
