Tahsin  Keskin

Kocaelispor'da hayaller ve gerçekler!

Tahsin Keskin

Oysa Kocaelispor’da her şey yolunda gidiyordu.

Son haftada Sarıyer’i zorda olsa 2-1 mağlup ettikten sonra en yakın takipçimiz Bucaspor, Ankara Demirspor’a 2-0 mağlup olduktan sonra puan farkını 6 çıkartmıştık.

Şampiyonluğa inancımız çok daha artmış, tam anlamıyla yüzümüz gülüyordu.

Transferin bitmesine birkaç gün kala Kocaelispor taraftarı iyi bir stoper ile gerçek bir golcü transferi bekliyordu.Çünkü yönetimin şampiyonluğu riske etme şansı yoktu.

Golcü diye transfer edilen Mertan’ın Kocaelispor için yeterli bir forvet olmadığını söyleye söyleye dilimizde tüy bitti resmen.

Bu sezon 20 maçta Kocaelispor forması giyen  Mertan’ın ligde bir golü bile yok.

Kale alanı içerisinde dursa top çarpar gol olurdu ama Mertan, onu bile becerememiş.

Yani o kadar kaliteli bir golcü!

Başkan Engin Koyun’un ifadesine göre üst liglerdeki takımlar Mertan’ın peşindeymiş. Başkan Koyun’da taraftarı sinir etmek için göndermiyor diye düşünüyorum. Çünkü bunun başka ızahı yok.

Sezon başında beri kendi yönetim kurulu dahil herkese kulağını kapatan Başkan Koyun, hiç değilse devre arasında gerekeni yapar ve gelecek yılı da düşünerek en az TFF 1.Lig ayarında kaliteli bir golcüyü kadrosuna katar diye düşünmüştük. (Gerçi ben daha fazlasını bekliyorum)

Konuşulan çok isim oldu ama hiç biri gerçekleşmedi.

Hafta sonu Gazeteci Hayrettin Albayrak’ın köşe yazısına baktım.

Albayrak’ın haberine göre Kocaelispor yönetiminin Serik Belediyesporlu Üstün Bilgi ile görüştüğünü hatta transferin bitmek üzere olduğunu okudum.

İlk olarak habere inanamadım ‘’Yok artık, bu kadar da değildir’’ diye düşündüm.

Bu tür transferlerde bir oyuncu üzerinde duruluyormuş gibi yaplır ama gerçek oyuncunun ismi sır gibi saklanır.

Ben saklanan büyük golcü oyuncunun kim olduğunu düşünüyordum.

Çünkü bir oyuncu kaliteli ise fiyatının artmaması için transfer haberi medyaya düşürülmez,

Ben de tam böyle düşünmüş, artık Süper Lig’de oynayıp, takımında yedek kalmayı kabullenmeyerek Kocaelispor gibi büyük bir camianın formasını giymek isteyen gerçekten çok kaliteli bir golcüyü beklemeye başlamıştım.

Kimleri hayal etmedim ki?

Dün ne göreyim?

Serik Belediyespor’a bonservis bedeli teklif edilerek 35 yaşındaki Üstün Bilgi ile gerçekten anlaşılmış ve sözleşme imzalanacakmış.

Gerçekten yok artık!

Hem de 2.Lig’de oynayan, üstelik 35 yaşındaki bir futbolcuya bonservis bedeli ödeniyor.

Size daha ilginç bir şey söyleyeyim.

35 yaşına gelmiş Üstün Bilgi’ye bonservis bedeli ödeyen tek kulübün Kocaelispor olacağını biliyor musunuz?

Kocaelispor Başkanı Engin Koyun’a sormak isterim aslında;

Sevgili Başkanım, kendi şirketiniz olsa böyle bir saçmalık yapar mıydınız acaba?

Kesinlikle yapmazdınız, yapamazdınız.

Öleyse Kocaelispor’un parasını da çarçur etmeye kimsenin hakkı yok.

Yanlış anlaşılmasın, Üstün Bilgi kötü oyuncu demiyorum.

Üstün Bilgi’nin bu ligde ama sadece bu sezonda Kocaelispor’a katkı vereceğine ben de inanıyorum, ama olay bu değil ki!

Kocaelispor’un bu yaptığı günü kurtarmaktır.

Biz günü kurtarmak için yapılan işlerden bıktık artık.

Biz saçmalıkları yazmaktan bıktık.

Ancak görüyorum da saçmalık yapmaktan bıkmayanlar var.

----------------------------------

BÜYÜK TİYATRO İZLİYORUZ!

Karşımızda Lastik-İş Sendikası tiyatro oyunu!

Hem de ne tiyatro!

Önce tiyatronun izleyicilerinden başlayalım.

Kocaeli’de çok zor şartlar altında çalışan yaklaşık 5 bin lastik işçinin emeği resmen gasp edilirken Lastik-İş Sendikası'nın paraya boğduğu gazeteler de bu tiyatroyu seyrediyor.

Kocaeli basınında herkes susuyor, ilgililer dahil herkes üç maymunu oynuyor.

Gazetelerin büyük bir çoğunluğu görmedik, duymadık, bilmiyoruz derken bazıları da Lastik-İş Sendikası’nın sevkettiği haberleri yayınlayarak işçinin gazını almaya çalışıyor.

Oysa Lastik-İş Sendikası’na bağlı Brisa, Pirelli, Prometeon, Goodyear lastik fabrikalarında kıyamet kopuyor.

İçeride huzursuzluklar had safhada.

Hani gazetecilik kamu vicdanıydı?

Hani özgür habercilik anlayışınız vardı?

Ne oldu anlayışınıza?

Vicdanınızı nerede bıraktınız?

Hani biz susarsak Kocaeli susardı!

Demek ki bu da yalanmış.

Peki nasıl susturuldunuz?

Üç kuruş ilan parasına mı?

Bizler nasıl ve hangi paraya susuyorsunuz çok iyi biliyoruz.

Bir gün onları da yazmaya zaman gelir, merak etmeyin.

Şimdilik sadece ‘Yazıklar olsun size’ diyorum.

Ben bunları zaten biliyordum da Kocaeli’deki herkes duysun istedim.

Kocaeli’de susmayan tek gazete Kocaeli Zirve olarak şu ana kadar hep nasıl haklının yanında olduysak Allah’ım ömür verdiği sürece bundan sonra da hep emekçinin yanında olacağız inşallah.

Çünkü biz paraya değil Allah’a inandık ve itaat ettik.

Allah, her zaman iyilerin ve doğruların yanındadır.

Şimdi gelelim asıl konumuza;

Özel misafirlerini lastik işçisinin lüks otelinde bedava ağırlayanlar,

Gazetecilere oluk oluk para akıtanlar, şimdi de lastik işçisiyle dalga geçercesine işler yapıyor.

Evet konumuz lastik işçisi ve onu temsil eden Lastik-İş Sendikası’nın tiyatro oyunu.

Lastik işçisi mutlaka hatırlayacaktır.

Altı ay önce toplu sözleşme döneminde verilen zammın yeterli olmayacağını ve işçinin işverene ezdirildiğini bağıra bağıra sadece biz yazmıştık.

Ancak biz bunları yazarken Lastik-İş Sendikası’nın örgütlediği 15-20 kadar işçi, fabrikalarda davul-zurna ile toplu sözleşmeyi kutlamıştı.

Zaman geçti, yine biz haklı çıktık.

Yazdığımız gibi Lastik-İş Sendikası yine işçisini işverene ezdirmişti.

Bunu yazarken Lastik-İş Sendikası'na haksızlık ettiğimi asla düşünmüyorum.

Çünkü, önceki yıllarda lastik işçisinin zam oranı saptanırken ‘Asgari Ücret x5’ yani asgari ücretin tam 5 katı olarak belirlenirdi.

Lastik-İş Sendikası, çatır çatır işçinin hakkını alırdı.

Lastik-İş Sendikası ne derse o olurdu.

Şimdi ne oluyor peki?

Lastik işçisi, asgari ücretin iki katını bile alamıyor.

Üstelik çalışma koşulları, izinler de işçinin alehine değişti.

Çok daha net bir ifadeyle söylemek gerkirse, son dönemlerdeki Lastik-İş Sendikası yönetimi sanki lastik işçisinin değil de işverenin temsilcisi gibi hareket ediyor.

İşveren ne diyorsa sendika onu yapıyor.

Bunun ispatı da şu anda ek zam konusunda yaşananlardır.

Lastik işçisi bir önceki görüşmelerde yapılan anlaşmanın enflasyonun çok altında kalması sebebiyle haklı olarak ek zam talep etmişti.

Lastik-İş Sendikası ile görüşmelerinden sonuç alamayan ve oyalandıklarını düşünen işçiler kendi aralarında örgütlenmeye başladı.

Bunun üzerine harekete geçen Lastik-İş Sendikası, işverenle görüşmeleri sonucunda yüzde 25 ek zam konusunda anlaştı.

Buraya kadar her şey normal ama bundan sonrası hiç normal değil, tamamen tiyatro…

Çünkü, Lastik-İş Sendikası, işverenle yüzde 25 ek zam konusunda anlaştığını açıklamıyor.

Güya işveren yüzde 15 ek zam veriyormuş, güya Lastik-İş Sendikası yüzde 25 ek zam için uğraşıyormuş.

Güya Lastik-İş Sendikası yüzde 25 ek zam olmazlarsa işçiye iş bırakma eylemi yaptıracakmış.

Bunun için de işe giriş saatlerinde ıslıklı protesto yapıyorlarmış.

Bunların hepsi yalan sözler ve göstermelik hareketler.

İşveren ile Lastik-İş Sendikası yüzde 25 ek zam konusunda geçen hafta içinde zaten anlaşmış.

Hatta bu hafta içerisinde sözleşme imzalayacaklarını da bütün işçi biliyor.

Peki sendika neden böyle bir oyun yapıyor?

Çünkü yukarıda anlattığım sebeplerden dolayı işçi sendikasına artık güvenmiyor ve yönetim konusunda arayış içerisinde.

Bunun farkında olan Lastik-İş Sendikası yönetimi de işverenle beraber hareket edildiğinin düşünülmesini istemiyor artık.

İşverenin yüzde 15 ek zam verdiği, sendikanın da yüzde 25 istediği kamuoyuna yansıtılarak sendikanın talebinin karşılandığı izlenimi verilmeye çalışılıyor.

Böylece Lastik-İş Sendikası da gerektiğinde işverini karşısında alıp, işçinin yanında durduğu intibası ile işçinin gözünde prestij sağlamaya çalışıyor.

Şimdi bunun adı tiyatro değil de nedir?

Yazarın Diğer Yazıları