Türkiye’yi salladık! - Tahsin Keskin

Türkiye’yi salladık!


Dünya dijital çağa geçti, biz hala klasik gazete mi, internet gazetesi mi tartışmaları içindeyiz.

Bu tartışmalara şahit olurken hicap duyuyorum doğrusu!

Bizim dinazorlar (Gazeteci İsmet Çiğit abimi hariç tutuyorum, çünkü o bir duayen) hala klasik gazete olmadan gazetecilik yapılmaz söylemleri ile kendilerini yalanlıyorlar.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de klasik gazete dönemi bitmiştir artık.

İnternet gazeteciliği dünyada evrimleşme dönemine girerken bazıları internet gazeteciliğini hala gazetecilikten saymıyor bile.

Neymiş?

Gazete dediğin kağıda basılır, elle tutulur olmalıymış.

Hadi oradan!                                                                          

Haber dediğiniz, 7 gün 24 saat ulaşılabilir olmalı,

Haber dediğiniz, dünyanın dört bucağına  1 saniyede yayılabilir olmalı,

Haber dediğiniz, metin ve fotoğrafın yanında gerekirse videolu olmalı,

Haber dediğiniz, okur yorumlarını, görüşlerini, olumlu ya da olumsuz tepkilerini kamuoyu ile paylaşabilir olmalı.

Şimdi soruyorum size;

Yukarıdakilerin hangisini baskılı gazetede görebilirsiniz?

Geçmiş olsun o zaman!

Klasik Gazetecilik öleli çok oldu beyler ve de bayanlar.

Hala anlamayanlarınız varsa bu hafta içinde yaşadıklarımızdan bir örnek vereyim size.

İrem Derici’nin Kocaeli KarFest’teki konseri esnasında yaptığı küfürün haberiniTürkiye ilk olarak Kocaeli Zirve’den okudu, videoyu gördü.

Haberi, videodaki küfürbaz bile yalanlayamadı!

29 Ocak Çarşamba günü yaptığımız bu haber öyle ses getirdi ki Türkiye’de adeta küçük kıyamet koptu.

Açık açık söylüyorum.

Haberimizle Türkiye’yi salladık.

Ulusal gazeteler ve televizyonlar hala bu olayı konuşuyor.

Sadece Türkiye’yi mi salladık peki?

Elbette hayır.

Dünya’nın dört bir yanından yorumlar, mailler yağdı bize.

Daha bitmedi!

Sosyal medya resmen yıkıldı.

İrem Derici hayatında ilk kez Trend Topic (TT) oldu. Yani Twitter'da en çok kullanılan anahtar kelimeler içinde en başa geçti.

Bu güzelliğimizi de artık unutmazsınız Sayın Derici!

Bu arada bu haberle okunmalarımızın arttığını da itiraf edelim.

Hatta hiç aktif olmayan YouTube kanalımızda bile on binlerce kişi bu videoyu izledi, yüzlerce yorum yaptılar.

Yalnız çok önemli bir gelişme daha oldu.

Küfürü yaşam biçimi haline getiren İrem Derici, bu küfründen dolayı tüm Türkiye’den özür diledi.

Hala inanamıyorum.

Kocaeli Zirve yaptığı bu haberle İrem Derici’yi Türkiye’den özür diletti.

İrem Derici’yi tanımayanlar bunun ne anlama geldiğini bilmezler.

İrem Derici’yi tanıyanlara, Derici küfür ettikten sonra Türkiye’den özür dileyecek deseler her halde rüyalarında görseler bile inanmazlardı.

Gelelim bizim tarafa!

Ben hala şunu düşünüyorum;

Böyle bir küfürbazı Ak Partili Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın, nasıl olur da KarFest’e getirir ve cebini doldurur, anlayabilmiş değilim.

Olmadı Hocam.

Size yakışmadı Hocam.

Bu arada Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin konu ile ilgili kamuoyundan özür dilediğini de belirtelim.

İrem Derici vesilesiyle Kocaeli bir büyük gerçeğe de şahit olduk aslında.

Sayın Büyükakın’ın bizim yerel medya üzerindeki tahakkümüne hayran kaldım doğrusu.

Bu nasıl bir etkidir?

Bu nasıl bir tesirdir?

Bu nasıl bir sihirdir?

Hala anlayabilmiş değilim.

İrem Derici’nin Kocaeli’deki küfrü ile tüm Türkiye yıkılıyor, bizim yerel medyada ‘tık’ yok arkadaş!

Olayın üzerinden tam 1 gün geçti, ulusal gazete ve televizyonlar haberi verdikten sonra kıyamet koptu da bizimkilerin bir kısmı haberi yayınlamak zorunda kaldılar.

Bazıları ne haberi ne de videoyu yayınlayabildi.

Ne kadar bağlısınız?

Ne kadar itaatkarsınız?

Ne kadar sadıksınız?

Size de hayranım.

Yoksa bu videonun haber değeri yok muydu büyük haberciler?

Hiç utanmıyorsunuz değil mi?

Başınızı yastığa koyup rahatça uyuyabiliyorsanız ne mutlu size.

Sizin de mi yaşam şekliniz bu?

Duymadım, görmedim, bilmiyorum!

Hani yazımın başında internet gazeteciliğinden bahsetmiştim ya!

İşte ben sizin yaptığınız böyle internet gazeteciliğinizden söz etmiyorum.

Böyle internet gazeteciliği olmaz.

Kendinizi ‘hiç’ etmeyin artık.

Kendinizi ne üç beş kuruşa ne de bir yemeğe satmayın artık.

Üzülüyorum size.

Elif gibi dimdik durun!

O zaman sizin en çok sevdiğiniz para da bulur sizi, saygınlık da..!

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Mar

Seçimi neden kaybedecek ?

28Mar

İzmit’te büyük sürpriz!

27Mar
25Mar

Bir iftardan daha fazlası!

22Mar