TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 20 Şubat 2023 08:58
6 Şubat günü Kahramanmaraş ve Gaziantep depremleri ile büyük felaketi yaşadık.
Resmi rakamlara göre 40 binin üzerinde insanımızı kaybettik, onbinlerce yaralımız var.
Deprem 11 ilimizi etkilese de tüm Türkiye'nin yüreği yandı.
Tam anlamıyla asrın felaketiyle karşı karşıyayız.
Üstelik Türkiye'nin Batı Bölgesi'nde beklenen muhtemel iki deprem ile teyakkuz halindeyiz.
Ha bugün ha yarın depremi bekliyoruz.
Acılarımızın büyük olduğu ve İstanbul Depremi'ni beklediğimiz şu zamanda böyle bir yazı yazıp yazmamayı çok düşünmüştüm aslında.
Ancak bir arkadaşımın Facebook sayfasında deprem ve zina ile ilgili bir paylaşımı görünce kesin yazmaya karar verdim.
Bu yazımdan sonra bağnaz ve çok geri kafalı olduğum suçlaması ile de karşılaşabileceğimi göze alarak bu yazıyı yazıyorum.
Benim dini inancıma göre depremler sadece yer sarsıntısı olarak açıklanmıyor.
Çünkü, depremlerin sosyal nedenleri olduğuna ilişkin büyük alimlerin dini görüşleri vardır.
Depremler genellikle ilahi bir ikazdır. Âlimler, ‘'İki Z olunca üçüncü Z gelir'' söylemişlerdir.
İki Z ile kastedilen Zulüm ve Zina'dır.
Yani ‘'Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur.''
Bunu ben söylemiyorum.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
‘'Zina yayılınca depremler çoğalır.'' -Deylemi-
‘'Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.'' –Taberani-
Depremler kıyamet alametlerindendir.
Buhari'deki hadis-i şerifte, ‘'Depremler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz'' buyurulmuştur.
O yüzden depremler ilahi ikazdır.
Hiçbir nimet ve felaket sebepsiz değildir. Düşünebilenler için nice hikmetleri vardır.
Bir başka Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: ‘'Ümmetim için depremler günahlarına kefaret olur.'' -Hakim-
‘'Allahü teâlâ, depremleri iyilere öğüt, müminlere rahmet, kâfirlere ise azap kılar.'' -İ.Asakir-
Bütün bunlara karşılık ‘'Deprem madem Allah'ın takdiri, o zaman depremden kaçmanın da anlamı yok'' denilemez.
Âlimler, ‘'Tehlikelerden, gücünüz yettiği kadar sakınınız. Çünkü, güç yetmeyen, dayanılamayan şeylerden uzaklaşmak, Peygamberlerin âdetidir.'' buyurmaktadır.
‘'Kapalı yerde iken deprem olursa, oradan açık bir yere kaçmak müstehaptır.'' –Bezzâziyye-
‘'Deprem olunca evden çıkıp açık yere gitmelidir. Resulullah efendimiz, yolda eğri duvarın önünden koşarak geçti.'' -Hindiyye-
Depremde ölenin imanı varsa mutlaka şehittir.
Hadis-i şerifte, ‘'Suda boğulan, yangında ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, şehittir'' buyuruldu. -İbni Asakir-
Deprem sebebiyle bazı medeniyetler yıkılıp sıfırdan başlamadı mı?
Öyleyse inanmamak aptallık değil midir?
Genel olarak haksızlıklar çoğalınca, günahlar işlenince depremler ve diğer belalar geldiğine göre, bu haksızlıklara ve günahlara da engel olmamız gerekir.
Engel olmamak, susmak haramdır.
Müdahale etmek, haram işlemeye razı olmamayı gösterir. Hakkı, hayrı söyleyecek yerde susulmaz çünkü.
Hadis-i şerifte, ‘'Ya Resulallah! Geçmiş ümmetlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. Toprak altında kaldılar. Bunların arasında salihler de vardı.'' denildiğinde ‘'Evet, salihler de birlikte helak oldular. Çünkü Allahü teâlâya isyan olunurken susmuşlardı.'' buyurdu. –Taberani-
Zulüm de haksızlık da nereden gelirse gelsin karşısında olmalıyız.
Bir başka Hadis-i şerifte ise ‘'Bir kötülük, (gücü yetenlerce) önlenmezse, Allahü teâlâ, azabını hepsine umumi kılar.'' –Hakim-
Kötülerle topyekün savaşmazsak toplum olarak feraha erişemeyiz.
O yüzden gelin, kötülere ve kötülüklere karşı birlikte savaşalım, maddi çıkarlarımız için kötü, yalancı, iftiracı, Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan, soysuz, namussuz, şerefsizlere fırsat vermeyelim.