Bakan Şimşek'ten enflasyon açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Uyguladığımız programla 2025 yılında da enflasyon düşmeye devam edecek. Bizim en büyük önceliğimiz hayat pahalılığıyla mücadeledir' dedi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül ile birlikte 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü programına katıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleşen programda, 22 Mayıs 2024'te hayata geçirilen ‘Finansal Okuryazarlık Platformu'ndan yararlananların sayısı, verilen eğitimler ve yapılan işbirliklerine ilişkin bilgi verilerek, finansal okuryazarlığın ekonomideki önemine vurgu yapıldı. 

 

  "Finansal okuryazarlığın bir kültüre dönüşmesini istiyoruz" 

  Programda konuşan Bakan Şimşek, 22 Mayıs'ın resmi olarak Finansal Okuryazarlık Günü olmasından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Şimşek, finansal okuryazarlığın bir günde sınırlı kalmayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu söyleyerek, "Bugün farkındalık oluşturmak açısından tabii ki önemli bir gün. Yani bu bilinci görülür kılmak açısından bir günün olması anlamlı. Ama biz aslında yılın tamamına yayılan bir kültüre dönüşmesini istiyoruz. Aslında bence o da yetmez. Bu hayat boyu lazım olan bir beceri" açıklamasında bulundu. 

 

  "Finansal bilinçli bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerde daha çok tasarruf yapılıyor" 

  Şimşek, finansal okuryazarlığın tasarruf yapmak, yatırım yapmak, borç yönetmek gibi bütün temel konularda birtakım bilgi, beceri ve birikimin olmasının en basit tarifi olduğunu belirterek, "Peki bu beceri ekonomiler açısından neden hayati bir önem taşıyor? Aldığımız bütün kararlar, en ufak karardan emekliliğin planlamasına kadar finans bilgisi ve becerisi çok değerli. Birtakım çalışmalar yapılmış dünyada bu konuda. Bu çalışmalara baktığımız zaman finansal olarak bilinçli bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerde daha çok tasarruf yapıldığını gösteriyor. Yatırım yoluyla ülkedeki sermaye birikimine daha çok katkı oluştuğu görülüyor. Tersi durumlarda, yani finansal okuryazarlığı düşük olduğu ülkelerde ise genelde bir tasarruf açığı problemi var" dedi. 

 

  "Türkiye'de finansal okuryazarların toplam nüfusa oranı yüzde 24" 

  Şimşek, ‘Standard & Poor's'un küresel finansal okuryazarlık konusunda yaptığı çalışmaya da değinerek, "Orada yayınlanan çalışmaya göre, oradaki verilere göre dünya genelinde her 100 kişiden 33'ü finansal okuryazar iken, Türkiye'de bu sayı yalnızca 24. 2022 yılında yapılmış bu çalışmaya göre Türkiye'de finansal okuryazarların toplam nüfusa oranı yüzde 24. Dolayısıyla dünya ortalamasına göre biz biraz daha burada bir açığa sahibiz" diye konuştu. 

 

  "Uyguladığımız programla 2025 yılında da enflasyon düşmeye devam edecek" 

  Finansal okuryazarının düşük olmasından dolayı bireylerin istismara ve manipülasyona açık olabileceğini söyleyen Şimşek, bu çerçevede 2024 yılında döviz alımına ilişkin çağrıların olmasına rağmen kendilerinin cari açığın azalacağı bir yıl olacağı, ikinci çeyrekten itibaren enflasyonun düşeceği ve yerel para biriminin değer kazanacağı bir yıl olacağını açıkladıklarını aktardı. Şimşek, yapılan manipülasyonların aksine geçen sene cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 1'in altına düştüğünü ve enflasyonun da yüzde 75'lerden yüzde 44 civarına gerilediğini dile getirdi. Enflasyonun düşmeye devam edeceği mesajını da veren Şimşek, "Uyguladığımız programla 2025 yılında da enflasyon düşmeye devam edecek. Biz buna inanıyoruz. Düşüş devam edecek. Bizim en büyük önceliğimiz hayat pahalılığıyla mücadeledir. Yani vatandaşımızın tabii ki alım gücünün artması için enflasyonu düşürmek bizim en büyük önceliğimiz. Bu çerçevede çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu sene de cari açık nispeten düşük kalacak. Geçen sene bile biraz yükselecek ama nispeten düşük kalacak. Petrol fiyatlarının düşmesi bu noktada destekleyecek. Ama tabii mal sattığımız piyasalar, pazarlar, yani küresel ekonomi yavaş büyüdüğü için dış talep de zayıf. Ama ona rağmen cari açık milli gelir oranını yüzde 1,5 civarında öngörüyoruz bu aşamada" değerlendirmesinde bulundu. 

 

  "Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 53'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edildi" 

  Şimşek, gelecek dönemde yeşil dönüşümü hızlandıracaklarının da altını çizerek, "Tabii önümüzdeki döneme baktığımız zaman yeşil dönüşümü hızlandırıyoruz. Türkiye giderek daha fazla yenilebilir enerjiden tabii ki ihtiyacını karşılıyor. 2003 yılından itibaren bakarsanız bugüne kadar Türkiye petrol ve doğalgaz ithalatına yaklaşık 1 trilyon dolar ödedi. Ufak bir rakam değil. Yani Türkiye 2000'li yılların başından bu yana 1 trilyon doları petrol, doğalgaz ve türevlerini almak üzere dışarıya aktardı. Şimdi yeşil dönüşümle, yerli ve yenilenebilir enerji imkanlarıyla biz bu tabloyu değiştiriyoruz. Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 53'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edildi. 2024'ün tamamına bakarsan bu oran yüzde 48" şeklinde konuştu.

 

  "Altın ithalatı hariç Türkiye cari fazla verdi" 

  Yeşil dönüşümle beraber Türkiye'nin petrol, doğalgaz ithalat faturasının da düşeceğinin altını çizen Şimşek, şu ifadelere yer verdi: 

  "Gelecekte Türkiye'nin petrol, doğalgaz ithalat faturası düşecek, diş ticaret açık düşecek, cari açık düşecek demektir. Bir taraftan da bir seferberlik anlayışıyla Karadeniz'deki doğalgazı, Güneydoğu Anadolu'da, Gabar'da başta olmak üzere petrol üretiminin hızlandırıyoruz. Bir taraftan da aktif sanayi politikalarıyla Türkiye'nin orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerini üretmesini sağlamak üzere aktif sanayi politikaları bağlamında programlar uyguluyoruz. HİT-30 gibi, İTAK programları gibi. Bu programların sayesinde de Türkiye'nin dış ticaret açığı yapısal olarak azalacak diye inanıyorum. Belki önümüzdeki birkaç yıl içerisinde cari fazlayı konuşuyor olacağız. Hatta şunu söyleyebilirim size açık bir şekilde, 2024 yılında altın ithalatını bir kenara bırakırsanız, aslında Türkiye bir cari fazla vermiş. Yani ılımlı düzeyde bir büyüme ile çok istisnai olarak altın ithalatı hariç Türkiye fazla verdi. Bu fazla devam ediyor şu anda. Neden altın hariç diyoruz? Çünkü altın bir petrol tercihidir. Yani sanayide kullanılmak üzere veya tüketmek üzere ithal edilen bir ürün değildir." 

 

  "Finansal eğitimin gençlerle sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz" 

  Şimşek, bu çerçevede finansal okuryazarların kendi aktardığı veriler dahil tüm verilerin arka planını sorgulamaları gerektiğini dile getirdi. Finansal okuryazarlığın temelinin eğitim olduğunu da kaydeden Şimşek, "O nedenle Milli Eğitim Bakanlığımızla ortak çabalarımız inşallah güçlü sonuç verecek. Aslında her yaşta finansal okuryazarlık eğitimi zaten bir zaruret. O nedenle sadece Milli Eğitim'de değil, sadece üniversitelerimizde değil, birçok kamu kurum ve kuruluşla veya STK ile protokoller imzalanıyor, programlar yapılıyor, çalışmalar sürdürülüyor. Ama dediğim gibi ne kadar erken yaşta bu konularda bir farkındalık oluşturulursa, temel eğitimin parçası olursa tabii ki daha iyi sonuç alma imkanımız var. Finansal eğitimin biz gençlerle sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Aslında toplumun bütün kesimleri için bir gereklilik" diye konuştu. 

 

  "Türkiye'nin finansal okuryazarlık oranı yükselecek" 

  Şimşek, yaklaşık 1 milyon kişinin Finansal Okuryazarlık Platformu üzerinden sertifikalandırıldığını da hatırlatarak, "Herhalde küresel bu yönde yapılacak çalışmalarda Türkiye'nin finansal okuryazarlık oranı yükselmiş olacak. Bu katılımcıların yüzde 41'i kadınlardan, yüzde 42'si de gençlerden oluşuyor. Bu gerçekten çok anlamlı ve kapsayıcı" dedi. 

 

  "Ülke olarak finansal okuryazarlık eksikliğinden dolayı bir bedel ödemek istemeyiz" 

  Şimşek, finansal okuryazarlığı bir kez öğretilip unutulan bir bilgi olarak görmediklerini, aksine hayat boyu gelişen ve uygulamayla pekişen bir beceri olarak gördüklerini vurgulayarak, "Finansal okuryazarlık eksikliğinin bireysel refahımızla doğrudan ilişkili olduğunu, ama aynı zamanda ekonomimizin geleceğiyle ilişkiliyle çok yakın görüyoruz. Eğer finansal okuryazarlık yüksekse büyüme potansiyeli yükselten bir faktör olarak, eğer düşük kalırsa potansiyelimizi aşağıya çeken bir faktör olarak görüyoruz. Yani toplum olarak, ülke olarak finansal okuryazarlık eksikliğinden dolayı bir bedel ödemek istemeyiz. O nedenle de bu çabalarımızı hızlandıracağız, geliştireceğiz" ifadelerinin kullandı. 

  Program, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in konuşmasının ardından ‘Finansal Okuryazarlık Geleceğimi Nasıl Şekillendirir' adlı resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere ödüllerinin verilmesiyle son buldu.  

İhlas Haber Ajansı

Bakmadan Geçme