'Çalışanın hakkını korumak devletin görevi'
Flormar direnişinin 234'ncü gününün ilk ziyaretçileri İstanbul Barosu'na kayıtlı avukatlardan oluşan Demokrasi İçin Hukuklar – DİH üyeleri oldu. Sözcüleri Avukat Yıldız İmrek, 'Açık havada hukuk dersi'ni andıran konuşmasında sendikalaşmanın Anayasal hak, bu hakkı korumanının ise devletin görevi olduğunu hatırlattı
İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatların içinde yer aldığı Demokrasi İçin Hukukçular (DİH) üyeleri, Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi’nde örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerinde 234 günü geride bırakan, bugün (04 Ocak) itibariyle 235’nci gününe giren Flormar direnişçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. Ziyaret aynı zamanda 12 Eylül askeri darbesinin ardından 03 Ocak 1991 tarihli ilk genel grevinin 28’nci yıldönümüne denk geldi. İmrek konuşmasında ağırlıklı olarak ilgili yasa maddelerine yer verirken konuşması yer yer “açık havada hukuk dersi”ni andırdı. İmrek sendikalaşmanın Anayasal hak, bu hakkı korumanın ise devletin görevi olduğunu hatırlattı.
İmrek: 12 Eylül karanlığı
03 Ocak 1991’de yırtılmıştı
Ziyarette DİH adına konuşan Avukat Yıldız İmrek konuşmasının başında o yıldönümü hatırlarak, “12 Eylül askeri darbesi ile 10 yıl boyunca işçilerin grev ve toplu sözleşme hakları yasaklanmış, sendikaları kapatılmış, mücadeleci işçiler, sendikacılar hapsedilmiş, toplantı ve gösteriler yasaklanmış, basın susturulmuş, patronlara sınırsız sömürü gücü verilmişti. 1989 baharında, yürüyüş ve iş bırakma eylemleriyle bu gidişata itiraz eden işçiler, 03 Ocak 1991’de büyük bir genel greve imza atmış, tüm yasakları aşarak 12 Eylül karanlığını da yırtmayı başarmıştı” dedi.
Sendikalaşmada sonuncu sendikasızlaşmada birinciyiz
İşçisi emekçisiyle halkın tüm kesimlerinin 10 yıllar süren mücadelesiyle edindiği kazanımların günümüz itibariyle yine tehdit altında olduğuna işaret eden İmrek ayrıca özetle şunları kaydetti: “12 Eylül benzeri ağır bir süreçten geçiyoruz. Anayasada sendika hakkı yazıyor ama ucuz emek keyfini yitirmek istemeyen patronlar, baskı ve işten atmalarla, binbir hukuksuzlukla fiilen bu hakkın kullanılmasına engel oluyor. 1990 başlarında yüzde 22 olan sendikalı işçi oranı, bugün yüzde 6 seviyesine gerilemiştir. Türkiye, sendikalaşmada OECD sonuncusu, sendikasızlaşmada OECD birincisidir.
Devlet Flormar direnişini fiilen desteklemiştir
Devlet, işçilerin kötü çalışma koşullarının düzeltilmesi için bir şey yapmadığı gibi, sendika hakkına saldırıya karşı da bir şey yapmayarak, fiilen Flormar işverenini desteklemiştir. Patronların işçilere karşı suçları cezasız kalmaktadır. Soma’da, Ermenek’te, Torunlar’da, 3. havalimanında yaşanan iş cinayetlerinde patronlar cezasız kalmıştır. Üstelik hak arayan işçiler gözaltına alınıp tutuklanmıştır. Devlet, doğrudan grev kırıcılığı yapmış, THY, Paşabahçe grevleri hükümet tarafından yasaklanmıştır.
Flormar’da yasa dışı davranan işverendir
OHAL fırsatçılığı ile grevler ve toplusözleşmeler engellenmiştir. Flormar işvereni, ‘İşçilerin iş durdurduğunu, işyerini işgal ettiğini, çalışanları eyleme teşvik ettiğini ve bunların yasa dışı olduğunu’ iddia ediyor. Ancak, yasa dışı davranan, suç işleyen Flormar işverenidir.
Madde madde anlattı
Anayasanın 49. maddesi uyarınca herkesin çalışma hakkı; devletin çalışanları koruma, hayat seviyelerini yükseltme ödevi vardır. Anayasa 51-54. maddeleri uyarınca sendikal örgütlenme, toplusözleşme ve grev hakkı vardır. Anayasanın 34. maddesi uyarınca herkes gibi işçilerin de toplantı ve gösteri hakkı vardır. Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca, bağlayıcı nitelikteki 87 sayılı ILO Sözleşmesi, sendikal hakların korunmasını gerektirir.
AİHS 11. maddesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın ‘Toplu pazarlık yapma ve eylem hakkı’ başlıklı 28. maddesine göre; işçilerin ‘Çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için toplu pazarlık ve eylem yapma ve sendikal örgütlenme ve grev yapma hakları’ yasal, doğal ve meşru haklarıdır.
TCK 118. maddesi gereğince, işçilere sendika üyesi olduğu için baskı yapan, sendikadan istifaya zorlayan, sendika üyesi olduğu için işten atan işveren, sendika özgürlüğüne karşı suç işlemiştir. İşçilerin keyfi bir şekilde işten atılması, aynı zamanda, TCK 117. maddesi gereğince işçinin iş ve çalışma hürriyetine karşı işlenmiş bir suçtur. Anayasal sendika, toplusözleşme ve grev hakları zorla gasbedilen Flormar işçilerinin direnişi haklıdır ve meşrudur.
İşçilerin hak alma mücadelesi, aynı zamanda tüm toplumu ilgilendiren bir demokrasi mücadelesidir. Emekçilerin hakkının güvence altında olmadığı koşullarda bir demokrasiden de söz edilemez, Biz hukukçular olarak, emekçilerin sömürüye ve baskıya karşı mücadelesini, demokratik hak taleplerini desteklemeye devam edeceğiz. Flormar işçilerinin yanındayız.”
Akyüz: Soba hala yakamıyoruz
Ziyaret dolayısıyla DİH’e teşekkür eden Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz ise, “Demokrasiyi savunan aynı zamanda emeği savunan dostlarımıza teşekkür ediyorum. Mücadelemiz hukuksal olarak da sendikal olarak da devam ediyor. Epey sıkıntı yaşıyoruz mülki idarelerle ve yönetimlerle. Çadırı daha yeni düzenledik ama soba yakamıyoruz. Hukuksal mücadele diyoruz ama maalesef yargı işlemiyor. İşe iade, sendikal tazminat ve yetki davamız devam ediyor. Devletin verdiği yetkiye rağmen bilirkişiye başvuruluyor. Olduğunuz ortamda bunları dillendirmeniz demokrasi emekçiler açısından önemli olacaktır” dedi.
Akyüz, “Burada bir avuç yürek var ama mangal gibi yürek var. Dünyaya hak arama mücadelesinin nasıl verildiğini gösterdiler” diye konuştu. Süleyman Akyüz heyetin maddi desteğini de kabul ederek, “Bu desteğiniz de çok önemli ama asıl önemli olan manevi desteğinizdir” diyerek konuk heyete bir kez daha teşekkür etti.
Emek Gebze ve Gebze Bir Umut
Heyete ziyaretlerinde Emek Partisi Gebze İlçe Başkanı Hasan Atik ve yönetim kurulu üyeleri de eşlik etti. Öte yandan aynı zaman diliminde Ömer Çimen başkanlığındaki Gebze Bir Umut Derneği yöneticileri de direniş yerine geldi. Flormar’ın direnişçilerine dün önemli bir ziyaret daha gerçekleşti.
Almanya’dan biri down
sendromlu iki kızıyla geldi
Detaylarına yarınki haberimizde yer vereceğimiz ziyarette Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi - SYKP direniş yerine geldi. Heyette SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur ve Almanya’da yaşayan, SYKP Avrupa Kadın Meclisi’nden Ayşegül Şenol ile kızları Ayda Şenol ve down sendromlu Elira Şenol da yer aldı.
Üç ülkeden devrimciler
evlerini ayaklarını ısıttı
Partinin İstanbul ve Kocaeli’deki üyelerinden oluşan heyet İsviçre, Almanya ve Fransa’daki devrimcilerin ve devrimci dostlarının dayanışmasıyla toplanan meblağı aktardı. Miktarı açıklanmayan maddi desteğin direnişçi işçilerin çetin kış aylarında, evlerindeki ısınma giderleri için olduğu belirtildi. Ayrıca yine direnişçi işçiler için alınan kışlık ayakkabıların da kargoya verildiği belirtildi.
Klasik uğurlama
Heyeti Petrol-İş Şube Başkanı Süleyman Akyüz, şube yöneticileri Eyüp Akdemir ve Şivan Kırmızıçiçek ile birlikte kendilerinden bir saat önce Flormar önüne gelen Demokrasi İçin Hukukçular üyesi avukatlar da karşılayıp dinlendi. Hep birlikte halay çekilmesinin ardından her iki heyet de direnişçiler tarafından klasik hale gelen, “Güle güle dostlar yine bekleriz” sloganıyla uğurlandı. Heyet üyeleri ziyaretleri süresince direnişçi işçilere çadırlarında konuk olup çay eşliğinde keyifli sohbetler edip moral verdi.