• Haberler
  • Gündem
  • EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

Türkiye topraklarında 325 yılında Birinci İznik Konsili'nde yaşanan ve  Konstantin'in tüm Hristiyanları birleştirme planının (Roma planı) ikincisi, 1700 yıl sonra bu kez koçbaşı Fener Rum Kilisesi olarak kullanılmak üzere bir kez daha 2025 yılında tekrarlanmak isteniliyor.

Ne yazık ki bugün,  bu  planın hayata geçirilmek istenildiği yerde aynen Kurtuluş Savaşı yıllarında işgalci Yunanlıları çiçeklerle karşılayanlar ile hiçbir farkının  olmadığın gösteren   Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta var.

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

İZNİK BELEDİYE BAŞKANI, “SAHTEKAR” BAŞPAPAZI KORUYOR

Kağan Mehmet Usta dün (10 Mayıs), Fener Rum Kilisesi başpapazının  “ekümenik sahtekarlığı”na karşı  yapılan toplantıyı, “tasvip etmediğini” söyledi. Ve ardından, “İznik halkı bu eyleminizden rahatsız, gerginlik yaratmadan açıklamanızı yapın gidin.” dedi. Yani küresel sapkınların, Fener Rum Kilisesi’nin  ve Yunanistan’ın yerine İznik Belediye Başkanı rahatsız oldu!

Kendisine ilk yanıt, İznik’te halka açık açıklamada bulunan Mustafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’dan geldi. Yaycı Paşa İznik Belediye Başkanına, “bizim buradaki itirazımızdan gerçek Müslümanlar rahatsız olamaz, gerçek Türk rahatsız olmaz soyunda sopunda kırıklık olanlar rahatsız olur.” dedi.

AKP’nin 31 Mart 2019  tarihinden bu yana  İznik Belediye Başkanı olarak görev yapan  Kağan Mehmet USTA,  2005 yılında yayınlanan “İnanç turizmi potansiyeli açısından İznik’in değerlendirilmesi” isimli yüksek lisans tezinde  İznik  Konsili’nin toplandığı iddia edilen ve bu gün ayakta olmadığı gibi yeri dahi belli olmayan sarayı konu alarak bunu  bir turizm potansiyeli olarak değerlendirmiş ve  Fener Rum Kilisesi ile işbirliğine girişmiştir.

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

BAĞLANTI KURULMUŞ!

USTA, tez çalışmasının sonunda, “İznik bölgesinde gerek yerleşim yeri olarak seçmiş yabancılar gerekse ziyarete gelen yabancı turistlerin konaklamaları sürecinde doğan dini gereksinmeleri için ibadet edebilmelerini sağlamak amacıyla Hristiyan toplumunun ibadethanesi olan kilise açılması için Fener Rum Patrikhanesi’yle bağlantı kurulmalı, bu imkanın onlara tanınması dış aktif turizm talebini hem özendirici ve hem de yönlendirici olacaktır.” değerlendirmesini yapmıştır. Yani Kağan Mehmet USTA’nın Fener Rum Kilisesi’nin ekümenikliği için düşünülen projede koluna girmesi tesadüf değildir. Halihazırda kendisi tez konusuna uygun olarak İznik’in Belediye Başkanı olarak görevine devam etmektedir.

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi Genel Başkanı Vedat ÇALIK'ın çağrısı ile İznik üzerinden yapılmak istenen planlara karşı, “ATATÜRK 100 YIL ÖNCE KARŞIYDI, BUGÜN DE BİZ KARŞIYIZ.” farkındalığı ile yapılan açık hava açıklamasına siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve İznik halkı da katıldı.

Fener Rum Kilisesi bugün olduğu gibi 325 yılında gerçekleşen İznik Konsili’nin 1600. Yılını kutlamak isterken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları 1925 yılında bu eyleme geçit vermezken, 2025 yılında aynı kararlılığı göstermeyen herkes kınandı.

Bursa Nutku’nun okunması ile başlayan toplantıya, eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu, 21. Dönem MHP Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli, 13 yıl önce Kocaeli’den “tarihe pedal çevirerek” başlayan Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi  Genel Başkanı, Vedat Çalık, Vatan Partisi Bursa İl Başkanı Dilek Çınar, Altın Ordu Cemiyeti Başkanı Caner Kara, Ata Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Halide Çaylan, Toprak Partisi Genel Başkanı Ömer ULUTAŞ,  Anadolu Birliği Partisi Genel Başkanı Bedri Yalçın,  Zafer Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Haydar Çakmak, İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu,  Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Halkla İlişkiler Sorumlusu  Sevgi Erenerol ve Mavi Vatanımız Paşası Mustafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı katıldı.

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

BAŞPAPAZIN “EKÜMENİK SAHTEKARLIĞI” İÇİN, ANAYASAMIZ DEĞİŞTİRİLECEK!

Organizasyon adına konuşma yapan Vedat Çalık, 

“Bugün burada olmamıza neden olan kilisenin, ‘devlet için de devlet’ olma veya Devlet içinde, ‘bağımsız özerk’ bir tüzel kişilik edinme isteğinden kaynaklandığını ve bu isteğin ABD’nin, ‘Din özgürlüğü’ adı altında oluşturduğu raporlarda yer aldığına” dikkat çekti.

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

Hedeflerine ulaşmak içinde görünürde Heybeliada ruhban okulunun açılması, sonra da bu kilisenin ekümenikliğini sağlayacak olan tüzel kişiliğini sağlanması olduğunu açıklayan Çalık bu uğurda,

 “Anayasamızı ve kanunlarımızın” değiştirileceği uyarsında bulundu. Toplantını sonunda, “tüm şehitlerimize söz veriyoruz, bu eylemin kapanışı olmayacak. Ve Fener Rum Kilisesi nerede ekümenikliği için siyasi ayin yapıyor veya metropolit atıyor, bizler orada olacağız.” denildi. organizasyon Adına Konuşma Yapan Vedat ÇALIK’ın konuşma tam metni aşağıdadır..

EKÜMENİK, 'Sahtekarlıkla' İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlanacak!

Değerli Misafirlerimiz,

BUGÜN BURADA,  toplanma nedenimizi 35 yıldır Fener Rum Kilisesi’ni takip eden, bu kilise hakkında 3 tane kitap yazan ve aynı zamanda Noel Baba Barış Konseyi’ne başkanlık yapan Muammer Karabulut, yani Muammer abimin kaleminden çıkmış ortak bildirimizi fazla tarihe ve ayrıntıya girmeden özetlemek istiyorum. 

Öncelikli olarak,

- Hristiyanlığın genel hukukunda,  unvanı Başpapaz olan birisinin, kilisesi evrensel yani ekümenik olamaz. 

 

-          Çünkü;

 

Bu yetkiyi öncelikli olarak, 

 

1-Hristiyanlık dininden alması gerekir. 

-Bu kilise tarihin hiçbir döneminde, “Ekümenik kilise” olmadı! 

 

İznik’te 325 yılında yapılan konsile gelen kilise temsilcileri, İsa’nın havarileri tarafından kurulan kilise olarak Roma Kilisesine, bugünkü adı ile Vatikan’a,  Antakya ve İskenderiye kiliselerine yetki verdi. 

 

Fakat Roma İstanbul’u başkent yapınca, imparatorluk, “benim yönetim yerime başka kiliseler müdahale etmesin ve güç bende olsun gerekçesi” ile İstanbul’da bir kiliseye ihtiyaç duydu.  İşte bugün Roma başta olmak üzere, Osmanlı İmparatorluğu ve en son Türkiye Cumhuriyeti’nin başına tarihin her döneminde  sorun olan Fener Rum Kilisesi’nin varlığı da böylelikle ortaya çıktı. 

 

İmparatorluklar zamanında Fener Rum Kilisesi’nin sorun olmasının nedeni, diğer ekümenik kiliselerin, İstanbul’daki kiliseyi tanımamasından kaynaklandı.

 

Tarihte Vatikan; bir devlet gibi hareket ederken, Haçlı seferleri düzenlerken, Ortodoks tarafta kalan kiliseler  hiçbir zaman bu güce ulaşamadılar.

 

Onun için de hep bir gücün himayesine girdiler. O güç bir zamanlar Roma oldu, bir zamanlar Osmanlı… Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kanatlarına giremediği için, şimdi ABD’deki sapkınlar tarafından kullanılıyor.

 

Yani arkalarında, örneğini en son Gazze’de canlı yayınlarda gördüğümüz soykırımı yapan, çocukları öldüren,  kan emici küresel güçler var.

 

 

 

Bunlar dünyayı istedikleri gibi yönetmek için sürekli plan yapıyorlar. İşte o planlardan birisi de, “Fener Rum Kilisesi’ni” Ortodoks dünyasının lideri konumuna getirmektir.

 

Tabii ki geçmiş tarihine çomak soktuğunuzda karşılaştığımız konumu, Atatürk’ün deyişi ile “fesat yuvasıdır.” Ancak bu fesat yuvası, dini her zaman siyaset ve çıkarları için kullanan güçler için bulunmaz bir aparattır.  Yani küresel pencereden bakıldığında en doğru adres, “Fener Rum Kilisesidir.” 

 

Hristiyanlık hukuku açısından bakıldığında ise 451 yılında Kadıköy’de yapılan konsilde İstanbul Piskoposu,  rüyasında kiliselerini havari Aziz Andrew’e kurdurması ile “ekümenik kilise” olduğu için, “sahtekarlık” damgası yiyen bir durumu da vardır. 

 

Kısacası karşımızda,  “sahtekar” ve “fesat yuvası”  bir kilise örgütü var. Buna Hristiyan dünyasında terör faaliyeti gösteren tek kilise de diyebiliriz.

 

Bu arada Kurtuluş Savaşında kiliselerini silah deposu haline getirdiklerini de unutmayalım!

 

Demek ki bu kilise, “ekümenik” olma şartlarını bir kenara bırakalım, dini bir kurum olma özelliklerini bile taşımıyor.

 

 

Bu kilise, güç merkezlerinin senaryoları doğrultusunda kullanılan binaları ve binada başpapaz gibi  görev yapan figüranlardan ibarettir. 

 

2-Günümüz şartlarında böylesi bir kilisenin bağlı bulunduğu yönetim sisteminin mutlaka, “DİN DEVLETİ”  temelinde kurulmuş olması veya ayrıcalıklı bir “FEDERAL”  yapı da olması gerekir. 

 

Bu ikinci önemli durum bizleri yakında ilgilendiriyor. 

Ve bugün burada olmamıza neden olan kilisenin, “devlet için de devlet” olma veya Devlet içinde, “bağımsız özerk” bir tüzel kişilik edinme isteğinden kaynaklanmaktadır. 

 

ABD’nin, “Din özgürlüğü”  adı altında oluşturduğu raporlarda,  önce “Heybeliada ruhban okulunun açılması”, sonra da bu kilisenin ekümenikliğini sağlayacak olan “tüzel” kişiliğini sağlamak vardır. Ve Türkiye’ye bu yönde baskı yapılmaktadır.

 

-Bu istekler ne ile sağlanır?

 

-Bu istek ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasını  değiştirmek ile olur.

 

Burada aynen Kurtuluş Savaşı öncesi isyan çıkartmak için, “Kürt” adı ile kullanılan cemiyetlerin kullanılması gibi bir ortam vardır. Yani Türkiye’de herkesin aklına, özellikle Anayasa’nın 3. maddesinin değiştirilmesinde, “Kürt” açılımı  gelirken, hiç  konuşulmayan ve akla gelmeyen Fener Rum Kilisesi’nin “ekümenikliği” dir. 

Bu aynı zamanda  geçmişte, “Sevr’i” kabul ettiremeyenlerin, “Yeni Sevr Federatif” devletini kurdurma planıdır. 

 

- Bizler bugün İZNİK’e  bu  planı bozmak için geldik. 

-İznik konsili yapıldıktan 1700 yıl sonra bu oyunu yeniden oynayacak zeka, bu fesat yuvasında varsa bizler de daha fazlası var!

Tüm yaşananlara tarihi olarak baktığımızda, ortada çok güçlü bir çelişki var. Bu çelişkiye neden olan büyük bir sapkınlık şu anda devrededir. 

Bu çelişkiye bir örnek vererek konuşmamı sonlandırmak istiyorum.

Burada aklı sıra ekümenik siyaseti için plan yapan ve İznik konsilinin 1700. Yılını kutlamak isteyen başpapaz Bartholomeos;  hedefine ulaşmak için, henüz Fethullah yapılanmasının terör örgütü olduğunun anlaşılmadığı bir zamanda;

 

    “Fethullah Gülen  hoca efendi ile çok samimiyiz. Onun tutumunu takdir ediyorum. Çünkü hem Atatürkçü hem de ciddi ve samimi bir Müslüman. Ama, bir İslam alimi olarak ikisini de en iyi şekilde mezcedebiliyor. Pırlanta gibi bir nesil yetiştiriyor… Gülen hepimiz için barışın, hoşgörünün ve yüksek ideallerin bir sembolüdür.” Demektedir. 

Başpapaz başka bir methiyesinde de;

“Diyalog alanında Cumhuriyet'in 10. Yıl Marşı'ndaki gibi memleketin refahını artırmak, dünya barışına katkıda bulunmak için açık alınla yola çıktık. 10 yıl önce bu işin fikir babası olan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi de aramızdaydı. Onu saygı ve dostluk duygularımla selamlıyorum.” diyerek en içten gelen duygularını ifade etmiştir. 

 

Kendisini 7 dil bilen, “ekümenik patrik” olarak tanıtan bir kişi, kilisesi için, “Bir fesat ve ihanet ocağı” olduğunu söyleyen ATATÜRK’ü sanki takdir ediyormuş gibi, o takdiri Fethullah GÜLEN ile buluşturup ATATÜRKÇÜ olduğunu söylerek aklınca Türk Milletinin zekası ile alay etmektedir 

 

BARTHOLOMEOS’UN  BU SÖZLERİ, “ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ” TÜRÜNDENDİR

-Bu alanda bu başpapaza “zırvalmasına” ne dersiniz?

-Silivri zindanında asıl yatması gereken kişi kimdir dersiniz ?

-Misafir olarak ülkemizde kalmasına müsaade edilen bu sapkın kilisenin artık misafirliğine son vermenin zamanı gelmiştir. Burada bulunan konuşmacılar, temsil ettikleri kurumlar ve bir çok ilden fedakarlık yaparak bu toplantıya katılanlar, aynen Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bir kez daha Kuva-yı Milliye ruhuyla hareket ederek bir araya gelmişlerdir.

Çok iyi biliyoruz ki bu tepkimizi hiç hesap edemediler. Çünkü bizler hiç hesap edilemeyen bir zamanda ortaya çıkarız. 

Ve deriz ki, “İznik konsilinin 1700. yılı böyle kutlanır. 

Başta Sayın İznik Kaymakamımız olmak üzere, organizasyonda emeği geçen herkese, Bursa ve İznik güvenlik güçlerinin yakın ilgilerine çok teşekkür ediyoruz. 

Bizler Mustafa Kemalin Askerleri olarak buradayız, 

Mustafa Kemalin askeri olmak demek, 

Türkiye Cumhuriyet Devletinin bekçisi olmak, gerektiğinde İznik’e gelip, Fener Rum Kilisesi’ne haddini bildirmek demektir. 

Ne mutlu Türküm diyene… 

          Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi Adına                           

                                      Bşk. Vedat ÇALIK

 

Kocaeli Zirve Haber Merkezi

Bakmadan Geçme