'İflas isteyen fabrika işçiye devredilsin'

Vatan Partisi ekonomik krizde kapanan fabrikalara ilişkin farklı bir çözüm önerisi getirdi. VP Gebze İlçe Basın Sözcüsü Mustafa Cerit iflas anlaşması olarak bilinen konkordato ilan edilen fabrikaların yüzde 51'inin kamuya, yüzde 44 ila 49'unun işçiye verilmesini savundu.

Vatan Partisi Gebze İlçe Basın Sözcüsü Mustafa Cerit, "Konkordato (iflas anlaşması) isteyen, ya da iflas eden fabrikalara el konulmalı, yüzde 51 i kamunun olmak üzere, isterse  yüzde 5 i fabrika sahibine, yüzde 44'ü işçiye pay edilerek, üretime devam edilmelidir. Kamu ve işçiler yönetimde söz sahibi olmalıdır" dedi. Yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

İthal ürünlerin tüketimi pompalandı

"1980'lerden bu yana, işbirlikçi iktidarlar, özelleştirme adıyla, kamuya ait Cumhuriyetin bütün kazanımlarını üretim dışı bıraktılar.

Tekel, Et Balık Kurumu, Sümerbank, Şeker fabrikaları, Seka özelleştirilir gibi yapılarak, kapatıldı.Ülkemizde Amerikan sigara tekeli oluşturuldu.

Amerikan Cargill'in, GDO lu mısır şurubuna mecbur bırakıldık.

Kağıt yokluğundan gazeteler, kitaplar, dergiler basılamaz hale geldi. Gazeteler tek tek kapanıyor.

Kendimiz üretmeden, ithal ürünlerin tüketimi pompalandı.

Demir çelik fabrikaları, bankalar, sigorta şirketleri, haberleşme firmaları özelleştirilmekle kalmadı. Yabancıların eline geçti. Temizlik ürünlerinin hepsi yabancı firmaların elinde.

Geri dönülmez biçimde  emperyalizmle karşı karşıyayız

Bankalar, sokaklarda kredi kartı dağıtarak, halkı borçlandırdı.

Üretmeden tükettiğimiz için, halk borçlu, devlet borçlu. Mevcut para da, AKP tarafından üretici değil, tüketici alanlara harcandı. Geleceğimiz bile satıldı. Dış borç büyüdü, hazne küçüldü.

Bu durumda kriz kaçınılmazdı. Halen durumu kavramayan hükümet, Doğal İstanbul boğazı dururken, yapay İstanbul kanalından söz edebilmektedir.

Emperyalist ABD, sürekli Türkiye'yi bölmek, önündeki en büyük engeli kaldırmak için, oyunlar içinde. Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana ilk kez, geri dönülmez biçimde emperyalizmle karşı karşıya geldi.

TSK, ABD'nin işbirlikçi uzantıları olan, PKK ve FETÖ'ye karşı savaş halinde. Fırat'ın doğusunda ve Kıbrıs da, doğrudan ABD ordusuyla karşı karşıya gelecek.

Büyük dalga geliyor

AKP, krizden kurtulmak, için gerekli tedbirleri alamıyor ve alamaz. Kriz, tam anlamıyla kendini göstermiş değil. Büyük bir dalga geliyor. Çok sayıda fabrikanın kapanması, işçilerin işsiz ve aç kalması tehlikesi, üzerimize doğru çullanıyor.

Krizden çıkış için, bu güne kadar yapılanların tersi yapılmalı, üretim ekonomisine geçilmelidir.

Konkordato (iflas anlaşması) isteyen, ya da iflas eden fabrikalara el konulmalı, yüzde 51 i kamunun olmak üzere, isterse  yüzde 5 i fabrika sahibine, yüzde 44'ü işçiye pay edilerek, üretime devam edilmelidir. Kamu ve işçiler yönetimde söz sahibi olmalıdır.

Sendikacılar yine süpürülüp giderler

İktidar ve birçok sendikacı gelen tehlikenin farkında değil. 1989 bahar eylemlerinde de, sendikacıların bir kısmı, işçi hareketini önceden görememişti. Bahar eylemleri o sendikacıları süpürdü. Sendikacılar, gelecek büyük işçi eylemlerini görmezse, yine süpürülür giderler.

Bu dönemde, militan, mücadeleci sendikacılara ihtiyaç var.

Yukarıda anlattığımız gibi, işçi sınıfının sorunu, emperyalizmden ve işbirlikçi iktidarlardan kaynaklanıyor.

Sadece işçiler değil, tarım ve hayvan üreticileri, esnaflar, devlet memurları, hatta milli sanayici de bu krizden etkileniyor.

Böyle olunca emperyalizme karşı milli bir savaş gerekiyor. Parti ayrımı yapmadan, ancak milli bir hükümet bu savaşta başarılı olabilir.

İşçi sınıfı ve milli sanayici, farkında olsalar da olmasalar da ilk kez çıkarları, vatan savaşında birleşmiştir.

Herkes aklını başına almalı, krizi işçilerin başına yıkmak yerine, krize karşı yükü paylaşmalı, topyekün vatan savaşında birleşmelidir."

Bakmadan Geçme