'Mücadeleyi mecliste sürdürmek için adayız'

TKP'nin Gebze, Darıca ve Çayırova'dan kadın meclis üyesi adayları, adaylıklarını Kocaeli Zirve'ye değerlendirdi. Gebze adayı Gülnur Anlar, Darıca adayı Hande Tunca Berberoğlu, Çayırova adayları Yıldız Demirtola ve Didem Cam mücadelelerini belediye meclisinde sürdürmek için adaylar

GEBZE BMÜ ADAYI GÜLNUR ANLAR

Kızım da biliyor. O yüzden yoldaşım

Türkiye Komünist Partisi’nden Kocaeli/Gebze’de belediye meclis üyesi adayları içerisinde bulunan kadın bir adaysınız. Sizi biraz tanımak istiyoruz. Kendinizden bahseder misiniz?

1968 Gebze doğumluyum. 1 kız annesiyim. Doğduğumdan beri de Gebze’de yaşıyorum.

Kaç senedir çalışma hayatındasınız? Daha önce nasıl işlerde çalıştınız?

Emekli olana kadar yaklaşık 20 sene farklı fabrikalar ve işyerlerinde çalıştım. Emekli olduktan sonra da 4 senedir özel bir okulda çalışmaktayım.

Bir emekli olarak sizce kaç sene daha çalışmak zorundasınız?

Daha ne kadar çalışabilir durumda olacağımı ben de öngöremiyorum. Ancak emekli maaşım düşük ve o maaş ancak faturaları karşılayabiliyor. Sağlığım engel olana kadar sanırım çalışmaya devam edeceğim.

Ülkemizde bir kadın ve anne olmak nasıl bir duygu?

Sadece ülkemizde değil bence dünyada kadın, işçi ve anne olmak çifte sömürüye maruz kalmak demek. Daha düşük profilde işlere veriliyorsunuz, daha düşük maaş ve daha uzun süreli çalışmaya zorlanıyorsunuz. Bir de buna eşinden boşanmış bir kadın olmak eklenince toplumsal olarak birçok zorlukla boğuşmak zorunda kalıyorsunuz. Yıllar içerisinde gericiliğin yükseldiği bir ülkede yaşamak eklenince bir kat daha zorluk eklenmiş oluyor.

Gebze’de uzun süredir yaşayan birisiniz. Gebze geçen seneler içerisinde sizce nasıl bir değişim gösterdi?

Gebze özellikle 1980 sonrası çok büyük bir değişim gösterdi. Sanayinin burada yerleşiklik kazanmasından dolayı başlayan göçler kentsel dönüşümü, yağmayı, hava kirliliğini beraberinde getirdi. Düşünebiliyor muşunu, 1980 darbesi öncesinde Gebze halkının buluştuğu 2 kışlık ve 2 yazlık sinema salonu ve yerel tiyatrolar vardı! Ancak geçen zaman içerisinde bunlar ortadan kalktı.

 

Anneler özellikle 1980 darbesi sonrasında çocuklarını siyasetten uzat tutmaya çalışmaktalar. Siz çocuğunuzun siyaset yapmasını ister misiniz?

Kızım 27 yaşında ve diğer milyonlarca işsiz genç gibi o da işsiz. Onu işsizlikten koruyamadım!  Ülkemizdeki sömürü koşullarını değiştirmeden çocuğuma daha iyi bir gelecek bırakamayacağımı TKP’yi tanıdığım ve üyesi olduğum günden beri çok iyi biliyorum. Kızım da geleceğinin işçi sınıfının geleceği ve mücadelesindeki başarısı ile güzelleşeceğini biliyor. Bu yüzden aynı zamanda yoldaşım. Tüm annelerin de çocuklarının eşitlikten yana bir siyaset gütmelerini sağlamalarının en önemli ebeveynlik görevimiz olduğunu düşünüyorum.

Türkiye Komünist Partisi’nden belediye meclis üyeliğine aday olmaya nasıl karar verdiniz?

Türkiye Komünist Partisi ile 1994 senesindeki Gebze belediye direnişinde tanıştım. İşçi sınıfının kurtuluşunun eşit, adil bir düzen olan sosyalist devrimden geçtiğini söylediği ve bu çizgisinden hiç sapmadığı için Türkiye Komünist Partisi ile mücadeleye devam ediyorum. Eşit ve adil bir düzen kurulması için işçi sınıfının siyasete el koyması gerektiğini söyleyen ve bu nedenle de seçimlerde de kapılarını işçilere açan bir parti olduğu için, düzen içi ittifaklara hiçbir zaman girmediği için, ırki dil, cins ayrımı yapmadığı için TKP’den Gebze’de belediye meclis üyeliğine aday oldum.

 

DARICA BMÜ ADAYI HANDE TUNCA BERBEROĞLU

İşimiz erkeklerle aynı

olsa da maaşımız düşük

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1983 İzmir doğumluyum. Kimya mühendisiyim.

Ne iş yapıyorsunuz? Daha önce nasıl işlerde çalıştınız?

Ben de benim gibi üniversite okumuş milyonlarca işçi gibi mezun olduktan sonra uzun işsizlik süreci ardından eğitimim ve yeteneklerime uymayan işlerde 3-4 sene çalıştım. 6-7 sene kadar da çevre ve çelik imalat alanlarında proje mühendisliği yaptım. Son aylarda da sosyal uygunluk denetimlerinde görev alıyorum. Ayrıca İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği uzmanıyım.

Bölgede ofiste çalışanlar, yüzbinlerce üretim işçisine göre ayrıcalıklı bir konumda. Çalışma hayatında hiç zorluk yaşadınız mı?

Emeği ile geçinen hiçbir işçinin zorluk yaşamadığını düşünmüyorum. Her şeyden önce hangi koşullarda çalışacağınızı ve işi nasıl yapacağınızı siz belirlemiyorsunuz. Üniversite okumuş, bir meslek alanında eğitim almış birisi olarak patrona ya da yöneticiye “benden yapmamı istediğiniz şey doğru değil” dediğinizde tepki ile karşılaşıyoruz. Çünkü tüm çalışmamız patron daha fazla para kazansın, daha fazla kar etsin diye yapılıyor. Bunu da bizlere açıkça söylüyorlar.

Kadın bir mühendis olmanın zorlukları var mı?

Olmaz mı! Öncelikle mühendislik toplumda hep erkek işi gibi kabullenilmiş. Oysa ki bugüne kadar çalıştığım sürede kadın mühendislerin çok daha detaycı ve dolayısıyla daha az hata ile iş yaptığını deneyimledim. Ancak bunun yanından biz kadın mühendisler bizimle aynı iş tanımında olan erkeklerden çoğu yerde daha az maaş alıyoruz. Fazla mesai ücreti almadan, uzun süreli çalışma, bunun yanında işe dair getirdiğin öneriler bir de kadın olduğun için daha az dikkate alınan bir iş hayatı çoğu kadın mühendisin kabusu haline geliyor.

Ofis işçilerinde iş hayatından kaynaklı sağlık problemleri oluyor mu?

Öncelikle hepimizin boyun ve bel fıtığı rahatsızlıkları var. Fiziksel rahatsızlıkların yanında bir de psikolojik rahatsızlıklar yaşanıyor. Anti-depresan kullanmak işin doğası olmuş. Patron/genel müdüre daha yakın çalışmak daha ağır bir baskı altında çalışmakla eşdeğerdir. Her iş acildir ve hayatında işten daha önemli bir şey olmasını istemezler. Çok kişi sosyal medya hesaplarında mesela ofis içinde doğum günü partileri gibi aktivitelerden fotoğraflar paylaşanları görür. Oysa ki o fotoğrafların arkasında ben “şu yarım saatlik arayı burnumuzdan getirecekler, nasıl da ikiyüzlü; sanki az önce bize hakaretler yağdıran o değil” gibi düşünerek müdürlerine/patronlarına bakan işçiler görüyorum.

Türkiye Komünist Partisi Darıca belediye meclis üyesi adaylarından bir tanesisiniz. Bu karara nasıl vardınız?

Öğrencilik yıllarımdan beri TKP üyesiyim. Yaklaşık 1 senedir bölgede çalışıyor ve yaşıyorum. Fabrikalarda ve kentte gördüğüm tüm zenginliği yaratanların işçiler olduğunu biliyorum. İş cinayetlerine kurban gitmemeye çalışırken eve biraz daha fazla maaş getirmek için fazla mesai yapmak zorunda kalan yüzbinlerce işçi yaşam mücadelesi verirken bölgedeki müteahhitler, patronlar karına kar katıyor. Bu havzada annelerin sütlerinde bile ağır metal çıkıyor, gördüğüm tüm çocuklar neredeyse alerji ve astım hastası. Okumuş insanlar halkına karşı sorumludur. İnsanları kansere, iş kazalarına o da olmadı intihara sürükleyen bu saçma düzene mahkum değiliz. Daha iyisini yapmak, mücadeleyi büyütmek için belediye meclis üyeliğine Türkiye Komünist Partisi’nden aday oldum.

ÇAYIROVA BMÜ ADAYI YILDIZ DEMİRTOLA

İzlediğim dizilerde sendikalı

diye işten atılanlar yok

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

İsmim Yıldız Demirtola. 48 yaşındayım, işçiyim. Lojistik depolarında yevmiyeli olarak çalışıyorum. Tokat Zile’liyim. Yaklaşık 30 senedir Çayırova’da oturuyorum. 2 çocuk annesiyim. 6-7 senedir çocuklar büyüyünce arada işsiz kaldığım zamanlar olsa da ailemizin ekonomisine destek olmak için çalışıyorum.

Hiç iş yerlerinde kadın olduğunuz için ayrımcılığa maruz kaldığınız oldu mu?

Çalıştığım yerlerde kadın olduğum için ciddi rahatsızlıklar yaşadığım oldu. Kadın olduğum için iş arkadaşlarımla aramdaki samimiyet bile takip ediliyor. Yaptığım iş kadın olmamdan dolayı eksikmiş gibi hissettiriliyor.

Çalışmaktan kaynaklı hiç sağlık problemi yaşadığınız oldu mu?

Çalışma koşullarından dolayı sağlık problemleri yaşıyorum. Hem yaşımdan dolayı hem de sağlık problemlerim olduğu için patronlar sanki bir lütufta bulunuyormuş gibi davranıyorlar. Oysa ki sağlığımda sorun varsa bu da çalışma koşullarımdan dolayı oluştu. Her gün defalarca 30 kg ağırlıktaki kasaları taşırsanız sağlık problemi yaşarsınız.

Ailenize, kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?

Eşim bir fabrikada güvenlik elemanı olarak çalışıyor. İşinden dolayı haftanın yarısında gece, yarısında da gündüz çalışıyor. Ben de belirsiz süreli çalışıyorum. Çalışmadığım günler evin işlerini ancak yetiştirebiliyorum. Maddi imkansızlıklardan dolayı aile olarak dışarıda bir sosyal etkinliğe gidebilmemiz imkansız sayılır. En son ne zaman sinemaya, tiyatroya gittiğimizi neredeyse hatırlamıyorum.

Televizyon kanallarında gösterilen birçok dizi var. Özellikle de kadınlar düşünülerek bu diziler yayınlanıyor. Siz televizyon izliyor, bu dizileri takip ediyor musunuz?

Boş bir zamanım olursa televizyon izlediğim oluyor, dizi de izlediğim oluyor elbette. Ancak izlenebilecek bir şey bulmakta da zorlanıyorum. Çoğu dizi şiddetle karışık aşk hikayesi anlatıyor. Hiç bu dizilerde pazarlarda alışveriş yapacak parayı bulamayan, sendikalaştığı için işten atılan, çöpten ekmek toplayan halk, işçiler yok. Nereden geldiği belli olmayan lüks bir hayat içerisinde masal dünyası anlatılıyor. Bunun yanında bir de mafya dizileri gösteriliyor. Her şeyin silahlarla herkesin kendi cezasını kestiği konular işleniyor bu tip dizilerde. Bu durum ülkemizin içerisinde bulunduğu hali özetliyor. Diğer taraftan milyon dolarların akıtıldığı yarışma programları var. Ülkemizdeki yoksulluk ve işsizlik düşünülünce bunları izlemek için sabır gerekiyor.

Peki TKP’den belediye meclis üyeliğine aday olmaya nasıl karar verdiniz? Neden TKP?

Belediye meclislerinde bizim yararımıza olmayan konularda kalkıp inen kollar var. Diğer partilerden olan bu kollar sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Bu böyle gitmez diye düşünüyorum. Daha önce CHP üyesiydim. Ben bir cumhuriyetçiyim ve bu amaçla senelerce bu partide görev aldım. Ancak zaman içerisinde gördüm ki içi boşalmış, yolundan sapmış, sırtını patronlara yaslamış bir CHP kaldı geriye. 24 haziran seçimlerinden sonra da TKP saflarına katıldım. Yapmak istediğim şeyleri TKP’de yapmanın mümkün olduğunu gördüğüm için belediye meclis üyeliğine aday olmak konusunda da hiç tereddüt yaşamadım. Hatta son belediye meclis adaylığı listeleri açıklandığında beni arayan birlikte hareket etmek isteyen çok arkadaşım oldu. Şimdi birlikte umudu örgütlüyoruz.

ÇAYIROVA BMÜ ADAYI Didem Cam

Atanamayanları fabrikada gördüm: 

Kızımın öğretmen olmasını istemem

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

42 yaşındayım. Çayırova’da yaşıyorum. Gebze’de bir fabrikada işçiyim. 2 çocuk annesiyim.

Kaç senedir çalışıyorsunuz? Daha önce nasıl işler yaptınız?

4 seneden fazladır çalışıyorum. İlk başladığım zamanlarda farklı işlerde sigortasız ya da yevmiyeli çalıştığım da oldu.

Bize 1 gününüzün nasıl geçtiğini anlatır mısınız

İşim 3 vardiya olduğu için günlerim birbirine uymuyor. Sabah vardiyasında olduğumda 5.30’da uyanıyorum. 7:00’de iş başı yapıyoruz. Sadece günde 40 dk bir yemek molası var, bir de eğer kullanabilirsem 10dk çay molasına çıkabiliyorum. Çocuklar okuldan aç döndükleri için evde yemeğin hazır olması gerekiyor. Eşimin işten dönüş saatine göre fırsat bulursak bir çay içebiliyoruz. Tabii bunların ardından mutfağın toplanması, bulaşıkların yıkanması, çocukların ödevleri derken bir akşam bu şekilde pek oturup dinlenmeden geçip gidiyor. 1 hafta boyunca hem çocuklarımla hem kocamla bazen doğru dürüst bir cümle konuşamadığım oluyor.

Ailenizle bu durumda en çok hafta sonu zaman geçirebiliyorsunuz, öyle mi?

Fazla mesai olmazsa tek boş gün olan Pazar günü de ev işleri ile geçiyor. Eğer bir de ansızın misafir geliyorsa o zaman gerçekten işin içinden çıkamadığım oluyor. Aile olarak sosyal faaliyette bulunmak ise imkansız.

Çalışmaktan kaynaklı hiç sağlık problemi yaşadığınız oldu mu? Yaşadıysanız bu durumda ne yaptınız?

Çalışmaktan kaynaklı en büyük sağlık problemimiz bence yorgunluk. Bunun yanında bel fıtığı neredeyse hepimizde olan bir sağlık problemi. Ama gündeme getirmek konusunda kaygı hissediyorum birçok işçi gibi. Çünkü bu patronlar için işten atmak amacıyla kullanılan bir bahane haline gelmiş durumda.

2 çocuk annesiyim dediniz. Çocuklarınızın geleceği ile ilgili kaygı hissettiğiniz oluyor mu? Mesela kız çocuğunuzun gelecekte nasıl bir hayatı olmasını istersiniz?

Küçüklüğümde öğretmen olmayı çok isterdim. Çalıştığım iş yerlerinde benim gibi işçi olan o kadar çok genç üniversite mezunu atanamayan öğretmen görüyorum ki, kızımın benim gençlik hayalim olan mesleğe sahip olmasını bile isteyemiyorum. Sadece kızım veya oğlum için de değil, gençliğin geleceği ile ilgili kaygı hissediyorum. Kızımın da diğer gençlerimizin de eşit bir ülkede yaşamalarını istiyorum, bunun için örgütlü mücadele veriyorum, onunla da paylaşıyorum.

Hiç fabrikada iş kazası geçirdiniz mi? Ya da iş kazası yaşayan bir arkadaşınız oldu mu? Böyle bir durumda neler yaşadınız?

Daha önce iş yerinde 2 defa kaza geçirdim. İlkinde 15 gün rapor aldım, kolum incinmişti. İkincide elim incinmişti. Kaza olduğu anda, tabii ki kazanın şiddetine göre yaklaşım gösteriyorlar. Hastaneye götürüyorlar tedavi için. Ama kazanın sıcaklığı geçince gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Haksız olsalar da haklı çıkmak için kazanın gerçekleşme sebebi ile ilgili bize suçu atmaya çalışıyorlar.

Bugün 8 Mart. Sizce kadınlar bugünü “kadın günü” olarak kutlayabiliyor mu?

8 Mart ABD’de dokuma işçisi kadınların 16 saatlik çalışma saatlerine karşı 10 saatlik günlük çalışma talebiyle, düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşulları sebebiyle greve çıktığı tarihi bir gün. Bugün belki yasal olarak 8 saatlik çalışmak mümkün. Ancak bazen öyle günler oluyor ki 8 saat bile çalışmış olsanız 16 saat çalışmış kadar yorulduğunuzu hissediyorsunuz. Yani o günkü koşulları bile gerisine düştük! O yüzden kutlanacak bir şey yok, aksine bu sömürüye, açgözlülüğe karşı daha fazla mücadele etmeliyiz.

TKP’den Çayırova belediye meclis üyeliğine aday olmaya nasıl karar verdiniz?

24 Haziran seçimlerinden bir gün sonrasında TKP’li olmaya karar vermiştim. Ondan öncesinde CHP’liydim. Demek ki bazı şeyleri görmek, hayal kırıklıkları yaşamak ve ikna olmak gerekiyormuş. Kendime ve çevreme hep komünistim ben derdim ama TKP’ye gelince gerçekten olduğumu da hissettim. Kadın emekçiler öne çıkmadan bu ülkede hiçbir şey değişmez. Bakın Flormar’a! Bu seçimlerde zengin konteslerin değil kadın işçilerin sesini duyurmak için ben de meclis üyesi adayıyım.

Bakmadan Geçme