Pelikan'da görgü 7*24 ders konusu

Osman Yılmaz'daki yerleşkesinde okul öncesi, ilk ve orta okul Sultan Orhan'daki yerleşkesinde Anadolu ve fen lisesi olarak eğitim veren Özel Pelikan'da görgü kuralları, 7/24 üstelik uygulamalı ders konusu

Meslekte 22’nci yılını geride bırakan okul kurucusu Gülay Körükmez özel eğitimciliğe etüt merkezi ile başladı. Hedeflerinden biri Pelikan Üniversitesi’ni kurmak diğeri eğitim sistemlerinin ülkeye yayılması

Pelikan eğitim kurumlarının kurucusu Gülay Körükmez; 1969 yılında Malatya’da, Öğretmen Okulu mezunu emekli öğretmen Muhsin Körükmez’in kızı olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Sivas’ta tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü (1995) mezunu.

ETÜT MERKEZİ İLE İLKE İMZA ATTI

Babasından ötürü sevdiği öğretmenliğe başlamak için 1997’de Marmara Üniversitesi’nde pedagojik formasyonunu tamamladı. Bir yıl Darıca İlk Öğretim Okulu’nda ücretli İngilizce öğretmenliği yaptı. Asıl idealine kavuşmak için fazla beklemedi. 1998’de Gebze’nin beldesi olduğu yıllarda Darıca’da kurduğu Pelikan Etüt Merkezi sadece Darıca değil Gebze için de bir ilk oldu. Etüt merkezini 2009’da Gebze’nin Sultan Orhan Mahallesi’ne taşıdı.

Etüt merkezi 2015’te okula dönüştü. Pelikan halen Osman Yılmaz Mahallesi’ndeki yerleşkesinde okul öncesi, ilk ve ortaokul; Sultan Orhan Mahallesi’ndeki yerinde Anadolu Lisesi ve fen lisesi olarak hizmet veriyor.

Meslekte dolu dolu bir 22 yılı geride bırakan Körükmez’in idealinde Pelikan Üniversitesi’ni kurmak var. Bir diğer hedefi ise Pelikan’da uyguladıkları eğitim sistemini ülke geneline yaygınlaştırmak. Aynı zamanda GTO Eğitim ve Sağlık Komisyonu Üyesi Gülay Körükmez ile eğitimi, özel eğitimi, toplumu ve Pelikan’ı konuştuk:

Nedir Pelikan’ın eğitim sistemi…

Bence bir insanın gelişebileceği en iyi sistem. Çünkü çocuklara mücadele etmeyi, çalışmayı, başarmayı, kendisine ve insanlara saygı duymayı, vatan millet kavramını, tüm canlılara ve doğaya yönelik sevgiyi öğretiyor. Araştırmacı, sorgulayıcı bir nesil yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz.

Bu Pelikan’a özgü bir eğitim sistemi mi? Bir yerde görüp beğendiğiniz, uyguladığınız bir sistem mi?

Bugünkü eğitim sistemimiz, geçmişte yetiştirdiğimiz öğrencilerin mezuniyet sonrası da bizlerle diyaloğunu kopartmadan, bizleri yönlendirmesiyle oluştu. Mezun ettiğimiz öğrenciler, bizde aldığı herhangi bir öğretinin kendisine ileride ne kattığını anlattıkça, biz de ona göre sistem oluşturmaya başladık. Başka bir okulda ilginç bulduğu bir ders veya çalışmayı bize de önerdiklerinde, o öneriler üzerinden de kendimize yol yordam belirledik.

Mezun olan öğrencileriniz en çok hangi öğretinizi takdir ediyor?

Disiplinli çalışmayı Pelikan’da öğrendiklerini söylüyorlar. Bu arada disiplinden kasıt, otoriterlik değil. Bir insanın bir işi veya görevini yerinde ve zamanında yapmasını alışkanlık haline getirmesine, biz disiplin diyoruz.

Nedir disiplin kurallarınız veya öğretileriniz?

Öğrencilerimizin görselliğini geliştirmek için resim, müzik gibi ders saatleri, Devlet okullarına kıyasla bizde daha fazla. Çocuğun bu konudaki gelişimine büyük önem veriyoruz. Steam maker (buhar makinesi) diye adlandırdığımız teknolojik laboratuvarda, teknolojiyi düzgün kullanmayı öğretiyoruz. Ki çağımızın önemli bir sorunudur.

Öte yandan bizim için davranışlar çok önemli. Örneğin öğrencilerimiz yemekhaneye koştura koştura gitmez. Sıraya düzenli girer, arkadaşının önüne geçmez. Yemeği yiyebileceği kadar alır, çöpe dökmez. Öğretmenine saygılı olmayı bilir. Kız öğrenciler okula makyajla gelmez, nereye geldiğini bilir. İlk ders saatinin başlangıcından itibaren tüm öğrenciler cep telefonlarını rehberliğe teslim eder. Teneffüslerde dahi kullanmazlar.

Dünya klasiklerini öğrenmelerine çok önem veriyoruz. Mesela 15 tatilde, Suç ve Ceza’yı okudular. Tamamlamak üzereler. Ardından kitap üzerine münazara yapacaklar. Daha öncesinde 300 öğrencimiz Şu Çılgın Türkler kitabı üzerinde aynı çalışmada bulundu. Bu tür çalışmalar çok fazla betimlemeden konuşmalarını, her detayı bir başka şeye benzeterek anlatmalarını sağlıyor.

Hangi kitabın okunacağına niye siz karar veriyorsunuz?

15-16 yaş kuşağındaki çocukların okudukları kitapları gözlemlediğimizde, çok kötü tercihlerde bulunduklarını gördük. Okudukları üzerinden, internetin yararları zararları üzerine saçma denilebilecek konuları konuştuklarına tanık olduk. Türkiye’de bir Enes Batur vakası yaşandı. Amcasına küfrederek ünlenen Enes Batur’u örnek aldı gençlerimiz ve kız çocukları, erkek çocukları gibi argo, cinsellik içeren küfürler kullanmaya başladı. Toplumda, ülkemiz için endişe verici boyutta bir bozukluk var. Biz de bunu kendimize dert edindik. Toplumu bozan etkenler arasında televizyon ve internet ilk sırayı alıyor. Bir çocuğun cep telefonunu alıp incelediğinizde, sokakta tasvip etmediğiniz tavır ve davranışlarının iç yüzünü görebilirsiniz, biz görüyoruz. Bu konuda ailelere de büyük görev düşüyor. Çocuklarının telefonlarını kontrol etmeliler. Bu gerçekten çok önemli.

Toplumdaki bozukluk genel kanaat ancak bakış açıları göreceli. Siz neyin üzerinden bir toplumsal bozukluk olduğunu öne sürüyorsunuz?

Okulumuzun en önemli kurallarından biri, sigara içilmemesidir. Bu konuda yasalar da var ancak uygulamak önemli. Bunu en disiplinli şekilde uygulayan eğitim kurumlarından biriyiz. Öte yandan bizim çocukluğumuzda sigara alışkanlığı olan gençlerin bir adabı vardı. Okulun müdüründen, öğretmenlerinden çekinirdi. Şimdi okul etraflarında, cadde ortasında sigara içiyorlar ve sigaraları bittiğinde, hiç tanımadıkları ve yaşça kendilerinden çok büyük kişilerden bir dal sigara isteyebiliyorlar.

Eskiden yaşça büyük olana karşı da bir adap veya çekingenlik vardı. Ama eskiden mahallenin yetişkinleri de vardı. Biz çocukken büyüklerimiz, bulunduğumuz ortama geldiğinde kendimize çeki düzen vermek zorunda kalırdık. Ama şimdi mahallelerde çocuklara çeki düzen verecek yetişkin yok. Yetişkinlerimiz, çocukların ve mahallenin üzerinden elini çekti.

Çocuk dediğimiz, genç dediğimiz kişi yarının büyüğü. Bu hale gelmelerindeki en büyük etken ise ailelerinin bir gerekçeyle onları kontrol edememeleri veya nasıl yetiştirmeleri gerektiğine dair bilgi yetersizliği. Biz bu anlamda sadece öğrenciyi değil, veliyi de eğiten bir eğitim kurumuyuz.

Velilere bu gibi durumlarda, ne tür bir eğitim veriyorsunuz?

Bizim zaten çocuk üzerinde bir okul, eğitim kurumu tarafımız var. Önce çocuğa eksiklerini anlatıp, o eksiklere dair kendisini ikna ediyoruz. Ardından veli ile paylaşıyoruz. Çocuğa nasıl davranırlarsa, ne tür bir tepki alacaklarını izah ediyoruz. Çocuğun davranış bozukluklarında, çocuğun karşısında her istediklerini yapmanın etken olduğunu söylüyoruz. Velilerimiz ne yazık ki gerçekten bilinçsiz. Çocukları nasıl yetiştirmesi gerektiğini bilmiyorum. Benim çocuğum yok. Ama bir ailenin ev halinin nasıl olduğunu, yeğenlerimle aynı evde kalarak öğrendim. Ailelerdeki eksiklikleri, onlarla birlikte görmeye başladım. Çocuğu okul veya aile, ikisinden biri tek başına değiştiremiyor. İyi bir nesil yetişmesi için, çocukluk aşamasında aile ve okul birbirine uyumlu olmalı.

Yeni neslin sigara alışkanlıklarını aleni teşhirleri başta olmak üzere bu kaygısızlığını başka neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle takip yetersizliğine bağlıyorum. Çocuk takip edildiğini anlarsa, kaygılanır. Bir de büyüğe, kendisine ve toplumun tüm bireylerine saygıyı bilecek. Önemsizmiş gibi gözüken çok önemli bir detaydır ve biz bu öğretiyi uygulamalı gerçekleştiriyoruz. Ben bu öğretiyi aldıklarını çok iyi hissediyorum. Örneğin okul takımlarının maçlarına gittiğimde, kendisine çeki düzen vermek zorunda olduğunu hissediyor çocuk.

Uygulamalı öğretiyoruz derken… Ne tür bir eğitimi kast ettiniz?

Öncelikle çocuktan ne tür tavır ve davranışlarda bulunmasını istiyorsak, biz de öyle davranıyoruz. Örneğin asansör için beklerken bayanın kapısını açmak, iniş veya binişte bayana öncelik vermek gibi..

Ergenlik çağında duygular çok önemli. Utanma, acıma, hoşgörü, yardım, sevinç, yaşlıya hizmet, hayvan sevgisi, sorumluluk, saygı… Yani saygıdan kasıt, ‘Bana saygılı ol’ demekle olmuyor. Bacak bacak üstüne atarak oturduğun ortamda deden mi var, öyle oturmayacaksın. Gidip ananene yardımcı olmak durumundasın çünkü o yaşlı bir insan. Otobüste oturarak yolculuk ederken bir hamile veya yaşlının ayakta yolculuk ettiğini mi gördün, kalkıp yer vereceksin.

Okul olarak en önemsediğimiz konulardan birisi de milli bayramlardır. O günlere dair uzun soluklu bir çalışmanın ardından etkili bir program hazırlar ve kültür merkezine giderek velilerimizle birlikte kutlarız. Bu da bir nevi uygulamalı eğitimdir. Çocuğa milli manevi değerlere bağlılığı bu şekilde öğretmiş oluruz.

Öğrencilerinizin eksik, yanlış bulduğunuz yönlerini düzeltmesi için aileyle diyaloğa, işbirliğine gittiğinizde

, ‘Benim çocuğum yapmaz öyle şeyler’ deyip sorunu kabullenmeyen veli oluyor mu?

Tüm çocuk sahipleri öncelikle şunu bilmeli ve kabullenmeli. Herkesin çocuğu yalan söylemek, hırsızlık yapmak, küfür etmek dâhil her şeyi yapar. Bu gibi durumlarda en büyük hata durumu kabullenmemektir. İkinci büyük hata ise gerek aile gerekse toplumun çocuğu dışlamasıdır. Ya da çocuğa çok ağır ithamlarda bulunup, o ithamlara rağmen çocuğun düzelmesini beklemektir. Aileler bu gibi durumlarda çocuğunun eğitimcisine güvenmeli, sorunun çözümü için onlarla birlikte hareket etmeli ve düzelmeye önce kendisinden başlamalıdır.

LİSE ve ORTAOKUL… YANYANA VEYA İÇ İÇE.. RESİM ALTI BAŞLIĞI ve YAZISI VAR

HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞUYOR: Üniversite eğitimini kimya mühendisliğine dair alsa da babasından ilhamla öğretmenlik mesleğine atılan Gülay Körükmez’in hayali kendisine ait eğitim kurumları olmasıydı. 22 yıllık meslek hayatının 21 yılı özel eğitimcilikle geçti. Etüt merkezi ile başlayan girişimciliğini bugün 7 katlı, 2450 metrekare kullanım alanına ve 400 metrekareye sahip Sultan Orhan Mahallesi’ndeki lise ve 2 bin metrekare kapalı alana, 1300 metrekareye bahçeye sahip okul öncesi, ilk ve ortaokul eğitimi verilen Osman Yılmaz Mahallesi’ndeki yerleşkesinde sürdürüyor. Osman Yılmaz’daki kampüsün müdürü Sibel Demir Akmusluk. Sultan Orhan’da Anadolu Lisesi’nin müdürlüğü Yusuf Kılıçaslan, fen lisesinin müdürlüğünü Gülay Körükmez sürdürüyor. Her iki okul da deneyimli bir eğitimci kadrosuna sahip.

Eğitimi uygulatırsan 

ders bir anlam taşır

Eğitim müfredatını değerlendirir misiniz? Örneğin önümüzdeki dönemden itibaren iş sağlığı ve güvenliği de eğitim müfredatında yer alacak?

Eğitim müfredatı doğrultusunda ders kitaplarında yer alan bilgiler doğrudur ama o öğretiyi kitapta bırakmaman, uygulatman halinde bir anlam taşır. Bu sadece müfredata yeni girecek olan İSG için değil tüm dersler için geçerlidir. Örneğin okullarda özellikle itfaiye haftalarındaki yangın esnasında binadan tahliye, deprem esnasında davranış biçimleri gibi eğitimleri önemsiyorum. Ama senede bir defa ile sınırlı kalmamalı. Öte yandan çocuk okula sınıf geçmek, karne ve diploma edinmek için değil nitelikli ve iyi bir insan olmak için gelmeli. Bizde ortaokul öğrencileri LGS’yi, lise öğrencileri üniversite sınavını kazanmak için geliyor.

Rekabet fiyat değil

kalite üzerinden olmalı

Faaliyet gösterdiğiniz alanda çok sayıda özel okul var. Rekabet durum ve koşulları başta olmak üzere sektörü bir değerlendirir misiniz?

Ben aynı zamanda Gebze Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Komisyonu üyesiyim. Bölgemizdeki özel okulları geziyor; Kocaeli ve Körfez Ticaret Odaları’nın komisyon üyeleri ile de zaman zaman bir araya geliyoruz. En önemli sorun rekabetin fiyatlar üzerinden yapılması. Halbuki kalite üzerinden rekabet içinde olmalıyız.

Özel okulların bazılarının öğrenciye not, karne veya diploma verirken çeşitli sebeplerle notları çok şişirdiği de söyleniyor.

Bu tür uygulamalar olduğunu biz de duyuyoruz. Bu gibi durumlarda talep ağırlıklı olarak velilerden geliyor. Biz böylesi teklifler geldiğinde veliye doğruyu ve dürüstlüğü çocuğa birlikte öğretmemiz gerektiğini, hak ettiği puanlandırmanın üzerinde bir puan edinemeyeceğini anlatıyoruz. Olması gereken de budur. Bize öğrencisini getiren veli, Pelikan’ın bu konudaki disiplinini bilerek geliyor.

PELİKANCA EĞİTİM

Pelikan Eğitim Kurumları olarak donanımlı bireyler yetiştirmek temel felsefemiz. Öğrencilerimize monotonca bir şekilde bilgi aktarımı yapmak yerine, onların yaş ve olgunluk seviyelerini gözardı etmeden, eğlenerek öğrenmelerini de büyük önem veriyoruz. Sadece bilgi yüklemesi yapmak ya da sadece davranışsal açıdan düzgün bireyler yetiştirmekten ve topluma kazandırmaktan ziyade, bu özelliklerin hepsini benimsemiş ve aynı zamanda strateji geliştirmesi açısından daha etkin bireyler yetiştirmeye özen gösteriyoruz.

Zekâ oyunları kurumumuzun değişmez aktiviteleri arasında yer alıyor. Öğrencilerimizin strateji geliştirmelerine katkı sağlayan oyunlar, okulumuz çatısı altında aktif olarak kullanılıyor. Aynı zamanda bu eğitici oyunlarla öğrencilerimizi teknolojinin zararlı etkilerinden de uzaklaştırmış oluyoruz.

Mangala, satranç, sudoku öğrencilerimiz arasında aktif olarak oynanan oyunların başında geliyor. Mangala ve satranç oynarken öğrencilerimiz bir hamle sonrasını tahmin etmeye çalışırken, aynı zamanda nasıl bir strateji yaparak oyuna devam etmesi gerektiğini öğreniyor. Sudoku oyunu ile öğrencilerimizin mantıksal zekasını aktif bir şekilde kullanmasını amaçlıyoruz. Öğrencilerimiz bu oyunları oynarken hem strateji geliştirme yöntemlerini öğreniyor hem de eğleniyor.

Okulumuzda aktif olarak kullanılan zekâ oyunları bunların dışında öğrencilerimiz arasında yarışmacı bir ruhun oluşmasına katkı sağlıyor. Bu yarışmacı ruhun, öğrenciler arasında rekabeti arttırmasıyla birlikte aralarındaki arkadaşlık bağlarını da kuvvetlendirmesi, zeka oyunlarının öğrenciler üzerinde olumlu etki yaptığını bizlere gösteriyor.

Yaşamsal ödevleri yemek  yapmak, hayvan beslemek

Kendine özgü bir eğitim anlayışına sahip Pelikan Eğitim Kurumları’nda yaşamsal ödevler de büyük önem taşıyor. O ödevlerin arasında yemek yapmak, hayvan beslemek de var

“Pelikan Koleji’nde gelenekselleşen yaşamsal ödevlerimiz hem öğrencilerimizin verimli vakit geçirmelerini sağlıyor hem de geleceğe en iyi şekilde hazırlanmalarına yardımcı oluyor. Yaşamsal ödevlerle birlikte öğrencilerimiz mutlu zaman geçirmekte ve sorumluluk bilincine ulaşmaktadır.

ÖZVERİYLE YAPIYORLAR

Empati kurma ve iş paylaşımı konusunda da bilinçli hale gelen öğrencilerimiz, yaşamsal ödevleri büyük bir özveri içinde yapmaktadır. Öğrencilerimizin bu ödevlerini yaparken çektikleri resimleri görmek ve videoları izlemek bize büyük bir mutluluk vermektedir. Öğrencilerimizin yaptığı yaşamsal ödevler arasında şunları söyleyebiliriz: Yemek yapmak, hayvan beslemek, sosyal projelere katılmak, gezi yapmak vb.

YAPARAK VE YAŞAYARAK ÖĞRENMEK

Yaşamsal ödevlerle birlikte öğrencilerimiz en kalıcı öğrenme olan yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi gerçekleştirmektedir. Bu kalıcı öğrenmeleri hayatlarının ilerleyen dönemlerine aktarmak bizim en büyük amacımızdır. Yaşamsal ödevlerle birlikte öğrencilerimizi geliştirerek çok yönlü bir birey olmalarını sağlamaya çalışıyoruz.

BİR KÜLTÜR OKULUYUZ

Pelikan Koleji bir kültür okuludur. Pelikan Koleji’ne gelen her öğrenci bu kültüre göre şekillenir ve hayata mücadele açısından bir adım önde başlar. Biz bu kültürü yaşayarak yarınlara donanımlı ve başarılı bireyler yetiştireceğiz.

SÜREKLİ YENİLENİYORUZ

Öğrencilerimizin kendisinin ve ailesinin farkında olmadığı birçok yeteneğini ortaya çıkarmanın gayreti içinde olacağız. Bu kültür kendisini yenileyerek, geliştirerek varlığını her zaman hissettirecektir. Biz de bu kültürün yegane koruyucuları olarak yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.”

Benim enstrümanım. Mandolin

Dünya genelinde başarı yakalamış eğitim kurumlarının müzik eğitimleri incelendiğinde mandolin önemli bir yer tutmaktadır. Pelikan Koleji olarak iki yıldır müzik derslerimizde mandolin kullanıyoruz. Peki, mandolin nedir, ne işe yarar?

Mandolin telli çalgılardan bir tanesidir. Doğal dokusu itibariyle yaylı ve perdeli çalgılara geçişi kolaylaştırmaktadır.

Klavyesi, çocukların el yapısı ve kas motor gelişimine en uygun enstrümandır.

Mandolin üzerinde, 8 adet tel bulunur ve teller çift konumlanmış şekilde yer alır. Bu şekilde, dört çift teli bulunan mandolinin, ses düzeni de kemandaki gibidir. Mandolin eğitimi, çocuklarda gitar, bağlama ve keman çalmaya geçme arzusunu ortaya çıkarmakta ve bu eğitimlerin temelini oluşturmaktadır.

Pelikan Koleji olarak öğrencilerimizin akademik başarısı kadar sosyal yönden de gelişimine önem veriyoruz. Bugün 8’nci sınıflar da dahil olmak üzere öğrencilerimiz mandolin eğitimi alarak, kendilerini çok yönlü bir birey olarak yetiştirmenin tohumlarını Pelikan Koleji’nde atmaktadır. Pelikan Koleji, her alanda olduğu gibi müzikte de öğrencilerimizin bilişsel, duyuşsal, psikomotor becerilerini en üst noktaya ulaştırmanın gayreti içerisinde yoluna devam etmektedir. Mandolin enstrümanı, boyutu ve kavrama özellikleriyle ilkokul ve ortaokul öğrencilerine hitap eden bir müzik aletidir. Mandolin öğrenildiğinde öğrencilerin vazgeçemediği ve çalarken büyük bir coşkuyla çaldıkları bir müzik aletidir. Bu coşkuyu dönem içinde Eskihisar Sahili’nde mandolin eşliğinde öğrencilerimizin, çevresindeki halka mini bir konser vermesiyle taçlandırmaktayız.

Öğrencilerimiz çaldıkları mandolinden zevk almakta ve bunu büyük bir aşkla yapmaktadır. Biz de yaptığımız çalışmalarla öğrencilerimizi hem toplumla buluşturmanın hem de bu enstrümanı geniş kitlelere ulaştırmanın keyfini yaşamaktayız. Pelikan Koleji olarak yeniliklerin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Bu yolda durmaksızın çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Sanatı geliştirmek için  birlikte çalışıyoruz

“Ağustos ayından itibaren çalışmaya başladığım Pelikan Ortaokulu ve Pelikan Anadolu ve Fen Lisesi sanata ilgi duyan ve değer veren bir kurum. Öğrencilerimiz ve tüm Pelikan Ailemiz ile birlikte sanatı geliştirmek için birlikte çalışıyoruz.

Tüm öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle okulumuzun duvarlarını, el birliğiyle boyadık. 11’nci sınıf öğrencimiz Nuray Doğan, tasarımlarını kendi yaptığı müzik ve resim atölyelerinin duvarlarını eserleri ile süslüyor. Bu duvar boyamalarını bitirmedik. Pelikan’ın her iki yerleşkesinde de öğrencilerimiz ile devam edeceğiz.

Öğrencilerimizin sanatı ve sanatçıyı sevmesi ve değer vermesi için çabalıyoruz. Sanatın, küçük çocukların gelişiminde önemli bir rolü var. Sanat; insanların yaratıcılık gücünü açığa çıkartıp insanlara hoşgörüyle bakılmasına, insancıl düşüncelerin gelişmesine katkı sağlar.

Toplum içinde yaşamak ve grup çalışmalarına katılmak, güven oluşturmak, soyut kavramları daha kolay algılamak, belirli bir görsellik anlayışına ulaşmak sanatın insana yaptığı katkılardan bazılarıdır.”

Bursluluk sınavı 23-24 Şubat’ta

Pelikan Koleji Fen ve Anadolu Lisesi’nde 8, 9, 10 ve 11’nci sınıf öğrencilerine yönelik bursluluk sınavı 23-24 Şubat günlerinde gerçekleşecek

Gebze’nin özel eğitimdeki köklü kurumlarından Pelikan Koleji Fen ve Anadolu Lisesi’nde 8, 9, 10 ve 11’nci sınıf öğrencilerine yönelik, yüzde 100’e kadar olanak sağlayan bursluluk sınavı 23 Şubat Cumartesi ve 24 Şubat Pazar günleri gerçekleşecek.

Başvurular okulun Sultan Orhan Mahallesi, Yeni Bağdat Caddesi, 526/1 adresindeki yerleşkesine direk yapılabileceği gibi online başvurular www.pelikankoleji.com sitesinden kabul edilecek.

Ayrıca okulun (0262) 644 35 44 ve 646 43 44 numaralı telefonlarından da başvuru kabul edilecek.

Bakmadan Geçme