Uyuşturucu taşınan araç, sahibine iade edildi!

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde oturan Mehmet Salih Baltacı'ya ait çekici ile dorsesinde, ihbar üzerine uyuşturucu madde ele geçirildi. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle çekici ve dorse hakkında el koyma kararı onandı. Başsavcılık iddianamesinde, araçları sürücü A.Y'ye teslim eden Baltacı'nın da cezalandırılması talep edildi. Mahkeme tarafından 'malen sorumlu' sıfatıyla davaya dahil edilen Baltacı, el koyma kararı verilen çekici ve dorsenin trak sicilinde şirket adına kayıtlı olduğunu ve kendisinin de bu şirketin ortağı olduğunu ifade ederek, araçların iadesini istedi. Mahkeme, el konulan araçlara uyuşturucu madde saklanması ve bu araçların nakil işinde kullanılması nedeniyle müsadere kararı verdi. Baltacı kararı temyiz ederken, Yargıtay temyiz itirazını reddedip, müsadere kararını onadı.

AYM'YE BAŞVURDU

Baltacı, 10 Ocak 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu 27 Kasım'da görüşen AYM, Anayasa'nın 35'inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Karar, mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gebze 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

AYM'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararda, müsadere yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde, suçla mücadelede caydırıcılığın sağlanması ve yeni suçların işlenmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı hatırlatıldı. Müsadereye yol açan somut olayda başvurucu hakkında herhangi bir suç isnadında bulunulmadığına dikkat çekildi. AYM kararında, "Mahkemenin müsadere kararı gerekçesinde başvurucunun iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadığına dair herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde başvurucunun iyi niyetli malik olduğu iddiasına dayalı temyiz itirazları da Yargıtay tarafından karşılanmamıştır" denildi.'

Kanuna göre müsadere kararı için 'eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması koşulu' arandığına ve yerleşik Yargıtay içtihadına işaret edilen AYM kararında şu tespitlere yer verildi: "Başvurucunun müsadereye konu araçların maliki olduğu ve araçların suçta kullanıldığını bilmediği iddiası derece mahkemelerince tartışılmamış, bu kapsamda makul bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca iyi niyet iddiasındaki eşya malikine eşyasını geri kazanabilmesi veya zararının tazmin edilmesi imkanının sağlanmadığını da belirtmek gerekir. Sonuç olarak müsadere tedbirinin uygulanmasında meşru bir amacın mevcut olduğu ve bu alanda kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisinin de bulunduğu kabul edilmekle birlikte, somut olay bağlamında mülkiyet hakkının gerektirdiği yeterli usule ilişkin güvencelerin sağlanmadığı dikkate alındığından mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve orantısız bir külfet yüklenmiştir. Dolayısıyla başvurucunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu sonucuna varılmıştır."