Ya biz ya kaos ilişkisi sorgulanmalı

Ankara katliamında hayatını kaybedenler Niyazi Büyüksütçü ve Ziya Saygın şahsında Gebze'de de anıldı. Emek ve Demokrasi Güçleri katliam ile katliam öncesi 'Ya biz ya kaos' söyleminin ilişkisinin sorgulanmasını istedi

“Gömülmesekte toprağa birlikte / Acıya gömüldük hep birlikte / Gülcan Bebe / Ayşe Teyze / Mehmet Amca / Fatma Abla / İçerdi kaldı anam / İçerde kaldı babam / Bir tanede değil ki hangi birine yanam…”

Ankara faciasından bir süre sonra iktidar eşrafının “kokteyl örgüt” tanımlamasının altından IŞİD ve sebebi olduğu katliamda hangi birisine yanılanacağı şaşırılan tam 103 barış diyenin cesedi çıktı. Grup Yorum’un yukarıdaki dizeleri 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenlere atıf bir ağıtı, bir türküsüydü.

Onların şahsında hepsine yandılar

103 can dün akşam Gebze’de Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından anılırken Gebzeliler, “Hangi birine yanam” sorusuna yanıtı o katliamda hayatını kaybeden.. Biri emeklilik sonrası Antalya’ya göç eden ama öğretmenlik mesleğinden esasla çok sayıda kişide iz bırakan Eğitim-Senli Niyazi Büyüksütçü diğeri Gebze’de demokrasi, emek mücadelesinin sembol isimlerinden ESP’li Ziya Saygın şahsında, her birine yanarak andı.

Acımız da öfkemiz de dinmeyecek

Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Oğur Aydın tarafından okunan basın açıklamasında katliamın sorumluları yargılanmadığı sürece acının hafiflemeyeceği, öfkenin dinmeyeceği belirtildi. Katliam sonrası yapılan açıklamalara atıfta bulunuldu. 2015 yılının haziran ile kasım seçimleri arasında, “Ya biz ya kaos…” söyleminin katliam ile ilişkisinin aranması istendi.

CHP’de yeni başkanın ilk eylemi

Dün akşamki eylemi, -tespit edilebildiği kadarıyla- siyasi partilerden CHP, HDP, ÖDP, EMEP ve ESP; sendikalardan Eğitim-Sen ve Eğitim-İş; meslek örgütlerinden TMMOB MMO; sivil toplum örgütlerinden ÇYDD Gebze, ADD Gebze, Gebze Kent Politikaları Derneği, Çayırova Pir Sultan Derneği, Gebze Haziran ile Gebze Rantsal Dönüşümle Mücadele Platformu başkan, yönetici, sözcü ve üyeleriyle destekledi. Eylemin en dikkat çeken ismi ise CHP Gebze Kadın Kolları’nın yeni başkanı Yaşa Erdoğan oldu. Göreve daha yeni atanan Erdoğan’ın yüksek ihtimalle ilk icraatı ama kesin ihtimalle ilk sokaktan tepkisi dün akşamki anma ve basın açıklamasında oldu.

Basın açıklamasına katılanlar üzerlerinde, katliamda hayatını kaybedenlerin üzerlerinde isimleri yazılı posterlerini taşıdı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından küçük bir elektrik trafosu kürsü olarak kullanılıp onların resimleri asıldı. Mumlar yakıldı ve o atmosferde karanfil bırakıldı. Katliamın zanlısının yargı tarafından IŞİD olarak açıklanmasından ötürü “Katil IŞİD hesap verecek” ayrıca “Faşizme karşı omuz omuza”, “10 Ekim’i unutma unutturma”, “Ankara’da direne düşene bin selam” ve benzeri sloganlar atıldı. Basın açıklaması esnasında; “10 Ekim katliamını unutmadık. Unutturmayacağız” yazılı; Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri” yazılı büyük döviz açıldı. Gölcüönü Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasında polisin yakın mesafeden aldığı önlemle takibindeki basın açıklaması, 10 dakikalık oturma eylemi ile sona erdi.

Barış seli olup Ankara’ya aktık

Programda sunumu Eğitim-Sen Gebze Şube Sekreteri Eylem Bahadır üstlendi. Bahadır açılışta yaptığı konuşmada Süreyya Karacabey’in “Oradaydı” adlı şiirine de okudu. Bahadır, “Bundan tam üç yıl önce Türkiye’den ‘barış seli’ olup Ankara’ya aktık. Barışa karşı savaşı, yaşama karşı ölümü örgütleyen IŞİD canileri 100’ün üzerinde yol arkadaşımızı bizden kopardı.

Yaşamın her alanında söylemeye devam edeceğiz

Geçmiş dönemlerde şube başkanlığımız görevini üstlenen yol arkadaşımız Niyazi Büyüksütçü ile kamu emekçilerinin her zaman yanında olan Ziya Saygın abimizi kaybettik. Bombalarıyla bizi barış ve yaşam mücadelelerimizden vazgeçirebileceklerini sanıyorlar ama bizler yaşamın her alanında; ‘Barış, kardeşlik, demokrasi’ demeye devam edeceğiz” dedi. Ardından sözü Oğur Aydın’a verdi. Aydın açıklamasında şunları kaydetti:

Büyüksütçü ve Saygın’ın şahsında saygıyla özlemle

“10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleşen katliamın üçüncü yıldönümünde, başta Gebze’de nerede bir haksızlık, nerede bir hukuksuzluk varsa onun karşısında, nerede bir emek mücadelesi varsa onun yanında olan, Hepimizin öğretmeni Niyazi Büyüksütçü ve abimiz Ziya Saygın’ın nezdinde kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz.

Acımız da öfkemiz de tazeliğini koruyor

Bundan üç yıl önce, ülkemizin içinden geçtiği şiddet ve çatışma ortamının sona erdirilmesi için “Savaşa inat, barış hemen şimdi” şiarıyla Türkiye’nin dört bir yanından gelen on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingimize, savaştan beslenen karanlık odaklar katliamla cevap verdiler. Yüreği insan sevgisiyle ve barış özlemiyle dolu 103 arkadaşımız yaşamını yitirdi. Yaklaşık 500 arkadaşımız yaralandı. Halen çok sayıda arkadaşımız farklı organ kayıplarına uğrayarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Yaşanan bu büyük katliamın acısı yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor.

Ne sanık ne de tanık oldular

Acımızı ve öfkemizi büyüten en büyük nedenlerden birisi de, katliam öncesinden bugüne kadar siyasi iktidarın ve idarecilerin takındıkları tutum ve yargı sürecidir. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Ağustos günü 10 Ekim Ankara katliamı davasında kararını açıkladı. Yargı süreci hızla bitirilmek istendi. Yargının tutumu ve açıklanan karar katliamın gerçek faillerinin kimler olduğuna dair kuşkumuzu daha da büyüttü. Duruşmalarda yaşananlara, siyasi iktidarın ve mahkemenin tavrına bakıldığında davanın birkaç tetikçinin, yardım ve yataklık edenlerin çeşitli cezalarla sonuçlandırılması üzerine kurgulandığı anlaşılmaktadır. Karar da buna uygun olarak verilmiştir. Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporda adeta katillere Ankara’ya kadar bir koridor açıldığı anlaşılmasına rağmen Mahkeme heyeti raporu ciddiye almadığı gibi avukatlarımızın ısrarlı talebine rağmen raporda kastı/ihmali yazılı olan kamu görevlilerini ne sanık olarak yargılamış, ne de tanık olarak dinlemiştir!

Adalet sağlanamaz. Gerçek failler ortaya çıkamaz

7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecinde arka arkaya patlayan bombaların, yaşanan katliamların “ya biz ya kaos” tehdidi ile ilişkisi sorgulanmadığı sürece adalet sağlanmamış, gerçek failler ortaya çıkarılmamış olacaktır. Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını araştıran ve büyük bir aymazlıkla TV’lerde açıklayanlar, halklarımıza hesap vermedikçe öfkemiz de, acımız da dinmeyecektir. Katillere adeta koridor açan, yol kontrollerini kaldıran, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenler, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emri verenler, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanlar, güvenlik tedbiri almayanlar yargılanmadıkça gerçek adalet mücadelemiz sürecektir. “Kokteyl örgüt” diyerek davayı sulandıranlar, katliamın IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen mahkeme kararı sonrası hala koltuklarında oturmaya devam ediyorlarsa dava dosyasının daha başındayız demektir.

Mücadelemiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir

Katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar öfkemizi diri tutacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz. Arkadaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Barış karanfillerimize ve ailelerine verdiğimiz sözü 3. Yıldönümü vesilesiyle bir kez daha yineliyoruz: Barış özleminiz yerine gelinceye kadar mücadelemiz bedeli ne olursa olsun devam edecektir. Gerçek katiller ortaya çıkarılıncaya ve gerçek adalet yerini buluncaya kadar and olsun ki durup dinlenmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz, yılmayacağız. Affetmeyeceğiz, unutmayacağız, unutturmayacağız!”

Bakmadan Geçme