31 Mart 2019 yerel seçimlerinden kısa bir zaman önce sosyal medya hesaplarımdan ‘’İzmit gidiyor, Ak Parti teşkilatı seyrediyor’’ diye bir paylaşım yapmıştım.
Bu başlığı gören bazı Ak Partili arkadaşlarım beni aramış ve hiç unutmuyorum bana aynen şu cümleyi kurmuşlardı;
‘’Sen ne anlatıyorsun Tahsin abi, İzmit’te Sibel Gönül, Fatma Hürriyet’in 4 puan önünde.’’
Ben de onlara ‘’Siz hayal görüyorsunuz. Size bunları kim söylüyorsa ondan hesap sorun. Gidişatınız iyi değil’’ demiştim.
O seçim döneminde bunun gibi yaşanmış onlarca örnek verebilirim size.
Hatta bütün bunlar yaşanırken İzmit İlçenin büyük başkanı Ali Güney’i aramıştım ama o da bana seçim sonrasında dönüş yapmıştı.
Bende kendisine ‘’Aliciğim geçmiş olsun’’ demiştim.
Şimdi bunları ben neden anlatıyorum?
Şu anda dejavu yaşıyor gibiyim.
Yine yerel seçimler, yine tarih 31 Mart.
Ancak bu sefer seçim bölgesi Başiskele.
Ak Parti’de uzun zamandır siyaset yapan ve partinin genç, başarılı başkanlarından Hüseyin Ayaz, 31 Mart 2019 seçimlerinden önce siyaseten saf dışı bırakılmıştı.
Asıl konuya geçmeden önce Hüseyin Ayaz’ın 2019 Yerel Seçimleri’nde Ak Parti’den nasıl saf dışı bırakıldığını anlatmam gerekiyor.
Kocaeli Büyükşehir Beediyesi eski Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun oğlu İsmail Karaosmanoğlu uzunca bir zaman Ak Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığı yapmıştı.
Bu sebeple İsmail Karaosmanoğlu’nun Ankara’da iyi bir siyasi çevresi vardı.
Bir de Rizeli olmasının büyük avantajlarını da kullandı.
Her ne kadar Kocaeli’de Rizeli olduklarını fazla öne çıkarmayan ve hemşehrilerine fazla sahip çıkmayan Karaosmanoğlu Ailesi, Rizeli olmanın ayrıcalıklarını Ankara’da çok iyi kullanıyordu.
İsmail Karaosmanoğlu, bütün bu nedenlerle 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde Ak Parti Başiskele’de nokta atışı olarak Yasin Özlü’yü aday yapmıştı.
Üstelik, aslı astarı olmasa da devasa sayıda ‘’Başiskele Yasin Özlü’yü istiyor’’, maillerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne serilmesinden sonra mevcut başkan Hüseyin Ayaz’ı karalayan uydurma maillerin varlığı ile Hüseyin Ayaz’ın Ak Parti’deki siyasetine son verilmişti.
Üstelik bunlara Hüseyin Ayaz’ın solcu bir bayan gazetecinin komisyonculuğu ile Başiskele’deki Sanberk İnşaat'ın harfiyatına uygunsuz bir şekilde izin vermesi bütün bunların tuzu biberi olmuştu.
2019 yılından itibaren Ak Parti’de hiç görev verilmeyen Hüseyin Ayaz, uzunca bir süre siyasetten uzak kalmıştı.
Suskunluğunu bozan Hüseyin Ayaz, 31 Mart 2024 yerel seçimleri için ‘’Ben burdayım, bu seçimde ben de varım’’ diyor.
Hüseyin Ayaz ile 2 gün önceki ilk konuşmamızda İYİ Parti il başkanı ile görüşmeler yaptığını ancak bunların rutin görüşmeler olduğunu ve siyaseten normal karşılanması gerektiğini belirtmişti.
Dün başka gazetelerde kendisi ile ilgili yayınlanan haberlerden sonra beni arayan Ayaz, ‘’ Bugün yayınlanan bazı haberler doğru değil. Dün sizinle konuştuğum gerçekler dışında diğer haberler doğru değil. İYİ Parti dahil olmak üzere şu an için hiçbir partiden adaylığım söz konusu değildir. Ben İYİ Parti’nin il başkanı ile de görüşüyorum Ak Parti’nin il başkanı ile de görüşüyorum, diğer partilerin il başkanları ile de görüşüyorum. Bir partinin il başkanı ile görüşmem o partiden aday olacağım anlamına gelmez. Bu kentte siyasete başlamış, belediye başkanlığı yapmış, siyasetin içinde olan birinin böyle görüşmeler yapması kadar doğal bir şey olamaz. Tekrar ediyorum, şu an için hiçbir partiden bir yere aday değilim’’ dedi.
Bu telefon görüşmesinden sonra akşam saatlerinde bu sefer ben kendisini aradım.
Konuşmasının sonundaki son cümlesi mıh gibi aklıma saplanmıştı çünkü.
Hüseyin Ayaz’a sordum;
‘’’Şu an için hiçbir partiden bir yere aday değilim’ cümlenizden ilerleyen bir zamanda aday olabileceğinizi anlıyorum, doğru mu?’’ diye sordum.
Hüseyin Ayaz, nihayet ağzından baklayı çıkardı.
Ayaz ‘’Başiskele’de yarım kalan işimi tamamlamak istiyorum’’ dedi ve devam etti; ‘’Ben bu kentte yıllarca başarılarla dolu bir belediye başkanlığım var. Seçimlerde rekorlar kırarak belediye başkanı seçildim. Yanlış işler yapmadım. Kimse şimdi bir kenara çekileceğimi düşünmesin. Bu seçimde ben de varım.’’
Hüseyin Ayaz’a ‘’Yeniden Refah Partisi ile Başiskele Belediye Başkanlığını kazanabileceğinize inanıyor musunuz’’ diye sordum.
Kendisi de ‘’Ben Milli Görüş geleneğinden geliyorum. Ben böyle ne seçimler gördüm. Allah nasip ederse neden olmasın’’ dedi.
İYİ Parti ve Yeniden Refah Partisi’nden teklifler aldığını saklamayan ve bu haberlerin bilerek veya bilmeyerek medyaya servis edilmesine karşılık ‘’Şu an için hiçbir partiden bir yere aday değilim’’ ifadesini kullanan Hüseyin Ayaz’ın bu ifadelerini nasıl izah edebiliriz?
Aslında çok basit!
Hüseyin Ayaz’ın bu ifadelerinden ve iki günlük konuşmalarımızdan edindiğim izlenim şu;
Hüseyin Ayaz, Ak Parti’ye bir mesaj veriyor aslında.
‘’Ben burdayım, bu seçimde ben de varım, benim farkıma varın. Yoksa başınıza dert olurum’’
Gerçekten böyle mi peki?
Evet, aynen öyle.
Benim anladığım;
Birincisi Ak Parti’de kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyor.
İkincisi Yeniden Ak Parti’de siyaset yapmak için yanıp tutuşuyor.
Üçüncüsü de Başiskele seçmeninde karşılığının olduğunu düşünüyor.
Ancak bütün bunlara rağmen Ak Parti içinde siyaset yaptırılmadığı takdirde gemileri değil limanı yakmaya da kararlı bence.
Çok zeki bir başkan olan Ayaz, Yeniden Refah Partisi ile seçimi kazanamayacağını bizden daha iyi biliyor bence.
Ancak Ak Parti’nin oylarını bölerek Yasin Özlü’ye seçim kaybettireceğinin de farkında olan Hüseyin Ayaz, adeta ‘’Ben burdayım’’ diye bağırıyor.
Ak Parti’de Yasin Özlü, Yeniden Refah Partisi’nde Hüseyin Ayaz ve CHP ile İYİ Parti’nin desteğini alması çok muhtemel Saadet Partisi’nden Zafer Mutlu arasında geçecek bir seçimde en şanslı ismin Zafer Mutlu olacağını düşünüyorum.
Zafer Mutlu’nun aradan sıyrılmasını mümkün görmeyenler 2019 seçimlerine bir baksınlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyu yüzde 43 iken Yasin Özlü Başiskele’de yüzde 52 oy almıştı.
Saadet Partisi’nin Türkiye Geneli oyu yüzde 2 iken Zafer Mutlu, Başiskele’de yüzde 35 oy almıştı. Üstelik ne CHP ne İYİ Parti’nin desteği de yoktu.
Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyu yüzde 35 ve üstelik araya şimdi Hüseyin Ayaz gibi çok zeki ve siyasetin kurdu bir başkan adayı girince Ak Parti’nin Başiskele’de kazanma şansı mucizelere kalır.
Bu üçlü seçime girerse, Hüseyin Ayaz, Ak Parti’nin oylarını böler, parçalar Zafer Mutlu da mutlu bir şekilde Başiskele’de başkanlık koltuğuna oturur.
Ak Parti’de işin daha kötü tarafı şu;
Kocaeli Teşkilatı, Hüseyin Ayaz’ı aday göstermek istese bile bu bana göre mümkün değil. Çünkü Yasin Özlü’nün arkasında İsmail Karaosmanoğlu var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi için çok istediği halde tekrar aday yapılmayan İbrahim Karaosmanoğlu’na bir başka büyük şok yaşatacağını düşünmüyorum.
O yüzden Kocaeli’deki Ak Partili belediyeler içinde en garanti ismin Yasin Özlü olduğunu düşünüyorum.
Öyleyse ortada tek yol var.
Başiskele'yi kazanmak için önce Hüseyin Ayaz'ı kazanacaksınız.
Yani Hüseyin Ayaz, ikna edilecek.
Bunun için önemli STK’lardan birinin başına mı getirilir yoksa Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili mi verilir bilmiyorum ama eğer Ak Parti, Hüseyin Ayaz’a sahip çıkmazsa Başiskele’de işler çok karışacak.