TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 03 Ekim 2022 00:00
Her gün benim yazılarımı açıp okuyan binlerce kişiye , tek tek çok büyük saygım var..
Her yazımda bana küfür etmek için bahane arayana da; ne yazarsam yazayım önemseyip okuyan, beğenen ve takdir edenlere de…
Yazıya başlayıp tamamını su gibi okuyana da; yazıya başladıktan sonra ikinci paragrafta sıkılıp, bırakanlara da büyük saygı duyuyorum….
Okura duyulan bu saygı, çok büyük sorumluluk getiriyor…
Her yazıya başlamadan önce “Bugün ne yazayım” diye kafa patlatmak gerekiyor.
Yazacağın konuyu belirledikten sonra bu konuyla ilgili bir miktar araştırma yapmak gerekiyor.
Konuyu belirliyor, gerekli araştırmaları yapıp yazıya başlıyorsun..
Ofisin kapısı çalıyor, gereksiz bir misafir... Bir çay veya kahve söylüyor, başladığın yazıya ara vermek zorunda kalıyorsun...
O gereksiz misafir gidiyor, Ahmet Serimer elinde 8-10 tane taze haberle ofise geliyor…
Yeni gelen haberlere bakıyorum.. İçlerinden seçimler yapıp, haber sitesinde servise veriyorum...
Tam tekrar yazıya başlayıp, devam edeceğim, telefona mesaj geliyor… Turkcell, yine para istiyor…
Günlük yazılarımı yazarken, üst üste sigara içiyorum…
Tam yazının ortasına gelmişim, paketteki son sigarayı yaktığımı fark edip, yine yazıyı kesiyor, Burcu Nazlı'dan iki paket sigara almasını rica ediyorum.
Bir paket sigara 30 TL. Güne başlangıç, 60 TL sigara parası…
Gel de başladığın yazıya devam et… …………………. Ne yazacağım sevgili dostlar?
Kabak lastikler yüzünden patlayan trafik kazalarını mı?
İzmit'teki inanılmaz trafik problemini mi?
Bir yumurtanın 3 TL olduğunu mu?
Engin Koyun'u mu, Fırat Gül'ü mü, Necmi Bulut'u mu?
Yerel medyanın halini yazsam, hepsi elimden geçmiş, tanıdığım, bir zaman birlikte çalıştığım insanlar…
Her gün “Palamudun faydalarını” yazacak halimiz de yok…
Palamudun yanına bir duble rakı koysam, “Dindar” geçinen ne kadar yalaka sahtekar trol varsa hepsi küfür dolu mesajlar yazmak için sıraya giriyorlar, onlara iş çıkartmış oluyorum..
Ne yazacağız bu ülkede, bu kentte?
Allah aşkına akıl verin, konu verin be dostlar...
Yeteneklerime güveniyorum... Siz bir konu verin, bir satırlık başlık verip, ben size roman yazarım..
Önemli olan konuyu bulmak, gerisi kolay... …………… Bazen işi tamamen gırgıra vurmak istiyorum...
Ama ağzım gibi elim de pis.. Maazallah kötü bir laf eder, küfür falan yazarım, yine başım derde girer.
Hatırlarsınız, uzun bir yazının içinde bir kelime (kaltak) yazdım diye neler çekmiştim..
(Yazının burasında durdum, bir sigara daha yaktım)
Zor bir iş yapıyorum be dostlar...
Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık…
Ekonomi yazsam sıkıntı, sosyoloji yazsam bunalım…
Kocaelispor yazsam kendime işkence…
Ticaret Odası yazsam, bütün kente sövmem lazım…
Bazen içimdeki ses öfkeyle bağırıyor: “Putin yaz, ABD'yi, Yunanistan'ın küstahlığını, Türk vatandaşına vize vermeyen Avrupalı'yı yaz.. Kahrolsun teröristler, yaşasın vatanseverler diye yaz... Kahpe Ermenistan, kardeş Azerbaycan diye yaz… İran'da saçının teli gözüktü diye gözaltına alınıp öldürülen 22 yaşındaki kızı bırak, bizim ülkemizde bütün kadınlar ne zaman çarşaf içine girecekler diye yaz. Günü kurtar... Nebati'nin ne büyük bir ekonomist olduğunu, Türkiye'nin nasıl mükemmel bir ekonomiyle dünyaya örnek ülke haline geldiğini yaz.. Günü kurtar, keyfine bak…”
Bunu da yapamam… Kendime saygımı kaybeder, inanmadığım şeyleri yazdığım için okurun karşısında başımı eğik hissederim...
En iyisi işi gırgıra vurmak…
Bakın, bugünkü yazının da sonuna geldim…
Şimdi bir sigara daha yakabilirim.