Depremin ilk sabahı İzmit'ten yardıma koşan Toy çifti: Kar sularını eritip, içiyorlardı!

Merkez üssü Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremin sabahında İzmit'ten deprem bölgelerine doğru yola çıkan Mustafa ve Rümeysa Toy çifti, yaşadıklarını duygu dolu o anları gazetemize anlattı. 

İzmit’te ikamet eden Özel Güvenlik görevlisi Mustafa Toy ve  Gebze Fatih Devlet Hastanesi’nde  Hemşire olarak görev yapan eşi  Rümeysa Tok, 6 Şubat’ta yaşanan büyük felaketin sabahı  memleketleri  Malatya ve Kahramanmaraş’a doğru yola çıktı. Depremzedelere yardım için çıktıkları yolda 4 yaşındaki kızları Fatma Hüma’yı da Kocaeli’nde ikamet eden babaannesine bırakan Toy çifti, Malatya ve Kahramanmaraş’taki yaşadıkları acı tabloyu gazetemize anlattı. 

İLK ŞOKU ELBİSTAN’DA YAŞADIK 
Malatya ve Kahramanmaraş’ta karşılaştıkları manzaranın son derece ürkütücü olduğunu ifade eden Mustafa Toy, 6 Şubat’ta yaşanan büyük felaketin sabahında eşimle birlikte hiç tereddüt etmeden Malatya’ya gitmek üzere yola çıktık. 4 yaşındaki kızımız Fatma Hüma’yı da Kocaeli’de babaannesine bıraktık.  Anayollar kapalı olduğu için güzergahımız Elbistan üzerindeydi.  Ve biz ilk şoku Elbistan’da yaşadık.  Her yer, yerle bir olmuştu. 3 gün Malatya’da kaldık. 

O AN Kİ AMBİYANS KORKUNÇTU
Malatya’ya giriş yaptığımızda o an ki ambiyans korkunçtu. Simsiyah şehir, yıkık binalar gerçekten korku filmi gibiydi…  İlk seferde akrabalarımızı tek tek ziyaret ettik. Gerek yolların kapalı olmasından, gerekse de farklı illerde hazırlanan yardımlar henüz deprem bölgelerine gelmemişti. Eşimle birlikte en zaruri ihtiyaçlar olan bebek bezi, mama gibi ihtiyaçları karşılamaya aşladık. Başta akrabalarımız olmak üzere tanıdık tanımadık herkese yardımları ulaştırmaya başladık.  

KAR SULARINI ERİTİP, SU İÇİYORLARDI
Eğitimimiz olmadığı içi enkaz çalışmalarına yardım edemedik. İçme suları kanal sularına karıştığı için su sıkıntısı yaşanıyordu. Malatya’da bulunan depremzedeler orada kar sularını eritip, su niyetine içiyorlardı. İnsanlar özellikle ekmek ve su sıkıntısı yaşıyordu. 

BİREYSEL OLARAK ÇIKTIĞIMIZ YOLDA KOCAMAN AİLE OLDUK
Çok duygulu anların yaşandığı Malatya’da önceliklerimiz bebekler için mama, bebek bezi ve genel olarak da ekmek ve su ihtiyaçlarına yöneldik. Malatya’da belirli zaman dilimlerinde marketler açılıyordu. Yani günlük alışveriş yapılıyordu. Bu yüzden de yıkık dökük market, bakkallardan o tehlikeyi göze alarak eşimle birlikte köylere ulaştırmak üzere alışverişlerimizi yaptık. Biz bu alışverişlerimizi bireysel olarak karşılıyorduk. Sosyal medya hesaplarımızdan da sürekli deprem yerlerinden paylaşımlar yaparken, çok sayıda sağlık çalışanı arkadaşlarımız bizlere destek olmak istedi. Bireysel olarak yaptığımız yardımlar bu kez çığ gibi büyümeye başladı. Arkadaşlarımızın desteği ile de daha çok depremzedeye ulaştık.

ÇOK DUYGULANDIK
Malatya’dan sonra eşimin memleketi olan Kahramanmaraş’a geçtik. Maraş’a geldiğimizde ise 20 yaşındaki bir genç kızın enkazdan çıkarıldığına şahit olduk. Çok duygulandık. Buraya geldiğimizde o an deprem oldu. Depreme yakalandık.

SUYUN KIYMETİNİ BURADA ANLADIM 
Maraş’ta tablo çok daha kötü ve korkunçtu. Markete bile gitmenin çok lüks olduğunu gördük. Paranın burada kıymeti yoktu. Ve burada suyun ve soluduğumuz havanın kıymetini canlı görünce daha çok anladık. Maraş’ı görünce, tabiri caizse bu kez Malatya’nın cennet olduğunu gördük. Çünkü Maraş, Malatya’dan çok daha kötü bir tablodaydı. Burada AFAD ile koordineli çalıştık. Bu çalışma sayesinde en ücra bölgelerdeki depremzedelere ulaştık. 

KOLİLERDEN DELİK AYAKKABILAR ÇIKTI
Bölgeye gönderilen yardım kolilerinde bazı insanların insana hakaret edecek tarzda gönderdiklerine şahit olduk. Bazı kolilerden çıkan fantezi iç çamaşırları, topuklu ayakkabı, yırtık ve ter kokan kıyafetler, delik ayakkabılar çıktı. O bölgenin koordinasyonundan sorumlu Nazım Bey ile tanıştım. Sürekli sahadaydı. Kolilerden çıkanlara birlikte şahit olduk ve çok üzüldük. 

HASARLI BİNALARINA GİRİP EŞYALARINI ÇIKARTIYORLARDI
Maraş’ta insanların hasarlı binalara girdiğini gördüm. Güvenlik zafiyeti vardı. Artçı depremlerin yaşandığı bölgede insanlar hasarlı binalarına girip, 10’uncu kattan hurçlarını atıyorlardı. 

AKARYAKIT İSTASYONLARI TUVALETLERİ KAPATMIŞLARDI
Afşin – Elbistan bölgesinde bulunan OPET ve Shell akaryakıt istasyonları kadar duyarsız bir bayii görmedim. İhtiyaçlarını karşılayacak tuvalet bulamayan depremzedelere kapılarını kapattıklarını, kilitlediklerini gördüm. Akaryakıt satışlarını devam ettiren akaryakıt istasyonları, tuvaletleri kapatmışlardı. 

HERŞEYE RAĞMEN AĞIRLAMAYA ÇALIŞTILAR
Ve bu yaşanılanlara rağmen çok güzel insanlarımız da vardı. Büyük bir felaketin çemberinden geçen depremzedelerimiz ise her şeye rağmen bizi ağırlamaya çalışıyorlar, çay ikram ediyorlardı. Allah bir daha bu acıyı bizlere yaşatmasın. Keşke eşimle birlikte her bölgeye gidebilseydik. Yaşanan felaketin boyutunu gözümüzle gördük. Ve bu süreçte Kocaeli’de babaannesine bıraktığımız kızımızla bile 4 gün boyunca konuşamadık.  

GÜN SİYASET VE ELEŞTİRİ GÜNÜ DEĞİL!
 Elimizden geldiğince bir nebze de olsa yaralı sarmaya, yanlarında olmaya, yalnız bırakmamaya çalıştık. Ve şunu da eklemek istiyorum. Gün siyaset ve eleştiri günü değil, gün birlik ve beraberlik içinde birbirimize sarılma ve yaralımızı sarma günüdür” dedi. 

Kocaeli Zirve Haber Merkezi
Yorumlar 1
İhvan 17 Şubat 2023 00:25

Sevgili kardeşim, can dostum Mustafa' dan, kardeşi Vahap'tan ve yenge hanımdan Allah azze ve celle razı olsun. Bu zor zamanda evlerinden, çocuklarından ayrı kalma pahasına deprem bölgesinde ki yardıma muhtaç kardeşlerimizin imdadına koştular ve insanlık dersi verdiler. Bölgedeki mazlumların acılarını ve sıkıntılarını bir nebze olsun dindirebilmek için canla başla zorlu koşullarda Allah rızası için mücadele ettiler. Mustafa, Vahap ve yenge hanım gibi dostlarım olduğu için bir kez daha Allah'a şükrettim. Normal hayatınlarında da dostlarının aynı bu şekilde yardımlarına koştuklarına şahidim.

Bakmadan Geçme