çtuk dediler,ışık hızı ile freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağıya doğru gidiyoruz.
Uçuyormuyuz, evet uçuyoruz, ama nereye...
Görünen köy kılavuz istemez diyor, atalarımız...
Yalancının mumu yatsıya kadar sürermiş,
Lafla da peynir gemisi yürümüyor.
Fazla uzaklara gitmeye de gerek yok,
AKP zamanın da,
Çoğu kişi, evini, arabasını aldığı gibi, işini de kurdu.
Biz her zaman söylüyoruz, zirveye çıkmak önemli değil, önemli olan orada aslanlar gibi durabilmektir.
Duruş yoksa, fazla kendini yıpratmadan, hadi bana bay bay diyeceksiniz...
Hazır dolu olan havuz kuruyunca,
Miraslar da sata sata bitince,
Gelirler yok olunca,
Önlemler de alınmazsa,
Anasını bile satarım diyene,
Eyvallah diyorsak,
Dolu havuz da boşalınca, maşallah inşallah ile ekonomiyi düzeltemeyiz.
Fabrikalar satıldı,
Devlet fabrika işletemez dediler,şimdi marketçilik yapılıyor.
Kocaeli sanayi kenti,
Fazla uzaklara gitmiyoruz.
AKP dönemin de bile, iş imkanı vardı.
Gençler fabrikalara kadrolu işe giriyordu.
Bu fazla uzun sürmedi,
Bacası tüten fabrikalar, kurumlar satılınca,
Havuza akan büyük suların, muslukları da kesilmiş oldu.
Bu havuzdan, mülteciler de çıktı,
İşte o zaman,yandım çavuş türküsü başladı.
Peki bu havuz nasıl dolacak,
Öncelikle büyük delikleri kapatmak gerekiyor.
Değişimin şart olduğu da açık ve net, gözüküyor.
Siyasetden önce vatan diyoruz...
Takım tutar gibi değil, ülkemizin güzel geleceği için oylarımızı kullanalım..
Oy kutsaldır,
Neye layıksak, öyle yönetiliriz.
Oylarımız,bizim aynamızdır.
Sonra,kendim ettim kendim buldum şarkısını
çalmayalım.