Ülkemizin köklü sendikalardan olarak bildiğimiz,fakat gemleri başkaları elinde olan bu köklü sendika sadece olayları bir seyirci olarak seyrediyor.
Oysa,bir zamanlar sendikaların eylemleri büyük bir ses getirir,hükümetler bile tedirgin olurdu.
Emekçilerin haklarını arayan güzel başkanlar vardı.
Günümüz de ise uzaktan kumanda ile yönetilen bu büyük sivil toplum kuruluşu,sadece kahvede konuşulan muhabbetten başka bir şey yaptığı yok...
Peki suç kimin,
Sendikanın mı,
Yoksa onu oraya seçen emekçilerinin mi,
Sen emekçi kardeşim,
Senin hakkını koruyanı seçmezsen,
Seni her zaman,o masada satar,
Bu olaylar,
Senin çalıştığın iş yerinde,
Seçtiğin iş yeri temsilcileri ile başlıyor.
En iyisini seçmen için de,
Öncelikle iş kanunlarını bileceksiniz,
Bilmezseniz,sizlere her zaman masal anlatırlar.
Geçen gün yaşadığımız,asgari ücret sözleşmesi gibi,
Ne diyor,
Sevgili Türk-İş Başkanı,
Biz asgari ücretin 6 ay da yenilenmesini istedik diyor.
Çok güzel düşünmüşsün de,
Bunları bizler de düşündük,
Fakat neşter senin elinde kardeşim,
Bu şartımızı kabul etmiyorsanız,rakamları bile konuşmayalım diyemediniz mi,
Diyemezseniz,
Sen emekçinin yanında değil,
İşveren ve hükümetin yanındasın,
Bunu zaten bilmeyen de yok,
Ama,nedendir delege sistemi ile seçimleri alıyorsunuz...
Burada
Emekçilere sesleniyorum,
Siz siz olun,
İyi yöneticiler seçin,
Görüşü ne olursa olsun,
Hatır için değil,iş yapana oy verin...
Sonrası kendiliğinden gelir,
İşte o zaman,
Önce aynaya bakarız,
Sonra tartışırız...
Sizler,
Bu ezberi bozarsınız...
Sizlerin alın teri kadar kutsal ne olabilir ki...
Unutmayın ki,
Sizler bu ülkeye yön vereceksiniz...
Gazanız mübarek ola...
