Trendyol 1.Lig’de Kocaelispor’un ilk deplasman galibiyetini görmek için geçen hafta Adana’ya gittim, öyle de oldu.
Adana’da Adanaspor’u kötü bir oyundan sonra 2-0 mağlup ederek Kocaeli’ne döndük.
Karşılamayla ilgili analizlerimi önceki yazımda sizinle paylaşmıştım.
Şimdi gelelim Adana’dan izlenimlerime…
Adana’da dolu dolu iki gece üç gün geçirdim.
23 yıldır yüzyüze görüşemediğim üniversiteden arkadaşımı, uzun zamandır Kocaeli’de bulunan şimdi de Adana’da görev yapan dostlarımı ve İstanbul’dan gelip benim için Adanaspor-Kocaelispor maçını takip eden medya dünyasının genç iş insanı ile güzel zamanlar geçirdik Adana’da.
TAHİR BAŞKAN'A TEŞEKKÜR BORCUMUZ VAR
Önce şunu söyleyeyim.
Adana’ya gitmek için Kocaeli’de havaalanı olduğu halde Sabiha Gökçen Havaalanı’nı kullanmak her ne kadar zoruma gitse de biraz da bardağın dolu tarafından bakıyorum artık.
İzmit - Sabiha Gökçen Havaalanı otobüsle artık sadece 1 saat.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait son model otobüslerle otoban üzerinden ve Gebze’ye uğramadan İzmit- Sabiha Gökçen Havaalanı arasında her saat başı yolculuk edebilmek tek kelime ile muhteşem.
Üstelik sadece 105 lira.
Bundan 5-10 yıl önce bu hattı özel bir firmaya verip, Kocaeli halkını soyanlar ve soyduranlar utansın.
Her zaman söylediim şimdi de söylüyorum İzmit - Sabiha Gökçen Havaalanı arasına belediyenin son model otobüsleri ile oldukça makul fiyata hizmet veren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanı Tahir Büyükakın’a Kocaeli halkının teşekkür borcu vardır.
UÇAK İKİ KEZ TÜRBÜLANSA GİRDİ
Böylesine rahat bir yolculukla Sabiha Gökçen Havaalanı’na gittim, oradan da Adana Şakir Paşa Havaalanı’na uçtuk.
Pegasus Havayolları ile olan yolculuğumuzda kalkar kalkmaz uçağın 10 dakika kadar sürekli sallanması benim gibi uçaktaki herkesi tedirgin etti.
Yüksek irtifaya çıkınca uçaktaki sallama bitti ama uçak Adana Havaalanı’na yaklaşıp inişe geçtiği sırada aynı sallanma artarak devam etti. Uçaktaki herkesin tedirginliği kat kat arttı.
Çok kötü bir inişten sonra uçak aprona geçince artık rahat bir nefes alabildik.
İzlediğim belgesellerde uçak kazalarında en büyük riskin iniş ve kalkışlarda olduğunu öğrenmiştim.
Bu yolculuktan sonra ‘Uçak Kazası’ belgesellerini izlememeye karar verdim.
ADANA’DA ADANA KEBAP NASILDI?
Adana Havaalanı’nı şehir merkezine sadece 5 dakiakalık bir mesafede.
Taksiler ve toplu ulaşım araçları vızır vızır çalışıyor.
Adana’nın merkez ilçesi Seyhan, 10 yıl önce nasıl bıraktıysam neredeyse aynıydı.
Biraz daha yapılaşma artmış, trafikteki düzensizlik aynı, modern yapıların yanında derme çatma evlerin görüntüsü de pek değişmemişti.
Ancak insanların samimiyeti, yardımseverliği, konukseverliği yine üst seviyede.
Anadolu insanımı işte bu yüzden çok seviyorum.
Adana’ya gelip de Adana Kebap yememek olmaz herhalde.
O gün ilk yemeğimizi Ciğerci Mehmet Usta’nın yerinde yedik.
Yediğimiz Adana Kebap’ın çok daha iyisinin İzmit’te olduğuna emin olabilirsiniz.
Akşama doğru mesaisi biten diğer arkadaşlarımla görüşmemizde yemek faslı açılınca Ciğerci Mehmet Usta’ya gitmemiz teklif edildi.
Ben muhalefet şerhi koysam da ‘’Oranın ciğeri çok daha iyi’’ deyip beni tekrar Ciğerci Mehmet Usta’ya gitmeye ikna ettiler.
Bu sefer ciğer yedim ama emin olun yine İzmit’te çok daha iyisini yemişliğim vardır.
O yüzden Körfez’deki Çeto Kebap’ın, Ali Kahya’daki Mahmut Usta’nın enfes Adana-Urfa Kebaplarının kıymetini bilelim.
Adana’da yediğimiz baklavaları hiç anlatmayayım.
Kocaeli’deki Zenka Baklavaları, emin olun bütün bunların hepsine on basar.
İyi ki Zenka Baklavaları var, iyi ki İzmit’teler.
Bir de Gazintep’in Koçak Baklavası’nı unutamam.
Diğerleri fasa fiso.
Bu arada Adana sokaklarında muzun kilosunun sadece 20 lira olduğunu diğer meyve sebze fiyatlarının da İzmit’e göre neredeyse yarı fiyatına olduğunu belirtmem de fayda var.
ADANA’DA KAHVALTI KEYFİ
Adana’da en çok kahvaltıyı beğeniyorum.
Daha önceki gelişimde Cafe Van Kahvaltı Salonu’nda kahvaltımızı yapmıştık. Gerçekten muhteşemdi. Mekanın kapandığını duyunca çok şaşırdım doğrusu.
Bu sefer gölün kenarında, hafif tatlı bir rüzgarın estiği ağaçların altında muhteşem bir manzara eşliğinde envai çeşidin sofraya geldiği bir mekan olan Zeytin Park’ta kahvaltımızı yaptık.
Buranın tek eksiği müşteri fazlasına karşın yeterli personelin olmaması.
Herşeye rağmen şiddetle tavsiye ediyorum.
Bu arada Adana’nın en güzel caddeleri arasında yer alan Ziya Paşa’da bulunan sevgili arkadaşım Ender Güleray’ın mekanı olan Kamelya Döner’de döner yiyemedim maalesef.
Günün ilk saatlerinde güzel kahvaltılardan sonra toplu akşam yemekleri, maçın geç saatte bitmesi, diğer günlerde yapılan yoğun programlar nedeniyle Ender Gülenay’ın mekanına erkenden gidemedim maalesef. Ertesi gün de gecenin saat 12.00’sinde mekana gidince ortada döner kalır mı hiç?
Sağolsun Ender kardeşim, o saate kadar beni dükkanında bekledi.
Sevgili Ender’le hem şehir turu attık, hem geçmiş günleri yad ettik.
Değerli dostumun mekanında dönerin tadına bakmak istiyor ve nasıl bir döner lezzetinin olduğunu bir daha ki Adana seferimde buradan okuyabilirsiniz.
DÜZENSİZLİK DÜZEN OLMUŞ
Adana’da toplu taşıma fiyatları İzmit’e göre pahalı.
Kocaeli’deki toplu taşıma kooperatifleri duymasın, Adana’da indi-bindi ücreti 17,50 lira.
Kentte kırmızı ışıkta duran araç neredeyse yok. Eğer bir araç kırmızı işıkta durursa arkadaki araçlar korna çalıyor zaten.
Adana’da dolmuşların durak kavramı da yok. Her yerden yolcu alıyor, yolcunun istediği yerde yolcusunu bırakıyor.
Adana’da gezdiğim 2 gece 3 gün boyunca trafik polisine rastlamadım.
Onları sadece Yeni Adana Stadı’nda gördüm.
İşin daha garip tarafı kırmızı ışıkta da geçmeyen yaya yok.
Yani Adana’da trafik ışıkları düzeni bozan bir unsur olmuş resmen.
Adana’nın bu halini görünce aklıma trafik polislerinin İzmit’te vatandaşa eften püften yazdıkları trafik cezaları geldi. Hepten ifrit oldum o zaman işte. Ne zaman bitecek İzmitli vatandaşımın trafik polisi çilesi?
SURİYE Mİ ADANA MI?
Adana’da bir Türkiye gerçeği ile daha yüzleştim maalesef.
Adana’yı gezerken Rıza Çelebi Caddesi’nden geçerken büyük bir şok geçirdim.
Caddeye girdiğimiz andan itibaren Sevgili Cüneyt Koç kardeşimin aracını yavaşlatması dikkatimi çekti. 50 metre kadar daha ilerleyince durumun farkına vardım.
Cadde oldukça geniş olmasına rağmen, sağlı sollu araç parklarının yanısıra motorlu araçların gidiş-gelişi ile birlikte sokak satıcılarının varlığıyla sokakta tam bir keşmekeş hakim.
Tam anlamıyla belgesellerde gördüğümüz Pakistan, Hindistan sokaklarını gözünüzde canladırırsınız ne demek istediğimi anlarsınız.
Zaten Adana halkı bu caddenin ismini Suriye Caddesi olarak değiştirmiş.
Burada herhangi biriyle tartıştığınızda haklı olmanızın bir önemi yok. Tüm koca cadde bir anda organize bir şekilde üzerinize gelebilir, Allah korusun, hiç umulmadık şeyler yaşayabilirsiniz.
O yüzden Adana’ya gittiğinizde aman bu caddeden uzak durun.
Bazı dükkanların isimlerinin altındaki Arapça yazılar da farkedilmeyecek gibi değil.
Bu caddenin Adana’nın bir parçası olduğunu söylemek kolay değil.
FATİH TERİM - ZORBAY KÜÇÜK ÇEKİŞMESİ
Adana’da öğrendiğim spor camiasını oldukça yakından ilgilendiren ama kimsenin dile getirmediği bir iddia var.
Adana Bölgesi A Klasman Süper Ligi hakemlerinden Zorbay Küçük ile Fatih Terim arası çok açıkmış.
İddiaya göre yine Adanalı olan Fatih Terim, Zorbay Küçük’e maç verilmemesi için TFF’ye zamanında çok baskılar yapmış.
Sebebini öğrendiğimde bana bu durum çok garip geldi.
Zorbay Küçük’ün babası Feyzullah Küçük, Adanaspor dahil olmak üzere Süper Lig’de bir çok takımın formasını giysede fanatik bir Adanasporlu.
Buna karşın yine Adana’da doğan ve Adana Demirspor forması giyen Fatih Terim’in Galatasaray dışında fanatik bir Adana Demirsporlu olduğunu bilmeyen yoktur.
İşte bu Adanaspor ile Adana Demirsporlu olma mücadelesinin kentin dışına taştığı, Küçük ve Terim Aileleri arasında böyle bir mücadelenin varlığı konuşuluyor.
Adanaspor ile Adana Demirsporlu taraftarlarının mücadelesini kentte açıkça görmek mümkün ama bunu spor camiasında üst düzeydeki insanların düşmanlık derecesine getirmeleri oldukça manidar geldi bana.
Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin bunlara.
