3 Nisan Pazartesi günü ‘’Bu nasıl iştir?’’ başlıklı yazımda CHP ile Memleket Partisi arasındaki görüşmelerin sebep ve sonuçlarını yazmıştım.
Dün bu görüşmelerin ayrıntıları ortaya çıkınca telefonlarım susmadı.
Yazdıklarımızın hepsini parti liderleri bizzat ifade edince yazıyı okuyan bir çok kişi beni aradı.
Önce tebrik ediyorlar sonra da kendi düşüncelerini uzun uzun anlatıyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tür uzun siyasi görüşmelerden sıkıldığımı belirtmek isterim.
Bundan sonra ne olur, sorusunun cevabını öğrenmek için ‘’Bu nasıl iştir?’’ başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ediyorum.
CHP ile Memleket Partisi arasındaki seçim sürecinde yaşanacakları da o yazıyı okuyunca göreceksiniz.
Bu yazıyı yazarken aklıma 5 yıl öncesi geldi.
Kaderin cilvesine bakar mısınız?
2018 yılında CHP’nin tek umudu olarak Erdoğan’ın karşısına çıkarılan Muharrem İnce, şu anda Kılıçdaroğlu’nun kaderini tayin edecek.
Kaybetmesi durumunda siyasi yaşamına son vermesi beklenen Kılıçdaroğlu’nun ipleri Muharrem İnce’nin elinde.
Gerçi hiçbir zaman elinde sağlam ip bulundurmayan Muharrem İnce’ye Cumhur İttifakı’nın da çok fazla güveneceğini hiç sanımıyorum ama onların da elleri mahkum gibi duruyor.
İşte bütün bu sebeplerle Millet İttifakı’nın hedefinde Muharrem İnce olacaktır.
Bu yüzden Cumhur İttifakı’ndakilere ‘’Diren Muharrem’’ hashtagi açmalarını tavsiye ediyorum.
Sol cenahın zamanında büyük bir ruhla kullandığı sloganın solun temsilcisi olan bir lidere destek veren iktidar tarafından bu şekilde ifade edilmesi ilginç olmaz mı?
Bu saatten sonra Millet İttifakı topuyla tüfeğiyle Memleket Partisi’nin seçmen grubundan oy alabilmak için Muharrem İnce’ye yükleneceklerdir.
Millet İttifakı’nın irasyonal medyasının tek argümanlarının Muharrem İnce’nin oylarının düşüceği algısını yaratma çabası olacağını düşünüyorum.
Çünkü başka bir umutları yok.
Ayrıca şunu da ekleyeyim.
Partilerin seçim bölgelerinde oy üstünlüğü yoksa milletvekili sayılarında düşme olacaktır. Dolayısıyle değişen seçim sistemi en çok Ak Parti’ye yarayacaktır.
Yani büyük balık küçük balığı yutacaktır. Bu durumda meclis aritmetiği açısından bir hayli önem taşımaktadır.
İNTİHAR ETMİŞLER!
Siyasi partiler bin bir zorluklarla kuruluyor.
Ancak görüyoruz ki kendilerini bitirmeli çok kısa sürede çok kolay olabiliyormuş.
Kendilerini bitirirken rakiplerinin ekmeğine de yağ sürüyorlar aynı zamanda.
Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti, CHP’nin amblemi altında seçime girme kararı almış.
Bu bir intihardır.
Seçimden sonra ya da ortaklık bitince siz kendinizi hangi sağ seçmene ve nasıl anlatacaksınız?
Bundan sonra kim güvenir size?
Bundan sonra kim inanır size?
4 partinin bu hareketi sadece AK Parti’ye yarar.
Çok açık ve net söylüyorum;
Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti’nin tamamının siyaset sahnesinden silinmesi artık kaçınılmaz olmuştur.
Ayrıca HDP ile ortaklık yapan bir ittifağın içinde bu parti liderlerinin durumu AK Parti’den ayrıldıktan sonra esamesi okunmayan Abdullatif Şener’den daha hazin olacaktır.
Bu vesile ile Türk Halkı, bir başka gerçeği de görmüştür.
Ak Parti içerisinde marka olan bu isimlerin meğer Erdoğan’la birlikte bir değer taşını da farketmiş olduk aslında.
Ne diyelim?
Kendilerine yazık etmişler.
