Tahsin  Keskin

İmamoğlu'ndan yeni bir Erdoğan çıkar mı?

Tahsin Keskin

İMAMOĞLU’NDAN YENİ BİR ERDOĞAN ÇIKAR MI?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme İmamoğlu’na siyasi yasak uygulanmasına da karar verdi.

Bu karar Türk siyaseti için ciddi bir fecaattır.

Bu karar, post modern bir siyaset faciasıdır.

Bu kararla birlikte hiç kuşkusuz yeni bir mağdur siyasetçi yaratılmıştır.

Bunun için de bu karara karşı başta Ak Parti olmak üzere  her kesimden ciddi bir tepki geldi.

Bu kararı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1998 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde verilen ceza ve siyasi yasakla özdeşleştiren de var, bu cezanın Başkan Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yaşantısına büyük bir ivme kazandıracağını ifade eden de...

Bana göre de İmamoğlu’nun aldığı bu cezanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde aldığı cezadan hiç bir farkı yok.

Ancak İmamoğlu’nun siyasi yaşantısına büyük bir ivme kazandıracağını hiç inanmıyorum.

Evet Türk Milleti, hep mağdurun yanında olmuştur ama  İmamoğlu’nun bu mağduriyeti üst düzeyde kullanabilecek bir siyasetçi olduğunu düşünmüyorum.

Tabiri caizse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Süper Lig’de oynarken İmamoğlu’nu 1.Lig’e yeni çıkmış bir siyasetçi gibi görüyorum.

Çok daha net bir ifade ile koşullar her ne kadar çok benzese de İmamoğlu’ndan yeni bir Erdoğan çıkaramazsınız…

İstanbul’u sel vururken, İmamoğlu ailesi ile birlikte Muğla’da tatiline devam etti.

Yoğun kar nedeniyle İstanbul’da ulaşım kapanırken İmamoğlu bu sefer Erzurum’da kar keyfi yapıyordu.

Seçimi kazanana kadar camiden çıkmayan, her yerde Yasin-i Şerif okuyan İmamoğlu’nu seçimden sonra müslümanların olduğu bir ibadethanede gören var mı?

Oysa Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken sarı çizmeleriyle hep halkın yanındaydı.

Seçim olsa da olmasa da Erdoğan hep camideydi ve hep cami çıkışlarından halka seslendi…

Belki siz de bunların doğru kriterler olmadığını düşünüyorsunuz ama Türk Milleti bunlara değer veriyor ve buna göre seçim yapıyor işte.

İşte bunların hepsi PR’dır.

İmamoğlu’nun belediye başkanı seçildikten sonra PR’ının doğru yapıldığını düşünmüyorum.

Oysa yargının bu kararı İmamoğlu için bulunmaz bir fırsat olabilrdi. Ancak İmamoğlu, bu fırsatı çoktan kaçırdı.

Peki, İmamoğlu'na hapis kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan için ne anlam ifade ediyor?

Bu kararın Cumhur İttifakı’na olumsuz bir yansıması kesinlikle olacaktır.

Özellikle kararsızlar üzerinde mağdur tarafta olan İmamoğlu için Millet İttifakı’nın bu kararla ciddi bir ivme kazanacağını düşünüyorum.

Yani bu yargı kararı İmamoğlu’ndan daha çok Millet İttifakı’na yarayacaktır.

Ancak herşeye rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi zekasını ve usta manevra kabiliyetini unutmamak gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kararla ilgili olarak yarın öbürgün İmamoğlu'nun yanında olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam.

Bekleyip görelim bakalım.

-------------------------------------------

SİZ AKLIMIZLA DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?

Geçen hafta içinde medyaya yansıyan olayda bir vakıf kurucusunun kızı H.K.G.'nin 6 yaşında evlendirildiği iddiaları Türkiye'nin gündemine oturmuş durumda.

Tüm Türkiye şu anda bu olayı konuşuyor.

Aslında bu konu ile ilgili bir yazı yazmayı düşünmüyordum ama şu anda olay öyle bir hale geldi ki ben de resmen afallamış durumdayım.

Sanki bir yerden birileri düğmeye basmış gibi...

Ne oluyor?

Bu nasıl bir linç kampanyasıdır anlamak mümkün değil.

Hem basını hem siyasetçileri hayretler içinde izliyorum.

Nasıl bir şeydir bu?

Çok önemli bir cemaate bağlı bir hoca kızını güya 6 yaşındayken evlendirmiş.

Bu iddiaların üzerine de dünyalar kopartılıyor.

Allah aşkına, bırakın hocayı Kuran-ı Kerim’i kendisine hak nizam seçmiş biri bunu yapar mı?

6 yaşında evlilik ne demektir?

Siz aklımızla dalga mı geçiyorsunuz?

Olacak iş midir?

Elbette 6 yaşında bir kız çocuğu gerçekten evlendirilmişse hangi gerekçe ile olursa olsun asla bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bunu yapanlar da yaptıranlar da cezalarını çeksinler.

Böyle bir evlilik kabul edilebilir mi?

Ancak kimse olaya farklı bir açıdan bakmıyor ya da dillendirmeye cesaret edemiyor.

Çünkü aile topyekün linç edilmiş durumda...

Peki ya bu kız yalan söylüyorsa, ya gerçekten böyle bir evlilik olmadıysa, ya bu kız ailesine ve eski kocasına kızgın olduğu için ve öfkeyle bunları söylüyorsa o zaman ne yapacaksınız?

Görüyorum da basınımız, siyasetçilerimiz kararını vermiş, hep iddia sahibinin yanında duruyorlar.

Sanki iddia sabitmiş, hakim kararını vermiş, suçlu ortaya çıkmış gibi bir hava estiriliyor.

Daha yargılanma bile yapılmadı.

Bir tek insan evladı çıkıp ya kız yalan söylüyorsa bu aileye büyük haksızlık değil mi, kimse demiyor?

Suçlanan aile açıklamasında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik olmuştur, dedi.

Bu ifadeler birilerini kesmemiş olacak ki iddianın sahibi kızın anne babası için savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ve şimdi hapis kararı isteniyor.

Şu anda medyanın da tek konusu; ‘14 yaşında evlilik olur mu?’

Burada asıl amaç, kadını koruyup kollamak değil, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi dindar kesimi rencide etmektir.

Bir tık sonrası da  geçmişte Ali Kalkancı olayında rahmetli Necmettin Erbakan’a yaptıkları gibi iktidarı indirmeye çalışmaktır.

Bunu görmek için dahi olmaya gerek yok sanırım.

Peki ya, İki gün önce Diyarbakır’da 10 yaşında cinsel istismara uğrayan kız çocuğu için neden ayağa kalkmadınız?

Bu cinsel istismarı da dine mi bağlayacağız?

14 yaşında evlilik olmaz diyenlere şunu sormak isterim aslında.

14 yaşında bir çocuğun tanga ile direk dansına sesiniz çıkmazken ne oldu size şimdi bir kız çocuğunun evliliğini sorguluyorsunuz?

14 yaşında tilkinin dansına alkış tutan o çakallar mı benim dinimin kıstasını belirleyecekler.

Tilki avcısı bu çakalların samimiyetlerine nasıl inanalım peki?

Bir de Türkiye gerçeğini de unuttunuz sanırım!

Çevrenize baktığınızda 18 yaşından küçük evliliklerin bu toplumdaki oranından haberiniz var mı?

Her aileden en az bir evliliğinin 18 yaşından küçük olduğunun farkında mısınız?

Bir araştırın bakalım anne, babaanne, anneannelerizden birinin 18 yaşından küçük bir evliliği var mı yok mu?

Şimdi bu kadınların kocalarına da sapık mı diyeceğiz?

İşin daha ilginci; şu anda 18 yaşından küçük bir kızla evlenen bütün erkekler için suç duyurusunda bulunabilecek misiniz?

Bütün bu erkeleri de suçlayabilecek misiniz?

Bu konu ile ilgili bir başka bir soruna daha değinmek istiyorum.

Küçük yaşta evlilikleri protesto etmek için sokaklara çıkan bazı kesimlerin ‘’Kahrolsun şeriat’’ sloganları attığına şahit oluyoruz.

Nasıl bir cahilliktir bu?

Bu sloganları atanlar ya Şeriat’ın anlamını bilmiyor ya da anlamını bile bile dinime küfür ediyorlar.

Biliyor musunuz?

Şeriat, Allah’ın hükümleri anlamına geliyor.

Allah’ın hükümleri için nasıl kahrolsun diyebilirsiniz?

Müslüman olan bir kimse asla ‘’Kahrolsun şeriat’’ diyemez, dediği zaman zaten dinden çıkmış olur.

O yüzden bazı sözlerin nereye gittiğini çok iyi bilmek gerekiyor.

Yorumlar 3
Uğur 14 Aralık 2022 13:30

Şeriat demek yüce Allahın kuraları demek

Kadir 14 Aralık 2022 09:51

Doğru tespitler.

Hasan Kiraz 14 Aralık 2022 00:54

aynen katılıyorum size. nasıl oluyor da yargılanmadan hemen karar veriyorlar. yargılanmayı yapsınlar, doğru mu yanlış mı, kim yalan söylüyor ortaya çıksın. herkes ondan sonra kararını versin. 6 yaşında bir çocuğun evlendirileceğine ben de inanmıyorum. gerçek er geç ortaya çıkar.

Yazarın Diğer Yazıları