Gölge Adam

120 bin Suriyeli az rakam mı?

Gölge Adam

İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında anlattı. 

“Bugüne kadar 211 bin Suriyeli gözmen vatandaşlığa kabul edilmiş. Bunlardan sadece 120 bini yapılacak ilk seçimlerde oy kullanacakmış” 

Sayın Bakanın açıkladığı bu rakamlar ne kadar doğrudur, tartışılır.. 

Diyelim ki, rakamlar doğru... Türkiye ve Türkiye’nin geleceği için çok önemli olan seçimlerde, 3-5 yıl önce ülkemize gelip sığınmış 120 bin Suriyeli göçmenin oy verecek olması  normal mi?

Kimi zaman genel seçimlerde herhangi bir kentte, 3-5 oyluk fark bir milletvekilliğini belirliyor…

Cumhurbaşkanlığı seçiminde (yüzde 50+1) sistemi var. Belki, 3-5 bin oyluk farklarla  yarış sonuçlanacak. Kimin barajı aşıp; kimin barajı aşamayacağı belki 3-5 bin oy farkı ile belli olacak. 

Bizim ülkemizdeki seçimde 120 bin Suriyeli oy kullanacak. Bunların tamamının hangi partiye, hangi adaya oy vereceğini tahmin etmek de zor değil. 

Suriyeliler hızla ürüyorlar. Bu seçimde 120 bin, gelecek seçimde 500 bin, sonraki seçimde 5 milyon Suriyeli oy kullanırsa, bizim ülkemizdeki seçim sonuçlarının ne kadar sağlıklı olacağını düşünebiliriz. 

Neden 211 bir bin Suriyeli vatandaş oldu?

Neden bunların 120 bini Türkiye’deki seçimde oy kullanacaklar?

Gitsinler ülkelerine gerekirse savaşsınlar, Suriye’de demokrasiyi kursunlar, kendi ülkelerinde oy kullansınlar. 

Sayın Bakan, bu rakamı çok küçümseyerek, çok önemsizmiş gibi anlatıyor. 

Ama önümüzdeki seçimlerde 50-60 bin oyluk farklar pek çok şeyi belirleyecek. 

Ülkemize gelen Suriyeli ailelerin ülkemizde doğan çocuklarına vatandaşlık verebilirsin. 

18 yıl sonra bu çocuklara seçmenlik de verirsin. Bunu anlarım. Ama önümüzdeki seçimlerde Türkiye ile hiçbir ilgisi bulunmayan 120 bin Suriyeli kaçağa oy kullandırmak bence büyük hatadır. 

120 bin Suriyeli’nin yanı sıra acaba kaç Afgan, kaç Katarlı, kaç Iraklı, kaç Arap vatandaşı daha Türkiye’de oy kullanacak?
Çok merak ediyorum.

OKUL SERVİSLERİ İŞİ KARIŞIK 
Yeni eğitim döneminin başlamasına şunun şurasında bir aydan az zaman kaldı. 

İlimizde pek çok okul binası hazır değil. Yeni eğitim yılı çeşitli sıkıntılarla başlayacak. En büyük sıkıntı ise okulların öğrenci servislerinde yaşanacak. 

Mazota zam üstüne zam geliyor. Okul servisi işi yapan firmalar fiyat belirlemekte zorlanıyor. Özellikle bazı özel okullar,  öğrenci servisi için seçecekleri firmalardan avanta istiyorlar.

Maliyetler yüksek, fiyatlar çok yüksek. Pek çok özel okul, henüz öğrencileri için anlaşacağı servis firmasını belirleyemedi.

Belirleyenlerdeki servis ücreti fiyatı ise geçen yılın çok üzerinde...

Okullar açıldıktan sonra öğrenciler okulları ile evleri arasında gidip gelmekte çok zorlanacak. Servis hizmeti ya çok pahalı olacak, ya da hiç hizmet verilemeyecek. 

Şimdilik bu durum kimsenin umurunda değil. Ama okullar açıldıktan sonra büyük sıkıntı olacak. 

İCRALAR ÇOK CAN YAKIYOR 
Belki pek çok kişi farkında değildir. Ama Türkiye’de insanlar çok borçlu... 

Gazetelerde çarşaf çarşaf icra ilanları yayınlanıyor. 

Köylünün toprağı, küçük esnafın dükkanı, garibanın evi  bankalara kredi borcu ödenmediği için elinden alınıp, haraç mezat satılıyor. Bu durum çok önemli bir toplumsal yara.

Birkaç hafta önce hükümetin bu konuda bir karar alacağı, en azından icra işlemlerini durduracağı yolunda haberler çıktı. 

Ama daha sonra unutuldu. 

Türkiye’de bankalar karlarına kar katarken, bankalara olan borçlarını ödeyemeyen garibanlar sürüm sürüm sürünüyorlar. 

Bu duruma bir yasal çözüm bulmak lazım. 

Devlet bankalarına milyonlarca dolar kredi borcu olanlara hiç  zarar gelmiyor ama ihtiyacı nedeniyle bankalardan üç-beş kuruş kredi çeken insanlar, geri ödeyemeyince ellerindeki arabaları, evlere alınıp mezat salonlarında satılıyor. 

Kimi uyanık para babaları da garibanın elinden alınan bu malları icra satışlarında ucuza kapatıp, servetlerine servet katıyorlar. 

Milyonlarca vatandaşın banka borçlarını  bir şekilde yapılandırmak, bu icra furyasına  bir son vermek gerekiyor. 


 

Yazarın Diğer Yazıları