Denize girmeyi yasaklamak!
Gölge Adam
Çok sıcak bir yaz mevsimi geçiriyoruz.. Meteoroloji’nin tahminleri tutarsa, gelecek hafta daha da sıcak olacak.
İlimizde son birkaç yaz mevsiminde yeni bir alışkanlık hortladı... Rüzgarın biraz hızlı eseceği rapor edildiğinde Kandıra Kaymakamlığı bir karar alıyor, “Kandıra sahillerinde denize girmek yasaktır” kararı çıkıyor.
Oysa bu kentte yaşayan, Ege’de, Akdeniz’de tatil imkanı bulunmayan insanlar için denize girmenin tek adresi ilimizin Karadeniz kıyıları...
Biraz rüzgar esti diye bütün plajlarda denize girilmenin yasaklanması, denize girmek isteyenlerin engellenmesi olacak iş değil…
Yüzmeyi bilenlerin kendisini kollayanların ne kabahati var?
Bence Kerpe Koyu’nda hava koşulları ne olursa olsun, denize girmenin riski olmaz.
Eğer riskli plajlar varsa, cankurtaran sayısını arttırırsınız. Riskli plajlara tehlike sınırını gösteren ağlar çeker, insanların o ağın açığına gitmesini engellersiniz.
Ya da bir an önce şu İzmit Körfezi’ni temizler, Körfez’in her yerinden denize girmeyi mümkün kollarsınız da insanlar Karadeniz kıyılarına gitmek zorunda kalmazlar.
Şimdi bu sıcakta Kerpe’ye, Bağırganlı’yla, Cebeci’yle yüzmeye gitmeyeceksiniz de ne yapacaksınız?
Ne kolay şey, “Yasakladım” demek!
Yüzmeyi bilmeden macera olsun diye kendisini dalgalı denize atanlarla, gayet iyi yüzme bilen insanlar arasında bir ayrım yapmanız gerekiyor.
Türkiye’de “yasakçılık” çok kolay hale geldi. Evinin önünde yüzme havuzu bulunan, canları istediğinde kendilerini havuz sularına bırakanların, zırt pırt Kandıra plajlarında denize girmeyi yasaklamaları çok anlamsız değil mi?
YETER ARTIK; SİGARA VE İÇKİYİ DAHA FAZLA ZAM YAPMAYIN!
Son bir yıllık rakamlara bakın. Tamam iğneden ipliğe her şeyin fiyatı artıyor da, en çok zam gören ürünler sigara ve alkollü içkiler…
Şimdi, bu ay bitmeden sigara ve alkollü içki fiyatlarına yeni zam gelecekmiş!
Tamam sigara sağlığa zararlı, çok zararlı…
Tamam, alkollü içki haram… Üstelik sağlık açısından da sakıncalı.
Ama bu ülkede artık zenginlerden bile vergi alınamazken, bütün vergi yükünü sigara ve içki fiyatları üzerine yıkmak da büyük bir haksızlık.
Zaten sigara ve içki satış alanları iyice kısıtlandı. Bir de ayda iki kez zam geliyor.
Bir paket sigara 30 lira...
Bir şişe bira 35 lira...
Bu ay bitmeden yeni bir zam daha gelecek. Bu fiyat içinde vergi yükü çok yüksek..
Bütçe açık verdikçe sigara ve içkiye zam yapmak, ülkenin bütün vergi yükünü sigara ve içki içenlerin üzerine yıkmak da ayıp değil mi?..
Hem sigara, hem alkollü içki satan birkaç bayi kaldı. Sürekli ürünlere zam geldiği için satıcılar da çok zor durumda. Yakında bu bayiler de kapanacak, tiryakiler parasıyla bile sigara ve içki bulamayacak hale gelecekler.
Servet barışında vergi yok, sigarada, içkide vergi çok..
İyi de nereye kadar?
Artık sigara ve içki içenleri de biraz düşünmek gerek.
FAZLA BAL, AYIYI BİLE BAYILTIR
Son günlerde en çok ilgimi çeken haberlerden biri oldu… Düzce ilinin bir köyünde bir boz ayı, arı kovanlarına dadanmış...
Boz ayı, kovanları parçalamış, arıların yaptığı balları doymak bilmeksizin yemeye başlamış. Ama bu ballar, halis deli bal çıkmış. Boz ayı, kovanların arasında fenalaşıp bayılmış... Birileri görmüş de hastaneye kaldırılmış…
Bu ayının düştüğü durum, herkese ibret olsun. Bizde “Bal tutan parmağını yalar” diye bir özdeyiş vardır.
Devlette, siyasette önemli makamlara gelenlerin bir miktar çalması sanki hoş görülür.
Ama bu işin dozunu iyi ayarlamak lazım… Bu ülkede birileri bal tutup parmağını yalamıyor.
Balı avuçlayıp, avuçlayıp midelerine indirmenin gayreti içindeler... Üstelik bu kişiler hiç doymak da bilmiyorlar.
Düzce’deki arsız ayı herkese ibret olsun.
Fazla bal, ayıyı bile bayıltır. Artık birileri balları avuçladıktan sonra, devlet bankalarını hortumladıktan sonra ellerini yalamak yerine, ellerini temizleyip biraz arınmaya çalışsınlar.
