Sevgili Kocaelisporlu kardeşlerim..
Bu kentte bizden kaç kişi kaldı bilmiyorum. Ama içinde bulunduğunuz ruh halini çok iyi biliyor ve anlıyorum. Çünkü aynı ruh halini ben de yaşıyorum.
Kimyamız bozuk, sinirlerimiz bozuk, psikolojimiz bozuk, ağzımızın tadı yok, gözümüze uyku girmiyor.
Güzel ülkemizde Suriyeli mülteci, güzel şehrimizde Trabzon kökenli müteahhit kadar kıymetimizin kalmadığını da çok iyi hissediyorum.
Biz kalkıp, “Bize her yer Kocaeli” diye bağırabilecek güce sahip değiliz.
Bırakın “bize her yer Kocaeli” diye bağırabilmeyi, “Kocaeli Kocaeli’dir, bizimdir” diyebilecek gücümüz bile kalmadı…
Hayal kırıklığı içindeyiz. Kendimizi kırgın, kandırılmış, istismar edilmiş, hakarete uğramış gibi hissediyoruz.
Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibiyiz..
Ne demişler, “Tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bakacaksın.”
Ne yazık ki bu durumdayız…
……………………………….
Evet, bağıra bağıra, acıta acıta küme düştük.. Yeniden 2’nci Lig bataklığına döndük.
Ama biz, daha kötülerini de görmüştük.
BAL’da bile 25 bin kişiyle maç oynadık, dünya rekoru kırdık.
Yerel amatör liglerin soluğunu ensemizde hissettik.
“Kapatın Kocaelispor’u... Gelin Birliksporlu olun” dediler, direndik..
Kocaelispor adının önüne arkasına yeni bir ek koydurmadık. Yeşil-Siyah renklerimizin tonlarını, kulüp armamızdaki yıldızları değiştirmedik.
Artık bu kentte siyasi veya ekonomik gücümüz olmasa da hala biz varız.
Biz Kocaelispor’uz.. Tarihimiz var, köklerimiz var…
Defalarca küllerimizden doğduk, yine aynısını yapabiliriz. Herkese ve her şeye rağmen yapabiliriz.
Bizi yok sayanlara, bizi değersiz, güçsüz, silinmiş pısırıklar gibi görenlere günün birinde mutlaka ağızlarının payını verecek, bugünlerde bize çektirdiklerinin hesabını da soracağız.
Dik dur Kocaelisporlu kardeşim, eğilme.. Bu takım bu sezon bu kadar para harcandıktan sonra küme düşmüşse, bu senin kabahatin değildir…
Kocaelispor’u kimlerin göz göre göre küme düşürdüğünü, Kocaelispor bağıra bağıra küme düşerken, bu durumdan sorumlu olanların nasıl başka takımların şampiyonluğunu kutladığını hiç unutmayacağız..
Ağır hastayız, komadayız, hatta belki entübe olduk. Ama biz ölmedik, Fevziye’de cenazemiz yok..
Bizi komaya sokan mikropları çok iyi tanıyor, biliyoruz. Önce bu mikropları içimizden, vücudumuzdan atacağız.
Çok büyük bir kriz içindeyiz. Ama bu krizi burada durdurmak, geleceğe bakmak zorundayız. Kocaelispor’u bu hale düşürenler, yanlış üstüne yanlış yapanlar, hala olayın vahametinin farkında değiller…
Önce Kocaelispor’u bu mikroplardan temizlememiz gerekiyor.
Başkan Koyun ve yönetiminin, hemen, derhal, kongre kararı alması gerekiyor. Yeni oluşacak yönetimde , Kocaelispor’u bu hale getirenlerin hiç birinin yer almaması gerekiyor.
Kentin Şehr-i Emin’i Tahir Büyükakın’ın bir açıklama yapması, “Ben Kocaelispor’u sonuna kadar sahipleniyorum. Yeni yönetimi kongrede Kocaelispor üyeleri belirlesin. Ben karışmıyorum. Yönetime girecek kişilerin partisi, kökeni beni hiç ilgilendirmiyor. Kocaelispor kendi yönetimini kursun. Ben elemdin gelen bütün desteği vermeye devam edeceğim” demesi gerekiyor.
Bu Koyun yönetiminin geleceğe nasıl bir yük bıraktığını da bilmiyoruz. Hemen kendimize gelmez, yeni sezonun planlamasını yapmazsak çok daha büyük acılar yaşayacağız.
Önce yeni yönetim belirlenecek. Sonra bu yönetim ilk iş olarak yeni teknik direktörü belirleyecek. Yeni Teknik direktörün mutlaka Kocaelispor camiası içinden, çevresinden seçilmesi gerekiyor.
Elimizde öyle bir takım var ki, bunların çoğu 2’nci Lig’de bile oynayamaz. Zaten yabancılar ellerinde çok sıfırlı sözleşmelerle çekip gitti.
Yerlilerden de belki bir Benhur, Musa Nizam, Mehmet Taş işe yarar.
Yeni ve siyasetten tamamen arındırılmış bir takım kurmamız gerekiyor.
Sadece yönetimin değil, taraftar grubu liderlerinin değişmesi şart... Yerel medyada aklı başında, düzgün insanların konuşlandırılması şart..
Bu saatten sonra biz gerçek Kocaelisporlular birbirimize daha fazla sarılmak, daha fazla sahip çıkmak, daha büyük dayanışma içine girmek zorundayız.
Bizi yok sayıyorlar. Ama biz varız ve azınlık durumuna düşsek de hep var olacağız.
Dik dur Sevgili Kocaelisporlu kardeşim..
Üzüntünü, öfkeni, seni bu hale düşürenleri hiç unutma.. Ama dik dur…
Biz yıkılmadık, ayaktayız…