Yemeyi-içmeyi, gezmeyi-tozmayı, eğlenmeyi - gülmeyi seven bir insan olduğumu söyleyebilirim. Yay Burcu’ndayım ve burcumun özelliklerini taşıdığımı düşünürüm..
Sonbahar, yani hazan, yani güz mevsimi, yılın en karanlık mevsimi olarak bilinir.
Nedense ben, en çok sonbaharı, yani hazanı, yani güz mevsimini severim…
……………….
Çok sıcak, çok nemli, yapış yapış bir yaz geçirdik.
Biz İzmitliler şanslıyız ki, suyumuz hiç kesilmedi…
Kimi gün beş kez duş aldım... Kimi gün, oturduğum yerde terden sırılsıklam olan gömleğimi üç kez değiştirmek zorunda kaldım.
İmkanım, zamanım vardı. Ama hayatımda ilk kez, üstelik bu kadar sıcak bir yaz mevsiminde denize ayağımı bile sokmadım.
Ne Marmara’da, ne de Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de denize girmedim bu yaz mevsiminde…
İçime sinmedi… Ülkemin hali, insanların hali bunca kavuran sıcaklara rağmen içimdeki denize girme ihtiyacını frenledi.
Şimdi, gelecek temmuz ayını bekliyorum.
Ülkemin başına tuhaf işler gelmezse, Allah sağlık verirse, en geç gelecek haziran ayının 3’üncü pazar günü seçim yapılacak.
İnanıyorum ki, yapılacak ilk seçimle birlikte güzel ülkem huzura, refaha yeniden ulaşacak. Sıkıntılar büyük ölçüde bitecek, güzel günler başlayacak.
İnsanlar, istedikleri konsere, festivale gidebilecek.
İnsanlar yeniden özgürce konuşabilecek, yazabilecek…
Ekonomi toparlanacak, yolsuzluklar bitecek, gelir dağılımındaki dengesizlikler düzelecek.
İşte o zaman, gelecek yılın temmuz ayında, denize ayağımı sokmadan geçirdiğim bu yaz mevsiminin intikamını alacağım.
Ne kadar kirli olursa olsun Marmara’da (muhtemelen Değirmendere) denize gireceğim.
Kerpe’ye gidip, sevgili Orhan Görsen’in sahibi olduğu Ceneviz’den Karadeniz’e kendimi atacağım.
Ayvalık’a gidip Ege’de, Kıbrıs’a gidip, Akdeniz’de yüzeceğim.
…………………..
Şimdi, hazan mevsimi.. Birdenbire bunaltıcı sıcaklardan serin günlere geldik.
30 derecenin üzerindeki sıcak havalarda bir de yüzde 90’ı aşan nemle boğulur gibi hissederken, birdenbire sıcaklıklar 20 derece civarına indi...
Palamut geldi. Hamsi geldi.
Yürüyüş Yolu’nda dökülmüş çınar yaprakları ayakların altında “çıtır çıtır” ses çıkartmaya başladı.
Şimdilik kabuğu yeşil, tadı ekşi de olsa mandalina marketlerde kendini gösterdi.
Çok güzeldir Hazan..
Ne sıcaktan bunalıp şıpır şıpır terlersiniz; ne soğuktan üşüyüp, battaniyeye sarılmak zorunda kalırsınız.
Sabahları çorba zamanı geliyor…
Okullar açılıyor, sokaklar, caddeler cıvıl cıvıl olacak…
İzmit’in İstiklal ve Fethiye Caddelerinde hala yürümek bile zor ama eminim sonbaharla birlikte Yürüyüş Yolu daha da güzel olacak.
Güzeldir Hazan… Tadını çıkartın…
Hiçbir şey yapamıyorsanız, çıkın Yürüyüş Yolu’nda kesilmelerini son anda önlediğimiz tarihi çınarların altında yürüyüş yapın...
Terlemezsiniz de, üşümezsiniz de…
Kıymetini bilin bu havaların…
………………….
Hepimizi, koca bir ulusu salak zannediyorlar…
Her ayın 3’ünde TÜİK resmi enflasyonu açıklayacak ya ayın 2’sinde benzinle mazot fiyatını 1 TL indiriyor, ayın 4’ünde benzin ve mazota 2 TL zam yapıyorlar…
Resmi enflasyon aylık 1.46 çıkınca, Bakan Nebati, “Bakın mucize yöntemimiz tuttu. Enflasyon düştü” diye mesaj atıyor…
Enflasyonun düştüğü falan yok!
Garibanların 2 bin TL’ye kadar olan borçlarıyla ilgili icra takipleri kaldırıldı diye yoksulluk bitmiş, gelir dağılımı düzelmiş falan olmuyor...
Zor bir yaz geçirdik..
Çok daha zor bir kış geliyor..
Şimdi sonbahar...
Şimdi hazan, şimdi güz…
Bana göre en güzel mevsim...
Hayat kısa sevgili dostlar…
Liseden sınıf arkadaşım Tamer Özpir’in de vefat haberini aldım dün...
Tek tek eksiliyor İzmit…
Tek tek yıkılıyor çınarlar…
Takmayın kafanıza hiçbir şeyi…
Hazan’ın tadını çıkartın…
Sevgili arkadaşım Tamer Özpir’e Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dilerim.
