İsmet Çiğit

Çarşamba kuru, perşembe kebap…

İsmet Çiğit

Geçtiğimiz aylardaki pazar yazılarında  sık sık Geçit Restoran’dan söz ederdim... 

Allah’ın bildiği kuldan saklanmaz derler... 

İnanın Geçit burnumda tütüyor. Aylar var gitmedim, gidemedim.. 

Muharrem Usta ile Sezgin’in hazırladığı inanılmaz lezzetli yemekler, Tayfun’un yüzündeki garip tebessümle bunları servis edişi, Geçit’teki o dost ortamı aklımdan çıkmıyor... 

Bilirsiniz, bizim bir “Kızılderililer Çetesi” var... 

Yaz başlarken koptuk, kış geldi hala  buluşamadık. 

Sedat’ın ayağında arıza var, Ahmet’in yeni torunu oldu, Metin okulu bitiren oğlunu  Ankara’ya yerleştirdi, Başar İstanbul’daki annesinin yanına taşındı falan… 

Bir benim mazeretim yok, her an buluşmaya barış çubuğu yakıp, muhabbete hazırım da diğer Kızılderililer toparlanamıyorlar. 
…………………..
Ama hayat devam ediyor... Ben, İzmit’in lezzetlerini keşfetmeye, beğendiklerimi  yemeye devam ediyorum.. 

Geçen hafta Çarşamba günü “Dinozor gazeteciler” ekibinin  “Kuru fasulye“ partisi vardı. 

Bir kez daha  Hürriyet Caddesi’ni İstiklal Caddesi’ne bağlayan dar geçit üzerindeki Kuru Fasulyeci Ziya’da buluştuk. 

Metin Karan, Hayrettin Albayrak, Ali Gündoğdu, Uğur Uludağ, Ahmet Serimer, ben.. 

Yani tam dinozorlar.. İki buluşmadan beri bu ekibe yeni bir isim daha katıldı: Ömer Polat.. 

Ömer, aramıza “Emekli belediyeci” olarak girmedi. Ömer Polat’ın bu kentte hayatın içine girişi, Özgür Kocaeli’de muhabirlikle başlar.

Saydığım dinozorlar ekibinin bütün fertleriyle birlikte gazetecilik yapmış, sonra AKP’nin kuruluşunda siyasete girmişti. 

Şimdi, iki haftada bir gerçekleşen “Kuru fasulye” partilerine eski gazeteci sıfatıyla katılıyor. 

Bu çarşamba da kendimize mükemmel bir kuru-pilav ziyafeti çektik. 

Ziya’da bize arka taraftaki uzun masayı ayırıyorlar… Kuru-pilavın yanında istemeden kuru soğanımızı, turşu biberimizi de getiriyorlar... 

Ziya’daki bu  kuru-pilav partileri çok kişinin dikkatini çekti.  

“Beni de ekibe alın, ben de o masada olayım” diyenler var, “Bir hafta da bütün ekip benim misafirim olsun, eski günleri konuşalım” diye çağrı yapanlar da... 

Teklifleri tek tek değerlendiriyoruz… Ziya’da kuru-pilav partileri kış boyunca çarşamba günleri devam edecek. 
……………………..
Çarşamba günü “Dinozorlar grubu” ile Ziya’da kuru-pilav yaptım.. Aslında sıcak yaz günlerinde öğlen yemeklerini neredeyse tamamen kesmiştim.. 

Ama havalar biraz serinleyince yeniden öğlen yemekleri için de davete hazır hale geldim. 

Perşembe günü bizim Patron Tahsin Keskin ofise hiç olmadığı kadar erken geldi. “Abi ben açım, gel yemek yiyelim” dedi. 

Ben de açım… 

Ofise yakın konumda bir kebapçı keşfetmiştim, “Gel oraya gidelim” dedim. 

Sağ olsun Tahsin  bugüne kadar benden gelen hiçbir öneriyi geri çevirmemiştir. Gittik.. 
………………….
Ahmet Kobak’ın tavsiyesi üzerine keşfettiğim kebapçı, Leyla Atakan Caddesi’nin alt tarafından Adliye’ye doğru giden cadde üzerindeki ilk sokağın hemen başında... 

“Gaziantep Sofrası” yazıyor. Dükkanın asıl adı “Zalım Kebap” 

Ustası, hakiki Antepli Mehmet Usta... dedesi, babası da kebapçıymış.

 Asker emeklisi, “Abi Çanakkale’ye yerleşmeyi planlıyordum. Hayat beni buraya attı” diyor…

Tahsin’le nefis kebapları götürdük.  Mehmet Usta ile de biraz sohbet ettim.. 

“Usta” dedim, “Neden Zalım kebap? Bu biraz ters isim değil mi?” 

“Abi, hayatın kendisi zalım değil mi? Üstelik bizim işimiz acıyla… Acı zalımdır. Bu isim benim dedemden geliyor. Antep’te de bu isimde dükkanımız vardı. Burada da bu ismi tercih ettim. “ 

Çarşamba  Ziya’da kuru-pilav, perşembe Zalım’da kebap ve üstüne Kilis’ten gelen kaçak çay... 

Öğlen yemek yiyince, akşam evde yiyemiyorum. 

Bu defa gece acıkıyorum. Saat 22.30’da oğlum Can’ı arayıp, ortağı olduğu Dien Burger’den eve dönerken bana hamburger ve ayran getirmesini istiyorum. 

Benim ağız tadıma güveniyorsanız, hamburger seviyorsanız, Yahya Kaptan’da Ramada Otel karşısındaki Dein Burger’i denemenizi tavsiye ederim. 

Ama 22.30’dan sonra hamburgeri de yiyince, sabaha kadar uyku yok. 

Açıyor televizyonu, eski nostalji maçları izliyorum. 

Bir zamanlar Kocaelispor neymiş, onlara bakıyorum... 

Tabii, daha çok efkarlanıyorum… 

Hayatın lezzetlerini ıskalamayın… 

Haftada en az bir gün balık (şu sıralar Palamut ve hamsi mükemmel) yemeyi lütfen ihmal etmeyin. 

İyi pazarlar… 
 

Yorumlar 1
Sait 02 Ekim 2022 23:04

Bu dünyada işin iş ismet vur patlasın çal oynasın

Yazarın Diğer Yazıları