Şehrimizin valisinden rica ediyorum.
Şehrimizin belediye başkanlarından rica ediyorum..
Şehrimizin Emniyet Müdürü’nden, Milli Eğitim Müdürü’nden, bütün ilgililerinden hassaten istirham ediyorum:
Yalvarıyorum; ne olur, lütfen, bir sabah yataklarınızdan erken kalkın, İzmit şehir içi trafiğinin halini bir görün...
Makam aracınızla, önünüzdeki arkanızdaki eskortlarla değil!
Sade bir vatandaş olarak. Çakarsız, sivil araçla, direksiyona kendiniz geçerek çıkın...
Görün bu şehir nasıl bir işkence çekiyor...
Görün bu şehir trafikte nasıl bir ıstırap çekiyor...
Acıyın vatandaşın haline... Belki kafa kafaya verir, bu büyük işkencenin biraz olsun hafiflemesi için çareler aramaya başlarsınız.
…………………….
Okullar açılmadan önce bu sütunlarda defalarca yazdım...
Trafikte büyük sıkıntı olacağından bahsettim.
İtiraf ediyorum, bu kadar büyük sıkıntı olacağını ben bile öngörmüyordum!
Hafta içi günlerde sabah saat 08.00 ile 09.00 arasında İzmit tıkanıyor. İzmit kımıldayamıyor.
Toplu taşıma araçları konserve kutusu gibi tıklım tıkış...
Taksiler çalışamıyor...
Özel araçlar tıkanıp kalıyor…
Her sabah sayısız maddi hasarlı kaza meydana geliyor. Trafik tıkalı olduğu için kaza yerlerine de ekipler ulaşamıyorlar.
D-100 böyle, D-130 böyle…
Gölcük böyle, Derince böyle...
İzmit’te Otogar çevresinden geçilemiyor.
İzmit’te Yahya Kaptan’a girilemiyor...
D-100’de o saatlerde yasak olmasına rağmen, TIR’lar, ağır vasıtalar hala cirit atıyor. Küçük arabalar, dev kamyonların arısında karınca gibi ezilme riski taşıyorlar...
Kimse müdahale etmiyor. Ortada bir tane trafik görevlisi yok ki, araçları yönlendirmiyor.
D-100’den İzmit şehir merkezine girilemiyor.
Derince’den İzmit’e gelinemiyor...
Ne toplu taşıma düzenimiz var. Ne şehir içinde trafik düzenimiz var...
Böylesine büyük bir trafik kargaşası içinde okuluna giden bir çocuk, nasıl ders dinleyecek? Nasıl zihni açık olacak?
…………
Bakın, bugün perşembe.. Kapalı Pazar yeri çevresinde bugün kimbilir trafik ne hale gelecek?
Valilik binası çevresi, Kandıra kavşağı bölgesi tıkanacak, kilitlenecek...
Arabanıza binip, şehir içi trafiğinde dolaşmaya yüreğiniz yetmiyorsa, hiç değilse oturduğunuz makam odalarının penceresinden başınızı uzatıp şu şehrin haline bir bakın… Bu şehirdeki akıl almaz trafik karmaşasının halini bir görün..
Her sabah işkence yaşıyor bu kent…
İşlerine gitmeye çalışan insanlar da...
Okullarına gitmeye çalışan öğrenciler, öğretmenler de işkence çekiyorlar…
Yazık, yazık, gerçekten çok yazık.
Bu şehrin bu hale gelmesine çok yazık...
Bu şehir bu haldeyken, biraz olsun düzeltmek için kimsenin bir şey yapmıyor olmasına daha çok yazık...
Karlı, soğuk günlerde, günler iyice kısaldığında bakalım daha ne sıkıntılar yaşayacağız.
Sadece D-100’e hafta içi günlerde 08.00-10.00 arasında ağır vasıta girişini önlesek (ki bu konuda yasa da var) bile, bir miktar iyileşme sağlayabiliriz.
Sadece Kandıra kavşağı mevkiinden şehre giriş noktasında biraz genişlik yaratabilsek, sıkıntıyı bir miktar hafifletebiliriz.
Sadece Derince Safiport Limanı’ndan TEM Otoyolu’na bir bağlantı yapsak, bu sıkışıklığı bir miktar azaltabiliriz.
Sadece her sabah kilitlenen bölgelere birer trafik polisi koysak, sıkıntıyı bir miktar hafifletebiliriz.
Bunların hepsini yapabilsek, sıkıntıyı büyük oranda çözebiliriz.
Bu kadar mı aciz benim şehrim... Bu kadar mı sahipsiz?
Lütfen, yalvarıyorum... Bir sabah İzmit’te çekilen bu çileyi gözlerinizle görün. Eminim, halimize acıyacak, bir şeyler yapmanın arayışı içine gireceksiniz.
Truva | 18 Eylül 2022 10:52
Tüm bu yazdıklarında,vaktiyle peşinden koştuğun,yere göğe sığdıramadığın S.Sirmen in de payı varmıdır..?Viyadük üzerine aldıramadığı demir yolunun,saçma sapan Carrefur köprüsünün yoğunlaşmadaki payı nedir..?