Tahsin  Keskin

Helal olsun Yaşar Can'a !

Tahsin Keskin

Yıllar önce Turkcell’in üst düzey yöneticilerinin olduğu bir toplantıya katılmıştım.

O toplantıda Turkcell’in CEO’su ‘’Telsim olmasaydı, biz Turkcell olamazdık’’ demişti.

Rekabetin olmadığı yerde başarı olmaz.

Türkiye her alanda bunun bedelini çok ağır ödüyor.

Özellikle siyasette son demdeyiz.

Etkin bir muhalefetin olmayışı, siyasal iktidarı karar almakta yalnız bırakmıştır.

Yaptım oldu, anlayışı özellikle son dönemde Erdoğan Hükümetinin yanlışı gibi gözükse de bunun en önemli ana nedeni muhalefettir.

Onların Recep Tayyip Erdoğan için ‘Tek adamı rejimi’ dediklerine bakmayın. Erdoğan’ı böyle söyleyenler bu hale getirmiştir.

Suçluyu başka yerde aramayın, şikayet edene bakın, gerçeği göreceksiniz.

Bir zamanlar ‘’Milliyeçiliği ayaklarımın altına alıyorum’’ diyen Erdoğan şimdi seçim çalışmalarında Atatürk’ün posterini dağa taşa yazıyor, icraatlarını Atatürk’ün konuşması üzerinde seçim filmi haline getiriyor, en azılı milliyetçileri bile yanına topluyor.

Erdoğan, mecbur kalmasaydı bunları yapar mıydı?

Milliyetçi muhalefetin azcık bir zorlamasıyla çok daha milli kararların alınmasında şimdi ki milliyetçi ortakların rolü büyük olmuştur.

Hangi alanda olursa olsun, zorlamadan başarı gelmiyor.

Bugünkü konumuz hem parlamentoyu hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettikten sonra hala CHP’nin liderlik koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu değil ama bu konuda birkaç şey söylemeden de geçemeyeceğim.

Kılıçdaroğlu, sosyolojik bir vaka olarak okullarda okutulması gerekiyor.

Tez konusu yapılmalıdır.

Elbette sadece kendisinden değil, ondan medet umanlardan da tez konusunun bir parçası olarak yararlanılabilir

Ancak, muhalefetin başarıszlığını sadece Kılıçdaroğlu’na bağlarsak burda da yanlış yaparız.

Başarıızlığın altında yatan etmen Türkiye’nin sosyolojik gerçekleridir.

Bu nedenle çok daha geriye gitmeliyiz.

CHP’nin bir zamanlar danışmanlık hizmeti verdiği isim İstanbul Üniversitesi’nin Sosyoloji Profesörü Nur Serter olduktan sonra gerisini siz düşünün.

İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan pisliklerin en büyük sorumlularından biri rektör Kemal Alemdaroğlu ile onun CHP’li büzüktaşı Nur Serter, bugünkü iktidarın asıl sorumlularıdır.

O dönemler benim üniversite öğrenciliğime rastladığı için o günden bugünleri biz görebiliyorduk, bu konu üzerine yorumlar yapabiliyorduk aslında.

Ancak milyar dolarlık bankaların sahibi CHP’yi yönetenler bunu hiçbir zaman görmedi ya da görmek istemedi.

CHP üst düzey yöneticileri İş Bankası’ndan uygun kredi almaktan başka bir şey yapmadılar.

Ona da son dönemlerde Erdoğan el attığı için sadece Erdoğan’ın izin verdiği kadar yararlanabildiler.

Yani Türk Siyasetinde halk dışında her unsur etkili oluyor ama bundan en son vatandaşın haberi oluyor.

O zaman da atı alan Üsküdar’ı geçiyor tabi.

İlerleyen zamanlarda bu konuyu uzun uzun yazacağım zaten.

Şimdi gelelim asıl konumuza.

HELAL OLSUN YAŞAR CAN’A…

Kocaelispor’da uzun zamandır beklenen kongre geldi çattı artık.

Başkan Engin Koyun, ‘’Takımı TFF 2.Lig’e ben düşürdüm. Takımı 1.Lig’e çıkartıp şampiyon yapacağım. Ancak o zaman bırakırım’’ demişti.

Ancak Başkan Koyun, ayrılmak bir kenara dursun, Süper Lig’in hesaplarını yapmaya bile başlamış.

Çünkü ortada ona rakip çıkacak kimse yoktu.

Bütçenin büyük bir kısmını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi karşıladığı için siyasi gücü de arkasına alan Başkan Koyun, elbette devam etmek isteyecektir.

Bence Başkan Koyun’un bu kararı kötü değil.

Kötü olan, Kocaelispor gibi kentin önemli markasına başkanlık yapacak başka bir adayın çıkmamasıydı, başkanlıkta rekabetin olmamasıydı.

Bütün kongrelerde rakipsiz aday olarak çıkan Engin Koyun’un başkanlık dönemde yaptığı büyük hatalar Kocaelispor’u zora sokmuştur.

İlk önce Özcan Pişmaniye’nin sahibi Yaşar Can geçen hafta çıktı, paşalar gibi Kocaelispor Başkanlığı için adaylığını açıkladı.

Haberi duyunca çok sevindim, ‘’Helal olsun Yaşar Can’a’’ dedim.

Çok değerli iş insanı Yaşar Can’la bu ramazan ayında iki kez beraber iftar yapmıştık.

İftarda çok değerli spor yazarı Hayrettin Albayrak ve Kocaeli Zirve’nin Spor Koordinatörü Zafer Onar da vardı.

İki iftarda da Yaşar Can’a ‘’Kocaelispor’a neden başkan olmuyorsun? Senden daha iyisini mi bulacağız? Kocaelispor’un her kademesinde görev yapmış, yöneticilik tecrübesi olan, futboldan anlayan, işinde başarılı biri olarak sevk ve idareyi bilen, Kocaelispor’dan başka bir takım tutmayan, zamanında yurt dışındaki Kocaelispor maçlarına bile giden, gerçek bir Kocaelispor sevdalısı olarak neden başkanlığa aday olmuyorsun’’ diye sormuştum.

Kendisi de bana ‘’Beni sevmiyor musunuz? Kocaelispor başkanlığı çok ağır bir görevdir. Böyle ağır bir görevin hakkını vermek gerekiyor.  Ben artık aileme ve sevdiklerime zaman ayırmak istiyorum’’ demişti.

Demek ki Can’ın Kocaelispor sevgisi, ailesi ve sevdiklerinden bile öne geçmiş görünüyor.

Bence Yaşar Can’ın bu kararı, torunlarına anlatabileceği en güzel hikaye ve en önemli hatıra olacaktır.

Aldığı bu karardan dolayı kendisini yürekten tebrik ediyorum.

Bu arada Can’ın aldığı adaylık kararı ilk meyvesini verdi bile.

Engin Koyun, Kocaelispor camiasının hiç sevmediği ve istemediği teknik direktör Fırat Gül’le yollarını bu haberden hemen sonra ayırdı.

Eğer Yaşar Can aday olarak çıkmasaydı Başkan Koyun, Fırat Gül’le yola devam edecekti.

Çok önemli bir kaynaktan gelecek sezon için tekrar anlaştıklarını çok iyi biliyorum. Bunu da defalarca yazmıştım zaten.

Yaşar Can’ın aday olarak çıkması bütün planlarını bozdu ve Kocaelispor için ilk hayırlı adımı Can sayesinde atılmış oldu.

Yaşar Can’ın iyi bir yönetim oluşturması halinde Engin Koyun’u zorlayabileceğini düşünüyorum.

Yıkamasa bile sallandırır, her zaman Yaşar Can’ın nefesini ensesinde hisseden Engin Koyun, bundan sonra Kocaelispor camiasını karşısına alacak kararlar alamaz.

Kocaelispor hizmet etmek sadece başkanlık görevini yürütmekle sınırlı değildir.

Bu nedenle Yaşar Can’ın bu hareketini çok önemsiyor ve Kocaelispor’a büyük katkı sunacağını düşünüyorum.

AİLECEK UMUTSUZ VAKALAR

Bu hafta içinde Kocaelispor Başkanlığı için bir adaylık kararı daha geldi.

Redstone Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Kırmızıtaş Başaran, Kocaelispor başkanlığına aday olacağını açıklamış.

Kazanma şansı yok denecek kadar az olan Evrim Hanım’ın bu kararı tamamen reklam kokan hareketten başka bir şey değildir.

Evrim Kırmızıtaş Başaran’ın bu hareketini eşi Ömer Faruk Başaran’ın siyasi başarısızlıklarının bir yansıması olarak görüyorum.

Ailecek bir yerlere aday olmaya alıştırmışlar kendilerini herhalde.

Ancak her defasında başarısız olan ve bir milim mesafe kaydedemeyen bu ailenin de sosyolojik bir araştırma tezine konu olabileceklerini düşünüyorum.

Yani sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu değil, kentimizdeki bu tür umutsuz vakaları da görmezden gelmemeliyiz.

Kocaelispor’a elbette herkesin başkan adayı olma hakkı var ama bu kadar reklam kokan hareketleri de gözümüze soka soka yapmayın bari.

Ne olur, herkes haddini bilsin.

Yazarın Diğer Yazıları