Uzun zamandır planladığımız ama bir türlü cesaret edemediğim ameliyat için nihayet geçen hafta bıçak altına yattım.
Uyku rahatsızlığından dolayı burun ameliyatı için Medikal Park Kocaeli Hastanesi’nde ameliyat oldum.
4,5 saat süren başarılı bir ameliyattan sonra bir haftadır evde dinlenmede kaldım.
İki-üç yazı yazmanın dışında işlerle hiç ilgilenmedim desem yalan olmaz.
Sadece yetişebildiğim kadarı ile gelen telefonlara bakabildim.
Bu süre içinde telefonuma gelen geçmiş olsun mesajları dışında çok büyük ihbarlar da vardı. İhbarları gelecek haftadan itibaren tek tek ele alacağım.
Hatta öyle ihbarlar ki siz de inanamayacaksınız. Bunun için gelecek haftayı bekleyin lütfen.
HERKESE YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM
Ameliyatım süresince kahrımı çeken, ablam başta olmak üzere tüm aileme, akrabalarıma, dostlarıma ve sevdiklerime yürekten teşekkür ediyorum.
Teşekkür için ameliyatımı gerçekleştiren doktoruma da ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Kulak Burun Boğaz hastalıkları alanında genç yaşta Doçent ünvanı alan Kulak Burun Boğaz başta olmak üzere Baş Boyun Cerrahisi, Burun Estetiği, Tiroid ve Paratiroid alanlarında Türkiye’nin en iyilerinden olan Doç. Dr. Bayram Şahin Bey’e başarılı operasyonları çok teşekkür ediyorum.
Ameliyatım daha yeni olduğu için ameliyatın sonuçları konusunda erken bir bildirimde bulunmak istemiyorum ama şu ana kadar herşeyin çok yolunda gittiğini ve sorunsuz bir süreç yaşadığımı belirtmek isterim.
Her ne kadar ameliyatın sonuçlarını görmek açısından süre daha erken olmuş olsa da Doç. Dr. Bayram Şahin ismi konusunda edindiğim referansların çok olumlu olması sebebiyle herhangi bir hayal kırıklığı yaşayacağımı sanmıyorum.
Ancak bir doktor için bu kadar çok insandan bu kadar çok olumlu referansın olmasına çok şaşırdığımı söylemek istiyorum.
Şahin hakkında olumsuz bir yoruma, şikayet eden birine rastlamadım desem yalan söylememiş olurum.
Allah, başarılarını daim etsin inşallah.
Doç. Dr. Bayram Şahin’in Kocaeli kenti için çok büyük şans olduğunu düşünüyorum.
Başarılı operasyonu için Doç. Dr. Bayram Şahin’e tekrar teşekkür ederken bütün hastalara da Allah’tan şifa diliyorum.
BİZ NE ZAMAN BU HALE GELDİK?
Dediğim gibi bir haftadan fazla bir zamanın tamamını evde geçirindim, dışarıya hiç çıkmadım.
En çok da ailelemle bu kadar fazla zaman geçirdiğim için mutluyum.
Hem ailemle uzun zamanlar geçirdim hem de gelen geçmiş olsun telefonları ve ziyaretler ile uzak-yakın nasıl bir akrabalık bağımızın olduğunu bir kere daha görmüş oldum.
İkizdere’den, İyidere’ye, Of’tan Eskipazar’a, Samsun’dan İstanbul’a, Derepazarı’ndan İzmit’e kadar aramayan kalmadı.
Hepsine tekrar tekrar teşekkür ederim.
Hiç bilmediğim akrabalarımızın varlığını bu yaşta öğrendiğim gibi, kendileri ile görüştüğüm ve konuştuğum halde akrabam olduğundan haberim olmayanların da farkına varmışım.
Gerçek şu ki; akrabalarımdan biraz uzak durduğumu farkettim.
Bundan sonra akrabalarımın düğünlerine de cenazelerine de daha fazla katılma sözü verdim kendime.
Akraba da sevilmek de güzel şeylerdir.
Evdekiler de sağolsunlar, bir çocuk gibi baktılar bana.
Bir şey isteyeyim diye gözümün içine baktılar resmen.
Aile candır.
Öyle olunca ben de kendimce bazı fedakarlıklar yaptım.
Örneğin sabah programlarında ve akşam dizilerinde azcık mızmızlansam da izlenilen programlara çok fazla sesimi çıkartmadım, kimseyi mutfaktaki televizyona göndermedim.
Hep oturma salonunda konuştuk, hep birlikte tek televizyonu izledik.
İzledik izlemesine de bir şey çok dikkatimi çekti.
Bu zamana kadar hiçbir sabah programını izlememiş biri olarak izlediklerim karşısında çok şaşırdığımı, büyük hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmek istiyorum.
Bu sabah kuşağında yaşanan olayda stüdyodaki spikerin karşısında bir kadın, onunla evli olan bir adam ve arkada oturtulmuş seyircilerin olduğu bir program vardı.
Karı-koca olan çift yaşadıkları sorunları uzun uzun anlatıyor, ailenin bütün sırlarını ortaya döküyorlar.
Kadının iddiası şu: ‘’Ben bir çocuk doğurdum,ama kocamdan değil’’
Adam da diyor ki; ‘’Hayır, çocuk benden. Biz karı-kocayız. Aynı evde yaşıyoruz’’
Programın konusu bu.
Programın amacı da acaba çocuk adamın mı, değil mi, onu ortaya çıkartmak.
Bunun için babanın ve çocuğun DNA örnekleri alınmış, laboratuvara gönderilmiş, annenin ve babanın konuşmaları sonrasında DNA sonucu açıklanacak.
Seyircilerin ağzı açık sonucu bekliyorlar.
Nihayet, spiker zarfı açıyor ve sonucu açıklıyor; ‘’Kadın haklı, çocuk bu babadan değil’’ diyor.
Bunun üzerine kadın ayağa kalkıyor, şiddetli bir şekilde kendini alkışlamaya başlıyor ve ‘’Ben demedim mi size çocuk kocamdan değil’’ diyor.
Kadın nasıl mutlu ama!
Peki arkadaki seyirciler ne yapıyor biliyor musunuz?
Çılgınca kadını alkışlıyorlar.
Evet, yanlış okumadınız.
Seyirci, evlilik dönemi içerisinde başkasıyla ilişki yaşamış, zinadan çocuk yapmış kadını alkışlıyor.
Yanlış anlamayın bu olay Türk Televizyonunda oluyor.
Düzmece değil, yaşanmış hayatın ta kendisi.
Ne oldu bize böyle?
Biz ne zaman bu hale geldik?
Biz bu kadar nasıl değiştik?
